İran gazetelerinde istanbul toplantısı ve bazı ülkelerin İsrail ile olan ilişkisine yer verildi. Bu yazımızda bazı önemli manşetleri gözden geçiriyoruz.
İstanbul Zirvesi: Caydırıcılık Mesajı
İstanbul Zirvesi: Caydırıcılık Mesajı bşlığını kullanan İtimad gazetesi şunları yazdı:
Diplomatik gerilimin tırmanması ve teknik ve siyasi baskıların artmasıyla birlikte, İran ile üç Avrupa ülkesi arasında İstanbul'da yapılan son görüşmeler, tetikleyici mekanizmanın etkinleştirilmesi konusunu bir kez daha nükleer gelişmelerin odak noktası haline getirdi. Daha önce bu görüşmelerin, yaptırımların yeniden uygulanması için son tarihin altı ay uzatılmasına yönelik belirli bir Avrupa önerisiyle yapıldığı iddia edilmiş olsa da, gözlemciler İran'ın önceki tutumlarının aksine, tetikleyici mekanizmanın etkinleştirilmesi için son tarihin uzatılması girişimini resmen reddetmediğini iddia ediyor; gözlemciler bunu Tahran'ın diplomatik yaklaşımındaki sınırlı açıklığın bir işareti olarak görüyor. Aynı zamanda, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Müdürü Rafael Grossi de İran'ın bazı teknik görüşmeleri yeniden başlatma isteğini açıkladı, ancak aynı zamanda bu etkileşimlerin şimdilik müfettişlerin nükleer tesislere geri dönmesini içermeyeceğini vurguladı. Bu bağlamda, bir grup analist, tetikleyici mekanizmanın etkinleştirilmesinin İran ile Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı arasındaki gelecekteki teknik etkileşimle doğrudan ilgili olduğunu düşünüyor. Bu gruba göre, Tahran'ın Ajans ile iş birliği önümüzdeki günlerde farklı bir biçim almadığı takdirde yaptırımların geri dönmesi neredeyse kesin. Öte yandan, Tahran ile Avrupa Üçlüsü arasındaki mevcut gerginlik ve Washington ile Tel Aviv'in eş zamanlı eylemleri göz önüne alındığında, tetik mekanizmasının devreye sokulması ve Güvenlik Konseyi'nin ülkemize yönelik yaptırımlarının yeniden başlatılması önerisinin daha doğru bir öneri olduğuna inanan gruplar da var. Ancak şimdi tüm gözler, güvenlik güçleri ile Tahran arasındaki teknik görüşmelerin seyri ve Avrupa'nın tetik mekanizmasının geleceğine ilişkin Ağustos ayı sonuna kadar vereceği kararda.
Uzman Rahman Kahramanpur gazetemize verdiği röportajda şunları söyledi: Görüşmeler için İstanbul'un seçilmesi aslında bir tür ara çözümdü. İran içinde bazı eleştirmenler, İran'a karşı hiçbir olumlu adım atmayan Norveç'in neden görüşmelere ev sahipliği yapması gerektiğini sorguladılar. Ya da neden tekrar Viyana seçilmeli? Böyle bir ortamda İstanbul seçimi, İran'ın Avrupa'nın özellikle İsrail ve Amerikan saldırılarına verdiği yanıttaki performansından duyduğu memnuniyetsizliğin bir mesajı olarak görülebilir. Öte yandan Türkiye, Çin ve BAE ile birlikte, İran'ın yaptırımların hedefi olduğu ve olmaya devam ettiği yıllarda Tahran'ın başlıca ticaret ortaklarından biri olmuş ve yaptırımların aşılmasında rol oynamıştır. Bu nedenle Tahran, görüşmelere ev sahipliği yapmanın bir ayrıcalık olarak kabul edileceğini, bunun zor zamanlarında ekonomik olarak İran'ın yanında yer alan bir ülkeye gideceğini düşünmüş olabilir. Bu tercihte rol oynayan bir diğer önemli faktör ise medya alanının yönetimidir. Mayıs ayında başlayan yeni müzakere turunda İran, medya ortamına karşı oldukça hassas davrandı ve istişarelerin medyaya nasıl yansıyacağı konusunda hassas bir kontrol sağlamaya çalıştı. Bu bağlamda, Türkiye'de özel medya kuruluşları aktif ve çok sayıda olmasına rağmen, Türk hükümetinin İran'ın müzakerelerin medyada sınırlı yer alması talebini kısmen kabul ettiği görülüyor.
Agah: Suç ortağı
Agah gazetesi Türkiye ve bazı Arap ülkelerin İsrail ile devam ettiren ilişkilerini bugünkü manşetine taşıdı. Gazete mazlum Gazze halkına işlenen soykırım ile birlikte Türkiye ve bazı Arap ülkeleri İsrail ile ticari ilişkileri göze çarpar bir şekilde arttı" sözelerine yer verildi.
Suç ortağı başlığını kullanan gazete şunları yazdı:
BAE ve İsrail, 2023 yılında Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması imzaladı ve bu anlaşma şu anda yürürlükte. Anlaşma, Emirlik şirketlerinin İsrail pazarına erişmesine olanak tanıyor. BAE'nin Gazze Savaşı'nın en yoğun döneminde İsrail ile eşi benzeri görülmemiş ticareti bir sır değil; Abu Dabi'den Tel Aviv'e milyarlarca dolarlık mücevher ve endüstriyel ekipman ihracatı Filistinlileri kızdırdı.
