Yayınlama Tarihi: 14 Eylül 2025 - 19:16

CHP, yarın görülecek 38. Olağan Kurultayı'na ilişkin davanın öncesinde Ankara'nın Tandoğan Meydanı'nda miting düzenledi.

Tandoğan Meydanı'nda düzenlenen mitinge siyasi partiler ve sendikalar ve demokratik kitle örgütleri de destek verdi.

Mitingde konuşan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş "İstediğimiz adalet. Başta Ekrem Başkan olmak üzere belediye başkanlarımız tutuklu. İddianameler halen hazırlanmadı” diyen Yavaş şunları söyledi:

''Bazı tutuklulukları anlamak mümkün değil. Çünkü tutukluluk istisna, tutuksuz yargılanma olması gereken şeydir. Bunlar tersine işliyor şu anda. Rahatsız olan belediye başkanlarımız var. Murat Çalık dahil, Muhittin Başkan dahil bunun adı artık eziyetten başka bir şey değildir. Öncelikli olarak derhal hepsinin tahliye edilmesi ve duruşmalarının da şeffaf bir şekilde yapılmasını talep ediyorum.''

İmamoğlu:Tüm muhalif kesimlere yönelik büyük bir kuşatma var

Mansur Yavaş'ın açıklamasının ardından CHP'nin tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu'nun mektubu CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol tarafından okundu. İmamoğlu, mektubunda şu ifadeleri kullandı:

''19 Mart Darbesi’nden bu yana demokrasi tarihimizin en büyük ve milleti daha da yoksullaştıran en ağır maliyetli siyasi operasyonuna karşı mücadele veriyoruz. İktidarın yargı ve kayyımlar eliyle kendi iradesini millete dayatma politikası; demokrasimizi, ekonomimizi aslında milletin ekmeğini baltalıyor. Devletimizin itibarına, milletimizin birliğine, kardeşliğine büyük zararlar veriyor. Milleti hiçe sayan bu anlayış yüzünden, benim vatandaşım her sabah daha yoksul, daha güvencesiz, daha belirsiz bir hayata uyanıyor. İnsanımız, onların yarattığı kriz ve kaos siyaseti yüzünden artık nefes alamıyor. Yalnız Cumhuriyet Halk Partililere değil, tüm muhalif kesimlere yönelik büyük bir kuşatma var.

İktidar, önümüzdeki seçimi, yargı eliyle, bugünden kazanmanın yollarını arıyor. Kurdukları masada, kendi belirledikleri rakiplerle yapılacak, göstermelik bir seçime milletimizi razı etmeye çalışıyor. Bu amaçla, önce milletin seçilmiş temsilcilerine diz çöktürmeye çalışıyorlar. Başaramayacaklar. İl Başkanımız Özgür Çelik İstanbul’da, Genel Başkanımız Özgür Özel tüm Türkiye’de partimizin mücadelesini onurlu, meşru ve güçlü bir şekilde yürütmeye devam edecektir.

Bu, milletimizin kendi iradesine, kendi geleceğine sahip çıkma mücadelesidir. Demokrasiyi koruyamazsak, seçimlerin anlamı kalmazsa, milletçe tarihsel kazanımlarımızı yitiririz, geriye büyük bir yıkım kalır. Siyasi yelpazenin neresinde olursak olalım; bu ülkenin geleceği adına hayallerimiz ne olursa olsun, çok önemli ve acil bir ortak görevimiz var: Milletimizin seçme ve seçilme hakkını eksiksiz kullanabilmesini sağlamakla yükümlüyüz. Siyasi rekabeti hukuk içinde ve sadece millet nezdinde yapılır hale getirmekle yükümlüyüz. Bu çerçevede, tüm siyasi partileri, sivil toplum kuruluşlarını, işçi ve işveren örgütlerini ‘seçim güvenliği ve demokrasi’ görevinde birlikte hareket etmeye davet ediyorum. Çok geç olmadan, hep birlikte, ortak akılla, ortak kuvvetle hareket edelim, demokrasiye, hukuka ve Türkiye’ye sahip çıkalım.''

Özel: Atatürk'ten miras cumhuriyete, demokrasiye, sandığa saldırıyorlar

İmamoğlu'nun mektubunun okunmasının ardından kürsüye CHP Genel Başkanı Özgür Özel geldi. "Türkiye İttifakı'nın tüm renkleriyle kol kola bu meydandayız. Bugün 'vesayet değil, siyaset' diyenler burada. 'Kayyuma, darbeye hayır' diyenler, 19 Mart darbesinden sonra 54'üncü kez bu meydanda direnenler burada" deiyen Özel özetle şunları söyledi:

''Tüm otokratlar meydanlardan korkar. Bugün sarayında oturup bu meydandan korkanlar da var, 12 metrelik hücrelerinden bu meydandan coşanlar, bu meydana inananlar da var. Bu meydana sarayından bakana sesleniyorum. Ey Erdoğan, Tandoğan Meydanı'nı hiç böyle gördün mü! Meydana varan bütün bulvarlar sonuna kadar dolu. Bu meydanda senin gibi korkanlar değil, senden korkmayanlar, zulümden yılmayanlar var. Bu meydan, korkuyu evde bıraktı.

Son günlerde yaşadığımız bütün süreçlerde iktidarı ilk devrettiğimiz Demokrat Parti'nin ziyaretiyle başlayan, DEM Parti'nin, Zafer Partisi'nin ziyaretleriyle, Yeniden Refah Partisi'nin ziyaret talepleri ve iyi dilekleriyle, İYİ Parti'nin, DEVA'nın, Gelecek Partisi'nin, Saadet Partisi'nin paylaşımları, telefonlarıyla, sahadaki dostlarımız gibi Türkiye İşçi Partisi'yle, EMEP'le, SOL Parti'yle omuz omuza Türkiye'nin bütün demokratları, demokrasinin tarafındayız.

Önce seçimli otoriterlik kuranlar, şimdi seçimsiz bir diktatörlüğe geçmenin hevesi içindeler. Atatürk'ten miras cumhuriyete, demokrasiye, sandığa saldırıyorlar. Çok partili rejime saldırıyorlar. Bu iktidar demokrasi istemiyor. Bİliyorlar ki, demokrasi olsa sandıktan çıkamayacaklar. Biliyorlar ki, adalet olsa kendi suçlarını örtemeyecekler. Biliyorlar ki, barış olsa bu milleti kutuplaştıramayacaklar. And olsun ki adaleti de, demokrasiyi de, barışı da biz getireceğiz.''