ABD Başkanı Donald Trump, 6 Aralık tarihinde yaptığı bir açıklamada Kudüs'ü Siyonist Rejim'in başkenti olarak tanıtıp ilaveten ABD Büyükelçiliği'nin de Tel Aviv'den bu kente taşınacağını bildirdi. İşte bu bildirinin ardından ise tüm islam ümmeti yeniden birleşerek küresel kamuoyuna karşı alınan bu kararı şiddetli şekilde protesto edip geniş çaplı gösteriler düzenledi.
Bu yazıda ise olayların başlangıçtan beri izlediği gelişimini ele alıyoruz.
Trump, Kudüs'ü Siyonist Rejim'in başkenti olarak tanıdı
ABD Başkanı Donald Trump, kararını Beyaz Saray'da açıkladı ve bu adımı "son derece gecikmiş bir karar" olarak nitelendirdi. ABD'nin Tel Aviv'de bulunan büyükelçiliği Kudüs'e taşınacak.
ABD Başkanı Donald Trump, gelen tüm tepkilere karşın Kudüs'ü İsrail'in resmi başkenti olarak tanıyarak Tel Aviv'deki ABD Büyükelçiliği'nin Kudüs'e taşınacağını açıkladı.
Trump bu adımı 'gecikmiş bir karar' olarak niteledi ve "Sorunlarımızı başarısız olmuş stratejileri yineleyerek aşamayız" dedi.
1995'ten bu yana göreve gelen her ABD Başkanı, bunun için doğru zaman olmadığını belirterek, ABD Büyükelçiliği'nin Tel Aviv'den Kudüs'e taşınmasını ertelemişti.
Trump'ın açıklamasından dakikalar önce ABD Dışişleri Bakanlığı, tüm diplomatik misyonlarına talimat göndererek "Zorunlu kalınmadıkça 20 Aralık'a kadar Kudüs ve Batı Şeria'ya zorunlu olmadıkça seyahat etmeyin" çağrısında bulundu.
İran, ABD'nin Kudüs kararını kınadı
İran Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, ABD'nin Kudüs'ü Siyonist Rejim'in resmi başkenti olarak tanıma ve Tel Aviv'deki Büyükelçiliği'ni Kudüs'e taşıma kararına sert bir şekilde tepki gösterildi.
Yapılan açıklamada, Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa'nın bulunduğu Kudüs kentinin Filistin'in ayrılmaz bir parçası olduğuna dikkat çekilerek, Kudüs'ün hem İslam dünyasındaki en önemli kutsal mekanlardan biri olarak sayıldığı hem de Müslümanlar arasında büyük bir öneme sahip olduğu vurgulandı.
Açıklamada ayrıca bölgedeki istikrarsızlığın en önemli nedeninin işgalciliğin sürdürülmesi ve ABD'nin Siyonist Rejim'e verdiği destekten kaynaklandığına işaret edilerek, "ABD'nin Kudüs'ü Siyonist Rejim'in resmi başkenti olarak tanıdığı yönündeki provokasyon amaçlı ve akılsızca kararı bölgenin güven ve istikrarına hiçbir yararı olmayacak. Bu karar hem ABD'nin daha çok rezil olmasına hem de seraba benzer barış müzakerelerinde ABD'nin tarafsız olduğuna inananlar arasında bu ülkenin itibarini daha da kaybetmesine neden olacak. Müslümanları ayağa kaldıran sözkonusu karar yeni intifadalara da yol açacaktır" ifadelerine yer verildi.
Yapılan açıklamanın bir bölümünde de İran İslam Cumhuriyeti'nin ABD'nin Kudüs kararını şiddetle kınadığı belirtilerek, bu kararın bölgenin güven ve istikrarına değil, Siyonist Rejim'in çıkarlarına hizmet ettiği vurgulandı.
Türkiye'den ABD'ye sert Kudüs tepkisi
Türkiye Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, "ABD yönetiminin, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığı ve İsrail’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyacağı yönünde yaptığı sorumsuzca açıklamayı büyük endişeyle karşılıyor ve kınıyoruz. Bu karar uluslararası hukuka ve ilgili Birleşmiş Milletler (BM) kararlarının açık bir ihlalidir. Zira, Kudüs’ün İsrail tarafından ilhakı uluslararası toplum ve BM tarafından reddedilmiştir." ifadeleri kullanıldı.
Filistin meselesinin ancak 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi devamlılık içinde bir Filistin devletinin vücut bulmasıyla çözülebileceğinin çeşitli BM kararlarıyla defalarca vurgulandığı belirtilen açıklamada, BM Güvenlik Konseyi Daimi üyesi ABD’nin bunu görmezden gelmesinin kabul edilemez olduğu kaydedildi.