İsrail İstatistik Merkezi tarafından yayınlanan resmi veriler, Gazze Savaşı sırasında BAE ile İsrail arasındaki ticaretin eşi benzeri görülmemiş ölçeğini ortaya koyuyor. Ekim 2023'ten (savaşın başlangıcı) Şubat 2025'e kadar olan dönemi kapsayan veriler, BAE'nin Arap ülkeleri arasında İsrail'e en fazla yerli ürün ihraç eden ülke olduğunu gösteriyor.
Veri analizine göre, BAE bu dönemde İsrail'e 81 ana emtia kategorisini kapsayan 1.377 çeşit yerli ürün ihraç etti. En önemli ihracat grupları arasında mücevher, sanat eserleri, endüstriyel ekipmanlar ve ham metaller yer aldı. Listenin başında 584,9 milyon dolar değerinde inci, değerli taş ve altın ürünleri ihracatı yer alıyor. İhraç edilen ürünler arasında gübre, gıda (meyve ve sebzeler dahil), içecekler, çimento, tuz, kükürt, ilaçlar, oyuncaklar ve giyim ürünleri de yer alıyor. 2023-2025 yılları arasında, Emirlik'in İsrail'e yurt içinden ihraç ettiği ürünlerin toplam ihracatı 1,2 milyar dolara ulaştı. Bu miktar Ekim 2023'te sadece 32,6 milyon dolarken, Ekim 2024'te 148,4 milyon dolara ulaşarak beş kat artış kaydetti.
Öte yandan, BAE aynı dönemde 763 çeşit İsrail malı ithal etti ve bu ürünlerin değeri 737 milyon dolardı. Bu ithalatın büyük kısmını mücevher, optik ve tıbbi aletler (159,6 milyon dolar), elektronik cihazlar (80,2 milyon dolar) ve gıda ve içecekler (26,2 milyon dolar) oluşturdu. BAE, Gazze Savaşı sırasında İsrail'in en büyük Arap ticaret ortağı haline geldi ve İsrail'in Arap ülkeleriyle olan toplam ticaretinin yaklaşık üçte ikisi Tel Aviv ve Abu Dabi'yi kapsıyor.
Ürdün, işgal altındaki topraklara bir yılda yaklaşık 500 milyon dolar ihraç etti; Ürdün hükümeti İsrail'e çelik ve elektrik sağlıyor ve karşılığında Filistin halkının katillerinden gaz ve su alıyor.
Önde gelen Türk siyasi aktivist ve gazeteci Metin Cihan, hükümetinin İsrail ile olan mali ilişkileri hakkında şok edici bir açıklama yaptı. Ceyhan, "İsrail ordusuna çelik tedarik etmeye devam ediyoruz, ancak gümrük belgelerinde sahte olarak Filistin adına kayıt altına alıyoruz" dedi. TRT ayrıca, en büyük artışın Filistin'e yapılan çelik ihracatında olduğunu utanmadan bildiriyor!
İran: Dünya ile etkiletişim
İran Gazetesi Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan'ın Dışişleri Bakanlığ personeli ile yaptığ görüşmeyi manşetine taşıdı.
Pezeşkiyan'ın dünya ile etkiletişin sözünü manşetine taşıyan gazete şunları yazdı:
İran-İsrail savaşının sona ermesinden bir ay iki gün sonra, Cumhurbaşkanı dün Dışişleri Bakanlığı'na giderek Bakan, Bakan Yardımcıları ve Bakanlık Müdürleriyle görüştü. Cumhurbaşkanı, konuşmasının başında, Siyonist rejimin ülkemize yönelik saldırılarında şehit düşenlerin saygı ile anarak, Bakanlığın tüm çalışanlarının bu dönemde gece gündüz gösterdiği çabaları takdir etti.
Pezeşkiyan da Dışişleri Bakanlığı'na yönelik bu takdirin nedenini açıklayarak, "ABD'nin baskılarına rağmen, Siyonist rejimin suçlarının çok sayıda ülke, tüm uluslararası örgütler ve forumlar tarafından yaygın bir şekilde kınanması, sizin çabalarınız ve gayretleriniz sayesinde eşi benzeri görülmemiş bir olaydı ve bu takdiri hak ediyor." dedi.
Cumhurbaşkanı, Siyonist rejimin saldırganlığına karşı halkın gösterdiği yüksek dayanışma ve desteğe dikkat çekerek, "Rejimin bazı eylemlerinden dolayı hoşnutsuz olanların bile bu saldırılar karşısında bu ülkenin ve halkının arkasında duracağını hayal etmek benim için zordu Bu ulusal dayanışma, bizi halka en üst düzeyde saygı göstermemiz ve sorunları diyalog yoluyla çözmemiz gerektiği bilincine ulaştırmalıdır."ifadesini kullandı.
Ülke içi uyum ve uyum yaklaşımını, komşu ve bölge ülkelerine öncelik vererek, dış ilişkilerde de sürdürmemiz gerektiğini" vurgulayan Pezeşkiyan, şunları ekledi: "Bölgesel ve dost ülkelerle komşuluk ilişkilerimizi ve etkileşimlerimizi genişletme perspektifimizi gözden geçirmeliyiz.