Dr. Mehmet Alev Coşkun, Ödemiş'te doğdu. İzmir Atatürk Lisesi ve istanbul Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi üzerine New York Üniversitesi'nde master ve doktora dereceleri aldı. Hacettepe, Boğaziçi, Kocaeli Üniversitelerinde "Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi", "İstanbul Üniversitesi Atatürk İnkılapları ve İlkeleri Enstitüsünde" "Türk Demokrasisi Gelişim Tarihi" dersleri verdi.
Alev COŞKUN, 1955 yılında CHP İstanbul Gençlik Kolları'na girdi. 1958 yılında CHP İstanbul İl Gençlik Kolu Başkanı oldu. 1961 Anayasası'nı hazırlayan Kurucu Meclis'e CHP Gençlik Kolları'ndan seçildi. O sırada 25 yaşında olan Alev COŞKUN Kurucu Meclis'in seçimle gelen en genç üyesiydi.
1973’de CHP İzmir il Başkanı oldu. Ve 1973-1980 arası iki dönem CHP İzmir İl Milletvekilliği yaptı. 1978-1980 arasında Turizm ve Tanıtma Bakanlığı yaptı. 1989-1991 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliği görevinde bulundu. 1992 yılından itibaren Cumhuriyet Gazetesinde Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı. 2004 yılından itibaren de Cumhuriyet Gazetesini yayımlayan Cumhuriyet Vakfı Başkan Yardımcılığı görevini yürüttü.
MHA’nın, 7 Haziran Genel Seçimleri ile ilgili Dr. Mehmet Alev Coşkun ile gerçekleştirdiği demeç aşağıdaki gibidir:
Efendim yaklaşık 10 gün sonra Türkiye’de genel seçimler var ve bu seçimlerin ise en azından anketlere göre 4 büyük parti arasında geçmesi bekleniyor. Önümüzdeki seçimlerle ilgili genel görüşünüz ne?
Bu seçim Türk siyasal hayatının en önemli seçimlerinden birisidir ve sizin de belirttiğiniz gibi 4 önemli parti yarışmakta. Ama bunlara ilaveten iki önemli parti daha var. Yani diğer 20 veya 30 partiyi unutalım. Şimdi demek ki 4 önemli partiyi biliyoruz yani AKP, CHP, MHP ve HDP, Ama şimdi sürpriz yapabilecek iki parti var ve bu da Saadet Partisi ile Birlik Partisi’nin birleşmesinden doğan Birleşik Haraket ve bir de eski İşçi Partisi ismini değiştirdi ve Vatan Partisi oldu yani Doğu Perinçek’in başkanlık ettiği parti.
Öncelikle bunu ifade edeyim, Türkiye’deki anket yapan kurumlar ve şirketler altı veya yedi tanedir yani en önemlileri bunlar ve bu altı, yedi tane şirketin yaptığı anketlere göre ve yapılan öngörüler ilk defa bir birini tutuyor. Bu öngörünün en önemlisi ise AKP’nin oy kaybetmesidir. Yani 38-40 bandında bir seyir izliyor ve önemli olan ise bütün anketler bunu söylüyor ve bu çok önemli ve bunu gösteriyor ki AKP’nin en az yüzde 11’lik bir oy kaybı vardır. Ama burada hangi partiler yükselişte? Diye bakarsak eğer, CHP’de bir haraket var, MHP’de bir haraket var, yani CHP yüzde 30’ları bulabilir ve MHP ise yüzde 17 veya 18’i bulacak. Bir de HDP ve barajı geçip geçmeme konusu var. Barajı geçme ihtimali ise çok muhtamel ve tam sınırdlar.
Efendim AK Parti 370’in üzerinde bir milletvekili çıkarmayı hedeflese de ama sizin söylediklerinize göre bu zor. AKP anket sonuçlarına göre bir seçim geçirir ise o zaman ne olur?
O zaman sınırda bir hükümet olur veya hatta koalisyon. Ama asıl önemli nokta AKP’nin eski genel başkanı ve şimdiki Cumhurbaşkanı bir nokta üzerinde ısrarla durmaktadır ve o da Başkanlık Sistemi. Şimdi AKP’nin içinde ikiye bölünme var. Yani Cumhurbaşkanı kanunsuz olarak ve Anayasa’ya aykırı olarak seçim kampanyalarına katılıyor ve mitinglere gidiyor ve bu da Anayasa’ya aykırıdır.
Açık ve net konuşuyorum Anayasa’ya aykırıdır. Şimdi Erdoğan başkanlık istiyor ama Davutoğlu ve AKP gövdesi başkanlık üzerinde fazla durmuyor. Bu neticelere göre Tayyip Erdoğan’ın başkanlık hayalleri suya düşebilir yani.
Dr. Coşkun, Ak Parti içerisinde ayrışma ve görüş ayrılıkları olduğu ciddi bir konu mu? Mesela Sayın Abdullah Gül’ün, Bülent Arınç ve bazı diğer isimlerin bazı açıklamaları var. Bu konuyu nasıl yorumluyorsunuz?
