İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bekayi, Gazze ve Filistin'deki gelişmelerin uluslararası gündemin hâlâ en önemli konusu olmaya devam ettiğini vurguladı.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi düzenlediği haftalık basın toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.

"Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bekayi, Gazze ve Filistin'deki gelişmelerin uluslararası gündemin hâlâ en önemli konusu olmaya devam ettiğini vurguladı.

Gazze’deki soykırımın üzerinden 700 günden fazla bir süre geçtikten sonra, Siyonist rejimin saldırılarını durdurması yönünde bir mutabakata varıldı ve biz de bu konuda tutumumuzu açık bir şekilde ortaya koyduk" diyen Bekayi, "Bombardımanların durmasına rağmen, bu süre içinde işlenen suçların boyutu giderek daha net ortaya çıkıyor. Enkaz kaldırma çalışmaları, Gazze’de ne kadar çok insanın şehit olduğunu gözler önüne seriyor" ifadesini kullandı.

Bekayi, "Bölgesel tecrübelerimiz ve Siyonist rejimin geçmişteki sözünde durmama alışkanlıkları dikkate alındığında, uluslararası toplumun ve bölge ülkelerinin dikkatli olması gerekiyor; zira rejim, anlaşmaları ihlal etme yönündeki eski alışkanlığını tekrarlayabilir" ifadelerinde bulundu.

Pakistan-Afganistan çatışması ve İran'ın arabuluculuğu konusunda Bekayi şunları söyledi:

"Çevredeki güvenlik ve istikrar bizim için son derece önemli. Her iki ülke de komşumuz ve herhangi bir çatışma, çatışma sınırlarının ötesine geçebilir. Dün bir açıklamayla tutumumuzu açıkladık ve iki taraf arasında itidal ve diyalog çağrısında bulunduk. İki ülke arasındaki anlaşmazlıkların diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğini vurguladık."

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, İran'ın Şarm el-Şeyh zirvesine katılmamasının İran'ın bölgedeki rolünü sınırlayacağı ve etkisiz hale getireceği yönündeki görüşlere ilişkin bir soruya, “Bölgesel ve uluslararası gelişmelerde etkin bir aktör olmak, bir etkinliğe fiziksel olarak katılıp katılmamaya bağlı değildir; bu, çok daha geniş bir kavramdır. İran’ın nüfuzu ve etkisi, bir uluslararası toplantıya katılım ya da katılmama meselesine sınırlandıracak bir konu değildir. Son iki yılda İran, Siyonist rejime ve onun müttefiklerine baskı uygulamak için en aktif ülkelerden biri olmuştur. Siyonistlerin soykırımını durdurmak için bölge ve İslam ülkeleriyle etkili işbirliklerimiz olmuştur. Bu nedenle çalışmalarımızı aktif bir şekilde sürdürüyoruz ve gerekli yerlerde gereken etkiyi oluşturduğumuzdan eminiz.” şeklinde yanıt verdi.

Bekayi, Almanya, Fransa ve İngiltere liderlerinin yayımladığı ve “snapback” mekanizmasının uygulanmasını destekleyerek İran’ı yeniden müzakere masasına dönmeye çağıran ortak bildirisi hakkında şu açıklamada bulundu:

“Bu ülkelerin açıklaması yeni bir şey değil; Avrupa ülkelerinin farklı dönemlerde benimsediği tutumların tekrarıdır. Bu ifadeler klişe söylemlerden ibarettir. Bazıları artık geçerliliğini yitirmiştir, bazıları ise samimiyet ve iyi niyetten yoksundur. İran ne nükleer silah peşindedir ne de böyle bir silaha sahiptir. ‘Diplomasi istiyoruz’ ifadesine gelince; diplomasi zaten yürürlükteydi. Ancak snapback mekanizmasını kötüye kullanan bizzat bu üç Avrupa ülkesi oldu ve bu tavırları diplomatik süreci çıkmaza soktu.”

Dışişleri sözcüsü sözlerini şöyle sürdürdü:

“Avrupa ülkeleri, bağımsızlık, ciddiyet, diplomatik yetkinlik ve karar alma gücüne sahip olduklarını kanıtlamalıdır. Uluslararası kamuoyu ve devletler nezdinde güvenilir bir müzakere tarafı olarak tanınmak istiyorlarsa, bunu göstermek onların sorumluluğudur; özellikle de son iki üç ayda sergiledikleri tutumlar dikkate alındığında.”

Bekayi, bugün gerçekleştirilen İran, Azerbaycan ve Rusya üçlü toplantısıyla ilgili olarak şunları söyledi:

“Bu toplantı, ekonomik, ticari, güvenlik ve diğer alanlarda görüş alışverişi ve koordinasyon sağlamak için oluşturulmuş birkaç bölgesel mekanizmadan biridir. Bu durum, İran ve komşularının, bölgesel koordinasyon yoluyla istikrar ve güvenliği güçlendirmeye verdiği önemi ortaya koymaktadır.”