Ruhani, Erdoğan ile telefonda "Kudüs"ü görüştü
İran Cumhurbaşkanı Türk mevkidaşı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı bir telefon bağlantısında Kudüsü Filistin’in ayrılmaz bir parçası olarak nitelendirip ABD’nin Büyükelçiliği’ni bu kente taşımasını şiddetli şekilde eleştirerek tüm Müslüman ülkelerinin hep birlikte bu girişime karşı direnmesini istedi.
Ruhani, Türkiye Cumhurbaşkanı’nı gerçekleştirdiği telefon bağlantısından dolayı takdir ederek, şöyle dedi: Halihazırda İslam dünyasının ilk meselesi Filistin, Kudüs ve Siyonist Rejim’e karşılık vermektir. Bu yüzden de tüm İslam dünyasının sözü geçen yasadışı girişimlere karşı birleşmesini talep ediyorum.
Görüşmede, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma girişiminin, Ortadoğu'da barış sürecini sekteye uğratacağına dikkati çeken Erdoğan, bölgede barış ve istikrar için 1967 sınırları dahilinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin vücut bulmasının şart olduğunu vurguladı.
İsrail'in 1980'de aldığı Kudüs'ü ilhak kararının, uluslararası toplum ve Birleşmiş Milletler tarafından reddedildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslümanlar için de kutsal bir şehir olan Kudüs'ün, İslam ülkeleri için son derece hassas bir mesele olduğuna işaret etti.
Görüşmede, Kudüs'ün statüsünü değiştirmeye yönelik her teşebbüsün İslam dünyasından tepki göreceği, barış ve istikrarı olumsuz etkileyeceği ifade edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüştüğü liderlere, Türkiye'nin İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak 13 Aralık'ta İstanbul'da Olağanüstü İslam Zirvesi düzenleyeceğini de belirtti.
Ayetullah Sistani'den ABD'nin Kudüs kararına tepki
Şii aleminin ileri gelen taklit mercii Ayetullah Sistani, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs'ü Siyonist Rejim'in resmi başkenti olarak tanıma kararına tepki gösterdi.
Ayetullah Sistani’nin ofisinden yapılan yazılı açıklamada, “ABD Başkanı Trump’ın Kudüs'ü Siyonist Rejim'in resmi başkenti olarak belirlemesi dünya çapındaki yüz milyonlarca Müslümanın duygularını incitmiştir” ifadesine yer verildi.
Bu açıklamada, “Bu karar, Kudüs'ün Filistinlilere geri dönmesi gereken işgal edilmiş toprak olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir” belirtildi.
Trump'ın Kudüs kararı yeni bir Balfour Deklerasyonu’dur
Lübnan Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs kararı başta olmak üzere Filistin meselesini değerlendirdi.
ABD Başkanı'nın Kudüs kararına sert bir şekilde tepki gösteren Hasan Nasrullah, “Balfour Deklerasyonu’ndan 100 yıl geçmesine rağmen bugün karşımızda yeni bir Balfour Deklerasyonu'nun olduğunu hissediyoruz” dedi.
Yakında Arap devletlerinin tek bir sesle bu kararın değersiz olduğunu haykıracaklarını belirten Hasan Nasrullah, “Siyonist Rejim liderleri, uluslararası sözleşmeler, antlaşmalar ve uluslararası topluma saygı göstermemektedir” ifadesini kullandı.
Seyyid Hasan Nasrullah, Tramp'ın bu kararıyla Kudüs’ün kontrolü tamamen Siyonistlere teslim edildiğini açıklayarak, “Siyonist Rejim bu kararın ardından Kudüs’te Yahudileştirme politikasının yanı sıra işgal altındaki Filistin topraklarında yeni konutların inşasına ivme kazandıracaktır” değerlendirmesini yaptı.
Seyyid Hasan Nasrullah, sözlerinin bir kısmında da, ABD’nin Kudüs kararı sonucu ortaya çıkacak tehlikeler konusunda uluslararası toplumun üzerine büyük bir görev düşeceğini bildirdi.
“Trump’ın son kararına karşı sessiz kalmak birçok tehlikeye neden olablir. Bunların en önemlisi ABD’nin Arap dünyasının tüm kaderini eline geçirmesidir” diyen Hasan Nasrullah, “Görünüşe göre, dünya ülkelerinin yanı sıra tüm Arap ve İslam ülkeleri ABD’nin bu kararına sert bir şekilde tepki gösterdiler” diye konuştu.
