İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Said Hatipzade, Rusya Devlet televizyonu RT'ye verdiği röportajda gündemdeki konuları değerlendirdi.
İngiltere, Fransa ve Almanya'dan oluşan E3 ülkelerinin "tetik mekanizması"na (snapback) dair provoke edici girişimini eleştirerek, "Bu üç Avrupa ülkesinin girişimi hukuki açıdan yasadışı ve geçersizdir. 2015 tarihli nükleer anlaşmada belirtilen gerekli adımları atmadıkları için aceleyle devreye girip önceki kararları yeniden yürürlüğe koydular. Bence hata yaptılar. Bağlantısızlar Hareketi’nden 100'den fazla ülke bu eylemi tanımadıklarını belirtti ve İran, Rusya ve Çin ile birlikte 2231 sayılı BM kararının süresinin dolduğunu ve yaptırımların artık yürürlükte olmadığını ilan etti. Avrupa tarafının girişimi yaptırımların fiilen uygulanmasına yol açmadı.’’ dedi.
ABD'nin İran'a yönelik uyguladığı yaptırımları "pervasız ve keyfi" olarak nitelendiren Hatipzade, ABD’nin bu tür tedbirleri uluslararası hukuka uyan ülkelere uygulandığını vurguladı.
İran'ın uluslararası hukuka ve yükümlülüklerine olan bağlılığına atıfta bulunan Hatipzade, ‘’İran'ın tutumu her zaman adil olmuştur. Her zaman hukuka ve uluslararası yükümlülüklerine bağlı kaldık ve hukuka dayalı bir uluslararası düzen arayışındayız." ifadesini kullandı.
Geçtiğimiz Eylül ayında İran ile Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) arasında imzalanan Kahire Anlaşması hakkında Dışişleri Bakan Yardımcısı, "Kahire'de UAEA Başkanı ile yeni bir işbirliği konusunda anlaşmaya vardık ancak Avrupa Troykası bunu manipüle etti’’ değerlendirmesinde bulundu.
Hatipzade röportajın bir diğer bölümünde Batılı ülkelerin "egemenlik" kavramına ilişkin çifte standart uygulamasını eleştirdi.
2017 yılında Trump yönetiminin Ulusal Güvenlik Stratejisi'nde Rusya ve Çin, ABD'nin çıkarlarını aşağı çekmeye çalışan "revizyonist güçler" olarak tanımlandığına atıfta bulunan Hatipzade, şöyle devam etti:
"Şu anda yaşananlar, onların mantığını açıkça ortaya koyuyor. 2017'de, Başkan Trump'ın ilk döneminde, Rusya ve Çin gibi ülkeleri revizyonist olarak tanımlayan ABD Ulusal Güvenlik Stratejisi'nin yayınlandığını hatırlıyor musunuz? Şimdi, olanlara ve uluslararası düzeni gerçekte kimin değiştirdiğine bir bakın. Diğer ülkelerin ulusal egemenliğini ve toprak bütünlüğünü kim hiçe sayıyor?
Bence zorbalık barış getirmez, radikalizm sadece radikalizm ve daha fazla şiddet ve istikrarsızlık yaratır. Dünya çapında en azından bir ölçüde adalet ve hakkaniyete ulaşmak için birlikte çalışmalıyız.’’
Hatipzade, Trump hükümetinin politikalarını eleştirerek, "Ne yazık ki, şu anda ABD gibi ülkeler, uluslararası yükümlülüklerini hiçe sayarak kendi iradelerini diğer ülkelere dayatmaya çalışıyor ve yeni hegemonya kurma arayışındadır. Trump iktidara geldiğinde barış için geldiğini ve doktrininin 'güç yoluyla barış' olduğunu söylemişti. Ancak şimdi bunun ne barış ne de güç olduğu, başkalarına karşı açıkça güç kullanımı olduğu açıkça ortaya çıktı." ifadelerini kullandı.
Trump'ın Gazze Planı konusunda İranlı yetkili, ''Bölgedeki dostlarımızın ve Filistinlilerin de bu planı olumlu karşılaması nedeniyle bu planı şartlı olarak memnuniyetle karşılıyoruz. Ancak aynı zamanda diğer taraf olan İsrail rejiminin niyetlerine şüpheyle yaklaşıyoruz. Netanyahu, herkese hiçbir şeye bağlı olmadığını gösteriyor. Planda bir Filistin devletinden bahsedilmiyor, İsrail'in Filistin haklarını nasıl tanıyacağına dair ayrıntılar eksik ve belirsizliklerle dolu.'' değerlendirmesinde bulundu.