Mohammad Ghaderi - Rusya’nın St. Petersburg kentinde bir metro istasyonuna düzenlenen ve dün geceden itibaren dünyanın gündeminde geniş bir yer bulan bombalı saldırı birçok tartışmaya yol açmıştır. Bu bağlamda yayın kuruluşları ve siyaset uzmanları tarafından sıkça ele alınan en önemli konulardan birini de bu terör eyleminin failleri ve destekçilerinin kimliği teşkil ediyor.
ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley’nin İran ve Rusya’nın bölgedeki faaliyetlerine yönelik son günlerdeki açıklamalarından yola çıkarak geçen gün Mehr’de “Bu terör eyleminin ABD’liler tarafından gerçekleştiği ihtimali” başlıklı bir yazı kaleme alındı. Bunun ardından Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov tarafından St. Petersburg’daki terör saldırısına ilişkin yapılan açıklamalar ise Mehr yazarının görüşünü yansıtmadı.
Bugün dünyadaki yayın kuruluşlarının gündeminde yer alan ve Batı tarafından ileri sürülen diğer bir konuyu ise Suriye ordusunun kimyasal silahlar kullanması iddiası oluşturdu. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini’yi bile Beşar Esad’a karşı bir tavır almaya iten bu konu, Lavrov’un görüşünün tersine Rusya’nın da katkısı olduğu Direniş Cephesi’nin ulaştığı başarıların bu terör saldırısının gerçekleştirilmesinde etkili oldabileceğine dair bir ipucu sunuyor.
Medyada yer bulan söz konusu tartışmaların ardından Recep Tayyip Erdoğan ve Vladimir Putin’in bugünkü telefon görüşmesinde ele alınan konuların içeriğini ve Rusların Fırat Kalkanı Operasyonu’nda Kürtlere verdiği desteği dikkate aldığımızda Direniş Cephesi’nin gerek askeri gerekse de siyasi alanda büyük zaferlere ulaşması nedeniyle karşı eksenin güçsüz bir konumda bulunduğu için Rusya’ya darbe vurmak istediği anlaşılır.
Güvenilir kaynaklar Suriye ordusunun kimyasal silahlar kullandığı yönündeki iddiaların yalan olduğunu ve o bölgeye yayılan zehirli gazın da Türkiye ve Amerika destekli teröristlerin zehirli gaz dopolarında meydana gelen patlamadan kaynaklandığını göstermektedir.
Rusya’nın St. Petersburg kentinde düzenlenen terör eyleminin Türkiye ve ABD güdümlü Direniş karşıtı eksen tarafından Rusya’yı baskı altına alıp Suriye’den uzaklaştırmak amacıyla planlandığını gösteren 4 neden vardır:
1 - Rusya’nın Suriye’den çekilmesi için bask altına alıması gerekliliğine dair ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley’nin net bir yaklaşım sergilemesi.
2 – Kimyasal silahların kullanımı iddiasıyla bugün medyada geniş yer bulan Esad hükümeti ve Rusya karşıtı psikolojik savaş ve iddialar.
3 – Fırat Kalkanı Operasyonu’nda Rusların Kürtlerden yana bir tavır almasından Türkiye hükümetinin çok sinirli olduğunu dikkate alarak, Erdoğan’ın Putin’le gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Rusya ve Suriye ordusunun muhaliflere karşı kimyasal silahlar kullanmasının (iddia) Astana’daki barış müzakerelerini tehlikeye düşürebileceği yönünde uyarıda bulunması.
4 - St. Petersburg’daki bombalı saldırıda terör faili olarak tanıtılan kişinin Türkiye yakınlığıyla bilinen silahlı gruplardan olması.