Tahran, 3 Ağustos 2015 – İran Dışişleri Bakanı Zarif “İlişkilerin gelişmesi adına bölgemizde bir Bölgesel Diyalog Forumu’nun kurulması yıllardan beri yapılması gereken bir temel ihtiyacımızdır” dedi.

MHA, İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif aynı anda Mısır’ın El-Şuruk, Lübnan’ın El-Sefir, Kuveyt’in El-Ray ve Katar’ın El-Şark gazetelerinde yayınlanan yazısında, bölgesel diyaloğun yapılması gerektiğine işaret ederek “Bugün bir Bölgesel Diyalog Forumu kurmamız gerekiyor” diye vurgu yaptı.

Zarif’in yazısı şöyle:

'İran’ın eskiden beri ilk önceliği komşularla sağlam ilişkiler kurmak olup bu konu özellikle de yeni hükümetin iş başına geldiğinden beri açıkça ilan ve takip edilmiştir. Benim İran ile 5+1 ülkeleri arasında Viyana’da yapılan tarihi Nükleer Anlaşma’dan derhal sonra üç komşu ülkemize yani Kuveyt, Katar ve Irak’a yaptığım bölgesel ziyaret dış politikamızdaki bu stratejinin bir vurgusudur.

Halihazırda bölgemiz güvenliksizdir ve bölge toplumları ve kültürlerinin özü ağır tehditlerle karşı karşıyadır. İran direniş kültürüne sahip olduğu için istikrar ve güvende olmasına rağmen çevresindeki yıkımlara sessiz kalamaz. Bugün globalleşen dünyada hiçbir ülkenin güveni güvensiz bir ortamda temin edilemez.

Viyana Anlaşması komşularımıza tehdit oluşturmanın aksine bölgemiz için bir kazançtır, çünkü bölgemizi tehdit eden 12 yıllık gereksiz bir krizin son bulmasına neden oldu. Şimdi ise İran ile bölge ülkeleri arasındaki güvenliksizlik köklerini söküp atma sırasıdır. İlişkilerin gelişmesi adına önce bölgemizde daha sonra Ortadoğu’nun müslüman ülkeleri arasında bir Bölgesel Diyalog Forumu’nun kurulması yıllardan beri yapılması gereken bir temel ihtiyaçtır. Bu bölgesel diyaloğun ortak amaç ve ilkelerinin en önemlilerini şu şekilde sayabiliriz: Bütün ülkelerin egemenlik, toprak bütünlüğü ve siyasi bağımsızlığına saygı duymak; değiştirilemez sınırlar; başka ülkelerin iç işlerine karışmama; sorunları barışçıl yöntemlerle çözme; tehdit etmenin veya güç kullanımının yasaklanması ve bölgemizde barış, istikrar ve kalkınmanın yaygınlaşması.

Fars Körfezi ve İslami Ortadoğu, dünyanın her noktasından daha çok bu ortak eylem ve harekete ihtiyacı var. Terörle mücadele bu ortak hareket alanlarından biridir. Hiç kimse IŞİD gibi örgütlerin Yemen ile Suriye’de terör estirmekteyken bu terör örgütünün Irak’ta ortadan kaldırılabileceğini söyleyemez. Ciddi diyalog kurmak için bölgedeki faciaların arasında örnek verebileceğimiz bir konu Yemen konusudur. İran bu acımasız krizin akıllıca çözülebilmesi için bir strateji sunmuştur. İran’ın 4 maddelik çözüm önerisinde "derhal ateşkes ilan etmek, Yemen sivillerine insani yardım yapmak, Yemen içindeki grupları diyaloğa teşvik etmek ve nihayet onları bir milli birlik hükümeti kurmaya sevk etmek" başlıkları yer almaktadır. Bu tür stratejik diyalogların yelpazesini terör, aşırıcılık ve iç savaşları önleme ve bölge ülkeleri arasındaki bilimsel ve sanayi işbirliğini artırma konularına da genişletebiliriz.

Barışçıl nükleer işbirliği bu tür işbirlik yapmanın açık örneği olabilir. Bu işbirliğinin içeriğinde bölgenin islami ülkeleri arasında teknik açıdan nükleer yakıt üretmek için bir bölgesel merkez kurmak ve siyasi açıdan da nükleer silahlardan arınmış bir Ortadoğu oluşturmak gibi konular ele alınabilir.

Son olarak da  söylemeliyiz ki bölgemizin ve Ortadoğu’nun müslüman ülkeleri birçok dini, kültürel, siyasi ve coğrafi ortak paydaya sahip olduklarından dolayı bütün bölge ve dünya ile sağlam bir işbirliği yapmaya gücü vardır. Bölgedeki sıkıntılar ciddi ve önemli olduğundan bu düzensizliğe kaynak oluşturan nedenlerin kökünü kazımak için yaşamsal öneme sahip bir işbirliği yapmamızı ve başka ülkelerin sorunlarımıza karışmalarını önlememizi gerekli kılıyor. Bu, uzlaşı için biricik fırsattır ve halklarımız da haklı olarak bu fırsatı kaybetmemeyi bizden bekliyordur”.

Y.B