İran'ın dört bir yanındaki üniversitelerinde İslami bilimler alanında faaliyette bulunan 715 akademisyen, yayınladıkları bir bildiride ABD Başaknı Donald Trump'ın İran karşıtı konuşmalarını kınayarak Cumhurbaşkanı Ruhani'yi sergilediği tavırlarından dolayı takdir etti.
Bu bildirinin bazı satırbaşları ise şu şekilde:
İslam İnkılabı zaferinden 40 yıla yakın bir süre geçtikten sonra İran'ın dünyanın farklı ülkeleriyle arasında kurulan dostane ve barışçıl ilişkilerine rağmen ABD Başaknı yaptığı alçak bir konuşmada mesnetsiz iddialara dayanarak İran milletiyle devletini suçladığına tanık olduk.
Dünyadaki tüm özgürlükçü halklar, Ortadoğu başta olmak üzere küresel çapta oluşan çatışmaların asıl kaynağının ABD ile ona bağlı rejimler ve örgütlerin olduğunu biliyor. ABD yapılı silahlarla Yemenli çocukları katleden Suudi Arabistan, Suriye ile Irak'ta cinayet yapan DEAŞ ve Filistinlilere ateş açan Siyonist Rejim bunların örneğidir. Halbuki, günümüzde İran Devrim Muhafızları, sulta düzeninin ülke içindeki komplolarına karşılık vermenin yanı sıra Irak, Suriye, Filistin, Yemen ve diğer milletlerin ABD eksenli işgalcilerle teröristlere karşı mücadele etmelerine yardımcı oldu.
Nükleer anlaşmanın BM Güvenlik Kurulu ile küresel toplumun nezdinde onaylanmasıyla birlikte ABD'nin yaptırımları kaldırılmasına karşı çeşitli bahaneler uydurarak yeniden ambargo yapma kararı alıp bunları uzatması takdirde İran hükümeti de cesur bir davranışla onlara karşılık verip nükleer alandaki gelişim yolunu kolaylaştırmalıdır.
Biz İranlı akademisyenler, hızlı, açık ve keskin tavırlarından dolayı İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'yi takdir ederek ABD'nin teribyesiz Başkanı'nın boş iddialarını kınayıp İran devletiyle milletinin sulta düzenine karşı birleşmesini talep ediyoruz.