Eski HDP eş genel başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Demirtaş, tutuklu bulunduğu cezaevinden avukatları aracılığıyla BBC Türkçe'nin sorularını yanıtladı.
'Kendisinin ve binlerce partilinin siyasi rehine olarak cezaevinde tutulduğunu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) de dosyalarıyla ilgili ihlâl kararlarını geciktirdiği' görüşünü dile getiren Demirtaş, kampanyayı dışarıdaki gençler ve kadınlar tarafından üstleneceğini söyledi:
"Burada imkânlarım yok denecek kadar azdır. Sadece avukatlarımla ve posta yoluyla dışarıya mesaj gönderebiliyorum. Bunlar da cezaevindeki idarenin denetimine tabii maalesef. Ancak benim adıma partim HDP ve milyonlarca genç arkadaşım gönüllü olarak bu kampanyayı üstlenecektir.
Mevcut Cumhurbaşkanı, devletin ve medyanın bütün imkanlarını kullanıp kampanya yürütürken, ben burada sıfır imkanla, sadece kadınların ve gençlerin yüreğine, cesaretine ve inancına güvenerek kampanya yürütüyorum. Ama buna rağmen kendimi şanslı hissediyorum, çünkü halkın gücü zorbalığı yenecektir."
Demirtaş, HDP'nin hala güçlü bir Türkiye partisi olduğunu ifade etti:
"HDP güçlü bir Türkiye partisidir. Bu konuda bugün dünden daha iddialıyız. Koşullar HDP'nin ne kadar önemli bir siyasi çizgi olduğunu ortaya koymuştur. 2015'ten bu yana yaşanan toplumsal kutuplaşma ve gerilimler ile Kürt sorununda yeniden çatışmalı sürece girilmiş olması HDP'yi daha da önemli hale getirmiştir.
7 Haziran seçiminden sonra PKK'ya ateşkes çağrısı yapan Demirtaş, silahların tümüyle susması gerektiğini söyledi:
Sadece seçim dönemleri için değil tümüyle silahların susmasını ve demokratik siyaset yoluyla sorunların çözümünü savunuyorum. Demokratik siyaset sadece bir dönemin taktik yöntemi değil asıl ve stratejik mücadele biçimi olmalıdır. Türkiye'de bunun imkânları çok sınırlı olmasına rağmen ben şiddet ve silah yöntemini benimsemiyorum, bu nedenle demokratik siyasetteyim zaten.
Ama hükümetin de Kürt sorununu bir terör sorunu olarak tanımlaması ve askeri yöntemlerle yok etmeye çalışmasını da doğru bulmuyor, kabul etmiyorum. Kürt sorunu ancak müzakere yoluyla ve demokratikleşme ile çözülebilir.
PKK'ye de hükümete de her zaman açıkça bu çağrıları yapan bir parti olarak, bu seçim sürecinde zaten Türkiye'ye bu yönüyle de onurlu, kalıcı bir barış vaat ediyoruz. Türkiye'nin birliği içerisinde Kürt sorununu barışçıl yollarla en kısa zamanda çözebilecek tek siyasetçi, tek çizgi biziz. Bu konuda samimi ve kararlıyız.
Demirtaş, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'i tanıdığını ve kendisine karşı herhangi bir önyargısının olmadığını ancak HDP'yi yok sayan anlayışlarla yol yürümenin mümkün olmadığını söyledi:
"Siyasette diyaloga ve çözüm için ilkeli işbirliklerine inanıyorum. Sayın Akşener'i parlamento çalışmaları döneminden tanıyorum, tanışıyoruz. Kendisine karşı herhangi bir önyargım yok tabii ki. Ama ülkenin temel sorunlarına dair çözüm önerileri konusunda henüz tek bir cümle duymuş değiliz.