İran topraklarında farklı etnik grupların ve farklı dinlere inananların barış ve huzur içinde bir arada yaşamaları ülke tarihinde parlak bir sayfa oluşturmuştur. Binlerce yıllık tarihi geçmişi olan bir millet, zengin bir kültüre sahip kadim medeniyet ve ana vatan İran gölgesinde ulusal birlik ortaya çıkmıştır.
Binlerce yıllık toplumsal yaşamı boyunca çok büyük badireler atlatan İran halkı çeşitli farklılıklara rağmen birlik ve beraberlik içinde yaşamıştır. Ülkemizde farklı dinlere ve etnik gruplara mensup insanlar bazen aynı şehirde, bazen de aynı mahalle ve sokakta yan yana yaşamış ve iyi ve kötü günler geçirmişlerdir.
İran gibi çok kültürlü bir ülkede, din ve mezheplerin etkileşimi her zaman barış ve huzur içinde bir arada yaşamanın bir modelini sunmuştur. Bunun nadir örneklerinden biri, özellikle tarihi Yezd ve Kerman kentlerinde yaşayan Zerdüşt inancına mensup vatandaşların İmam Hüseyin’e (a.s) olan bağlılıkları ve Muharrem, Aşura ve Erbain merasimlerine aktif katılımlarıdır. Bu olgu, yalnızca din sosyolojisi açısından değil, aynı zamanda İran kültürünün ortak insani değerlere dayalı dinler arası bağlar kurma kapasitesini de göstermektedir.
Tarihi geçmişi
Zerdüştler ve Müslümanlar arasında İslam'dan sonra çatışma yaşandığına dair yaygın inanışın aksine, tarihsel kanıtlar iki toplum arasında derin kültürel etkileşimler olduğunu göstermektedir. Bu etkileşimin dönüm noktalarından biri, İmam Hüseyin'in (a.s.) eşi olan Sasani İmparatoru Yezdigirt III'ün kızı Şehrbanu (Cihanşah) hikâyesidir. Bu rivayetin tarihsel doğruluğu akademik çevrelerde tartışılsa da, İran'ın popüler inançları, özellikle de Zerdüştler üzerindeki etkisi inkâr edilemez. Ahmed Tafazzuli, araştırmasında bu rivayetin en azından hicri dördüncü yüzyıldan beri tarihi kaynaklarda kayıtlı olduğunu ve giderek İranlıların kolektif hafızasının bir parçası haline geldiğini göstermiştir. Yezd'de bazı Zerdüştler, Hazreti İmam Hüseyin'i "İran'ın damadı" olarak tanımlar ve Ehlibeytin son Sasani kralıyla olan bağının, İran kültürünün İslami bir biçimde devamlılığının bir sembolü olduğuna inanırlar.
Ortak ritüeller
İran Zerdüştleri, dini ritüellerinin Muharrem ve Safer aylarıyla den geldiğinde kutlamalarını ertelerler. Örneğin, 2019'da Yezd'deki Mehregan kutlamaları Muharrem'e denk gelmemesi için bir ay erkene alındı. 2022'de Kerman'daki Sadeh töreni, Erbain matem törenine denk gelmemesi nedeniyle sınırlı bir şekilde ve müziksiz olarak gerçekleştirildi.
Bu davranış yas tutarken kutlama yapılması Zerdüşt dini açısından uygun olmadığını gösteriyor.
İmam Hüseyin için özel ritüeller
Ateş Tapınağı'nda oruç tutmak: Zerdüştler, dinlerinde saflığın simgesi olan beyaz giysiler giyerek Ateş Tapınağı'nda toplanır ve Hz. İmam Hüseyin için şiirler okurlar.
Adaklar ve sadaka: Zerdüştler arasında Aşura matem günü helva gibi yöresel yemekler sunmak yaygındır. Yezd kentinden ilginç detay şu ki bu kentte yaşayan bazı Müslümanlar, Zerdüşt inancına mensup insanlara saygı göstermek amacıyla onların et yemekten uzak durdukları özel günlerde vejetaryen yemekler ikram ederler.
Erbain; İslam-Zerdüşt Etkileşimi
Erbain Yürüyüşü ve Zerdüşt Toplumuna Yansıması; Son yıllarda, İranlı Zerdüştlerin Erbain Yürüyüşü etkinliğine sembolik katılımı dini araştırmacıların dikkatini çekmiştir. Bu katılım niceliksel olarak sınırlı olsa da, niteliksel açıdan bakıldığında dinlerin bir arada yaşaması ve İran'da ulusal kimliğin güçlendirilmesi hakkında derin mesajlar içermektedir.
Katılımın somut örnekleri:
Erbain 2022’de Kirman kentinden bir grubun Zerdüşt genç, Necef'ten Kerbela'ya giden yolda İmam Hüseyin ziyaretçilerine su ve hurma ikram ettiği görüldü. "Su yemini" (tanrıça Anahita ile ilgili bir ritüel) gibi İran-Zerdüşt geleneklerinden ilham alan bu eylem, dini ve ulusal değerlerin kaynaşmasını gösterdi.
Yezd'deki bazı Zerdüşt aileler, Erbain matem etkinliğine katılanlar için yöresel ekmek (komach ekmeği gibi) pişirdi. Genellikle "yüzüncü yıl kutlamaları" gibi Zerdüşt törenlerinde pişirilen bu ekmekler, kültürel paylaşımın bir sembolü haline geldi.