Ebu Reyhan Muhammed bin Ahmed el-Bîrûnî (MS 973 – 1048), İran ve İslam dünyasının yetiştirdiği en büyük bilim ve kültür şahsiyetlerinden biridir.
İran’ın resmî takviminde 4 Eylül (13 Şehrîver) “Ebu Reyhan el-Bîrûnî Anma Günü” olarak adlandırılmıştır; bu gün, bu büyük dehanın bilimsel, kültürel ve insani mirasını yeniden hatırlamak için bir fırsattır.
Ebu Reyhan Muhammed bin Ahmed el-Birûnî, Matematik, doğa bilimleri, coğrafya, tarih ve tıp alanındaki çalışmalarıyla tanınır.
Ebu Reyhan Muhammed bin Ahmed el-Birûnî'nin hayatı
Bîrûnî, Harezm’de doğdu. Çocukluğundan itibaren ilme karşı olağanüstü bir ilgi ve zekâ gösterdi. Matematik, astronomi, tıp, coğrafya, tarih, felsefe, botanik, jeoloji ve dilbilim gibi pek çok alanda çalıştı ve bu alanlarda çok sayıda eser bıraktı.
Ömrünün büyük bölümünü Harezm’de ve daha sonra Gazne’de, Sultan Mahmud ve Sultan Mesud’un himayesinde geçirdi. Hindistan’a yaptığı seyahat ise kariyerinin dönüm noktası oldu. Bu seyahatin ürünü, Hint kültürü, dini, âdetleri ve medeniyetini ayrıntılı şekilde tanıtan “Tahkik mâ li’l-Hind” adlı değerli eseridir.
Eserleri ve katkıları
Bîrûnî, 150’den fazla kitap ve risale kaleme almıştır. Bunlardan bazıları:
Âsârü’l-bâkiye ‘ani’l-kurûni’l-hâliye – milletlerin takvimleri, tarihleri ve gelenekleri üzerine kapsamlı bir çalışma.
el-Kanûnü’l-Mes‘ûdî – Sultan Mesud’a ithaf edilen astronomi ve matematiğe dair ansiklopedik eser.
Tahkik mâ li’l-Hind – Hindistan’ın kültürü ve medeniyetine dair eşsiz bir kaynak.
Mineraloji, farmakoloji, coğrafya ve matematik üzerine risaleler.
Bîrûnî’yi farklı kılan en önemli unsur, bilimsel yöntemidir: gözleme, deneye ve akıl yürütmeye dayalı araştırma yaklaşımı.
Bilim ve medeniyete katkıları
Bîrûnî, dünyanın küresel olduğunu savunan ilk bilim insanlarından biridir; dünyanın dönüş hızını hesaplamış, Dünya ile Güneş arasındaki mesafeyi tahmin etmiş, cisimlerin yoğunluklarını ölçmüş, denizlerdeki gel-git olaylarını açıklamış ve hatta okyanusların ötesinde bilinmeyen bir kıtanın var olabileceğini öngörmüştür.
Onun bakışı yalnızca bilimsel değil, aynı zamanda insancıl ve kültürler arası idi. Farklı kültür ve dinlere saygı gösteriyor, medeniyetler arası diyalog ilkesini savunuyordu. Bu yönüyle eserleri bugün de sosyal bilimler ve beşeri bilimlerde ilham kaynağıdır.
Bîrûnî sadece geçmişin bir bilim insanı değil; eleştirel düşüncenin, hakikat arayışının ve kültürel çeşitliliğe saygının sembolüdür. Onu anmak, bilimin ve kültürün ancak soru sormak, araştırmak ve milletler arası etkileşim ile gelişebileceğini hatırlatmaktır.