İran’ın eski Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, "Snapback’in batıya pazarlık gücü sağladığı yanılgısı saflıktan başka bir şey değil" dedi.

İran’ın eski Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Washington’da düzenlenen Silah Kontrolü Derneği toplantısında yaptığı çevrim içi konuşmada, İran’a yönelik baskılar karşısında teslim olmanın söz konusu olmadığını vurguladı. 

Zarif, İran’ın nükleer bombaya sahip olmayı amaçladığı iddialarını kesin bir dille reddederek, “Eğer hedefimiz nükleer bomba olsaydı, çoktan yapardık” dedi. İran’ın nükleer programının bağımsızlık ve onurun simgesi olduğunu belirten Zarif, bunu pazarlık konusu yapmayacaklarını söyledi.

ABD Başkanı Donald Trump’ın BM’deki “Terörizmin en büyük destekçisi nükleer silah sahibi olmamalı” ifadelerini eleştiren Zarif, İsrail’in dünyanın en tehlikeli devlet teröristi olduğunu ve nükleer silah sahibi olmasına rağmen hiçbir yaptırıma maruz kalmadığını söyledi. İsrail’in Gazze, Lübnan, Suriye ve Yemen’de sivillere yönelik katliamlarına dikkat çekti.

Zarif, Obama dönemindeki sert yaptırımlar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları, Stuxnet siber saldırısı, nükleer bilim insanlarının suikastları ve askeri saldırıların İran’ı durdurmak bir yana kararlılığını artırdığını vurguladı. Trump döneminde ise İran’ın uranyum zenginleştirme kapasitesinin 2019’daki 5 bin SWU’dan 2025’te 130 bin SWU’ya çıktığını, zenginleştirme oranının ise yüzde 60’ı aştığını belirtti.

Eski bakan, “İran’ın bilgisi bombalanamaz. Nükleer tesislere yapılan saldırılar, İran’ı kendi kendine yetmeye ve nükleer programını silahsızlanma olmadan sürdürmeye itti” dedi.

Avrupa’nın İran’a yönelik yaptırımları tekrar devreye sokma girişimlerini “aptallık” olarak nitelendiren Zarif, bu tutumun diplomasiyi zayıflattığını, direnci artırdığını ve Batı’ya karşı güvensizliği derinleştirdiğini savundu.

Zarif, 2015’teki nükleer anlaşma (Kapsamlı Ortak Eylem Planı - JCPOA) ile İran’ın zenginleştirme hakkının tanındığını ancak ABD’nin çekilmesi, Biden yönetiminin politikaları ve Avrupa’nın taahhütlerini yerine getirmemesi nedeniyle anlaşmanın zayıflatıldığını belirtti.

İsrail’in yaklaşık 200 nükleer başlığa sahip olduğunu ve uluslararası yaptırımlardan muaf tutulduğunu hatırlatan Zarif, İsrail’in bölgede barış korkusuyla hareket ettiğini ve Netanyahu’nun bölgeyi istikrarsızlaştırmak için İran ve komşu ülkeleri bölme peşinde olduğunu ifade etti.

Zarif, çözüm için onur temelli yeni bir yaklaşım gerektiğini ve bölgesel işbirliğiyle şeffaf nükleer faaliyetlerin denetlenmesini amaçlayan “Ortadoğu Nükleer Araştırma ve Kalkınma Ağı” (MANARA) gibi girişimlerin önemine dikkat çekti.

Son olarak Zarif, başarısız varsayımların geride bırakılması ve karşılıklı saygıya dayalı ilham verici bir gelecek inşa edilmesi gerektiğini vurguladı.