Seyyid Hasan Nasrullah, sözlerini şu şekilde sürdürdü: Şunu unutmamalıyız ki, Trump hiç kimse veya uluslararası toplumun iradesine saygı göstermemektedir. Dün akşam gördüğümüz şey, Tramp tarafından Siyonist Rejim'in lehine atılan adım ve bilakis tüm dünyaya karşı yapılan bir hakaretti. Bu karar, yüz milyonlarca Müslüman ve Hıristiyan’ın duygusunu incitti.
Trump’ın Kudüs kararının nedenleri ve kökenlerine değinen Hasan Nasrullah, şunları kaydetti: Arap ülkeleri ve halkları Filistin'i unutup her devlet kendi meseleleri ile yoğunlaşmış durumda ve kimsenin Filistin konusunda tavır göstermeye bile zamanı yok.
Seyyid Hasan Nasrullah, bunlara ilave olarak, “Siyonist Rejim’le olan tüm açık ve gizli temasların durdurulmasını istiyorum. Bunun yanında Tel Aviv'le olan diplomatik ilişkiler de askıya alınmalı. Bana göre, bu rejimle devam eden ilişkileri normalleştirme girişimleri Kudüs’e yönelik en büyük ihanettir” değerlendirmelerinde bulundu.
İslam devletlerine hitap eden Lübnan Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri, sözlerini şöyle tamamladı: Arap ve İslam dünyasındaki krizlere bir çözüm yolu aramalıyız, zira değerlerimiz tehlikede. Öte yandan herkesi Trump’ın Kudüs'e karşı aldığı son kararını kınayıp Filistin halkıyla dayanışma içinde olduklarını ortaya koymak amacıyla düzenlenecek öfke gösterilerine davet ediyorum.
Trump’ın Kudüs kararı büyük bir işgal girişimidir
ABD Başkanı Donald Trumpın İsrail’in başkentinin Kudüs’e taşınmasına dair aldığı kararını eleştiren Tahran Cuma Namazı Hatibi Ayetullah Hatemi, “Bazı Ameirkan yetkililer Trump’ın psikoloji sorununa sahip olduğunu ve bir an önce bunun tedavi altına alınmasını istiyorlar aksi halde tüm insanlığa zarar verebilir. Filistin’in işgalinden geçen 70 sene boyunca sulta düzeni bu işgalcilere sürekli destek verdi. Trump’ın son yaptığı ise artık büyük bir işgal girişimidir ve İslam dünyasının tepki göstermesini gerektiriyor” diye konuştu.
Tahran Cuma Namazı Hatibi sözü geçen girişime karşı sadece sözde değil pratikte de karşılık verilmesi gerektiğini bildirerek konuşmasını şu şekilde sürdürdü: Lübnan Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri’nin söylediklerine göre de tüm ülkeler İsrail’deki büyükelçilerini geri çekerek bu rejime ait tüm konsoloslukları kapatmalı. Müslümanlar gayretli ve haysiyetli olmalılar, bugün bağırıp çağırmazsak artık ne zaman bunları yapacağız?
Tahran halkından Siyonist karşıtı gösteri
Tahran’da düzenlenen bugünkü Cuma Namazı ardından bu törene katılan Tahran halkı, ABD ile Siyonist Rejim’in işgalci rejimin başkentinin Tel Aviv’den Kudüs’e taşınmasına dair aldığı kararı protesto ederek geniş çaplı bir gösteri düzenledi.
Tahranlı göstericiler ellerinde taşıdıkları Kudüs’e destek pankartları eşliğinde “ABD’ye ölüm olsun” ve “İsrail’e ölüm olsun” sloganları atarak bu rejimin bayrağını ateşe verdi.
BM Güvenlik Konseyi'nde ABD'ye karşı bir ilk
Almanya, İngiltere, Fransa, İsveç ve İtalya BM Güvenlik Konseyi’ne üye 5 Avrupa ülkesi olarak, eşsiz bir girişim kapsamında yayınladıkları ortak bildiri vasıtasıyla ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü Siyonist Rejim’in başkenti olarak tanınmasına yönelik aldığı kararının bölgede barışın yerleşmesi için yararsız olduğunu dile getirip Amerika’nın bu kınuda daha kapsamlı ve detaylı önerilerde bulunmasını talep ettiler.
Sözü geçen bildiride ilaveten şu ifadelere yer verilmiştir: Biz barış sürecinin küresel anlaşmalar çerçevesinde yeniden başlatılması için işbirliği yapmaya tamamen hazırız. Ayrıca ABD’den de İsrail-Filistin sorununun çözümüne ilişkin daha kapsamlı ve detaylı önerilerde bulunmasını istiyoruz.
Derleyen: Kamran Azar