Tabi ki bir çatlak var. Ama asıl önemli olan şu ki seçim propagandasında ve açık ve net olarak da bu görünüyor. Yani Erdoğan gittiği her yerde başkanlık diyor ama Davutoğlu 10 tane sözün içerisinde bir tane başkanlık diyor.
Efendim bir de HDP konusuna gelelim, HDP seçim barajını aşarsa veya aşamaz ise eğer, o zaman ne olur? Yani HDP’nin bu seçimlerdeki etkisi ne?
Parti başkanı olan Selahaddin Demirtaş, seçim propagandasını çok soğuk kanlı bir şekilde yürütüyor ve HDP’yi bölgesel bir parti olmaktan çıkarıp ve tüm ülkeden oy alan bir parti haline getirmek istiyor. Yani sadece Güneydoğu’dan oy alan parti değil belki İzmir’den, Ankara’dan ve İstanbul’dan da oy alan bir parti olmak istiyor. İkinci bir nokta ise provokasyonlara karşı soğuk kanlı haraket ediyor. yani aklı selim ile haraket ediyor ve üçüncüsü ise buradaki Liberal aydınlar HDP’nin barajı aşmasını istiyor ve CHP lideri Kılıçdaroğlu bunu açıkça söyledi ve dedi ki ‘HDP barajı aşarsa iyi olur’ dedi.
Ama kim istemiyor HDP’nin barajı aşmasını eğer sorarsak, bunu MHP istemiyor ve tabi ki AKP de istemiyor. Hatta Vatan Partisi de istemiyor ama eğer HDP barajı aşmayı başarır ise o zaman dünyaya diyecek ki bakınız ben sadece bir Kürt partisi değilim ve ben bütün yurt çapında bir partiyim diyecek.
Ama eğer seçilemez ise de o zaman tam sınırda seçilemeyecek, yani yüzde 9 veya 9.5 ile seçilemiyecek ve o zaman da diyecek ki yüzde 10 barajı anti demokratiktir ve AKP 13 yıllık iktidarında bu demokrasi ayıbını düzeltmedi ve kabahat AKP’dedir diyecek. O zaman ise kamuoyu bu propaganda karşısında duramaz ve yeni ve erken bir seçim yapılabilir Türkiye’de.
AKP, CHP, MHP ve HDP dışında da iki partinin sürpriz yapabileceğini söylediniz bunu biraz daha açarmısınız?
Biliyorsunuzdur Büyük Birlik Patisi, MHP’den ayrılmış bir patri ve bir de Saadet Partisi var ve bu Saadet Partisi kim? Saadet Partisi Erdoğan’ın ve AKP’nin içinden geldiği partidir. Oradan kopup geldiler, gömlek değiştiriyoruz diye. AKP’nin içindeki bu yolsuzluklara karşı ve yolsuzlukları tasvip etmeyen taban ve kesime karşı bu yeni oluşum bir ümit olabilir. Şimdi AKP’nin içindeki bu taban gidip CHP’ye veya başka bir partiye oy vermek istemeyebilir. O zaman Saadet Partisi’ne yanı eski partisine dönecek. Eğer bunlar yüzde 2 veya yüzde 3’lük oy alırlar ise, bu çok önemli olacak. Çünkü AK Parti’den koparıyor bunları.
Büyük Birlik Partisi ve Saadet Partisi’nin birleşmesine, Milliyetçilerle Muhafazakarların ittifakı diyebilir miyiz?
Hayır, zaten onların milliyetçilik ve muhafazakarlığı çok yakındır.
Efendim birde Vatan Partisi?
Evet birde vatan pasrtisi var. Kimse görmüyor onu. şimdi vatan partisinin 3-4 tane önemli noktası var. 1. Onlar entelektüel yani aydınlara hitap ediyor. 2. Milli çıkarları düşünen vatan severlere hitap ediyor. 3. Bir televizyonu var, başka partilerin AKP hariç televizyonu yok. Bir de çok kuvvetli bir gazetesi var, yani Aydınlık.
Şimdi bunların sonucunda eğer Vatan Partisi bir oy yukselmesi yaparsa ve yüzde 2-3 yaparsa, o zaman devletin bütçesinden yardım alma hakkını kazanıyor. Vatan Partisi’ne önem vermek lazım.
Siz 7 Haziran seçimleri sonrası Türkiye Cumhuriyeti dış siyasetinde köklü bir değişim düşünüyor musunuz?
Bu seçim sonunda AKP kendi kafasına göre bir Ortadoğu politikası yürütemez. çünkü Ortadoğu’yu artık Ortadoğu’nun kendi halkları yönetmeli. Bu halklar arasında üç tane büyük toplum vardır, İran, Türkiye ve Mısır. Bu üç devlet bir araya gelmek zorundadır. Bu üç ülke bir araya gelirse, Ortadoğu’da barış ümitleri güçlenir ve özellikle çıvan başı olan IŞİD gibi ve aynı zamanda Suriye’nin bölünmesi gibi olaylar ortadan kalkar. Onun için bu seçimler sadece Türkiye açısından değil bütün bölgemiz açısından da önemli.
Son söz olarak, ben Türkiye ve İran halkalarının birlikteliğinin devamını istiyorum ve barış istiyorum.
O.SH