İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Seyyid Abdurrahim Musevi, Katar Başbakan Yardımcısı ve Savunma İşlerinden Sorumlu Bakan Danışmanı Halid bin Muhammed el-Atiyye ile telefonda görüştü.

İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Seyyid Abdurrahim Musevi ile Katar Başbakan Yardımcısı ve Savunma İşlerinden Sorumlu Bakan Danışmanı Halid bin Muhammed el-Atiyye telefonla görüştü.

Tümgeneral Musevi, bu görüşmede, Katar hükümetinin İran’ın dost ülkelerinden biri olduğunu belirterek, İran ve Katar’ın çok yakın siyasi ilişkilere sahip olduğunu ifade etti.

Tümgeneral Musevi, Katar hükümetinin İran’ın egemenliğine yapılan saldırıları kınayan değerli tutumlarından ötürü teşekkür etti ve Katar’ın, mazlum Filistin halkının mücadelesini kesin bir şekilde destekleyen ülkeler arasında yer aldığını söyledi.

İran Genelkurmay Başkanı, 12 günlük dayatılmış savaşta İran’ın haklılığının tüm dünyaya kanıtlandığını belirterek, Müslümanların, Müslüman hükümetler ve tüm dünya özgürlük yanlılarının İran’ın tutumunu güçlü şekilde desteklediğini ve bu süreçte ABD ve Siyonist rejimin hiçbir uluslararası ilke ve normu tanımadığının dünyaya ispatlandığını vurguladı.

Tümgeneral Musevi, ABD’nin bu 12 günlük savaşta Siyonist rejime her türlü yardımı sağladığını, rejimin İran’ın füze ve insansız hava aracı saldırılarına karşı savunma operasyonlarını istihbarat ve lojistik olarak tamamen desteklediğini belirtti.

Tümgeneral Musevi ayrıca, İran Silahlı Kuvvetleri'nin tüm gücüyle zorbalığa karşı direndiğini ve saldırganlara güçlü şekilde karşılık verdiğini ifade etti.

Katar Başbakan Yardımcısı Halid bin Muhammed el-Atiyye ise bu görüşmede, Şehit Bakıri ve diğer şehit komutanlar için taziyelerini iletti.

Halid bin Muhammed el-Atiyye, Katar’ın İsrail'in İran’a yönelik saldırısını başından beri kınadığını ve karşı tarafa Katar hava sahası ve topraklarının bu savaş için kullanılmasına izin verilmeyeceğini açıkça bildirdiğini söyledi.

Katarlı yetkili ayrıca ülkesinin her zaman sorunun diplomatik yollarla çözümünden yana olduğunu vurguladı.

Taraflar, görüşmenin sonunda ikili askeri ve savunma ilişkilerinin süreci hakkında istişarede bulunarak, bu ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini vurguladılar.