İran’da yayınlanan bir radyo programına katılan Dışişleri Bakanı Siyasi İşler Yardımcısı Seyyid Abbas Irakçi, gündemdeki son konuları değerlendirdi.
Irakçi, ABD’nin tek taraflı nükleer anlaşmadan çekilmesi sonrası oluşan yeni duruma değinerek, “Bu süreç, davranışımızı yeni koşullara göre ayarlamamızı gerektirir” dedi.
Irakçi sözlerine şöyle devam etti: ABD'nin uyguladığı baskının İran İslam Cumhuriyeti'nin güçlenmesinden kaynaklandığını bilmek çok önemlidir. Eğer güçlü olmasaydık, bu baskıyı bize uygulamak için hiçbir neden yoktu.
Ülkenin politikaları ile taktiklerinin gündeme göre değiştiğini belirten Irakçi, “Geçenlerde özel bir politikayla müzakere sürecine girdik. Mevcut dönemde ise, politikalarımızı ABD’nin yeniden uyguladığı baskıya göre uyarlamalıyız” ifadelerini kullandı.
Irakçi, “Ayrıca, ABD politikalarına karşı küresel bir hareket başlatacağız ve dünyanın dört bir yanındaki ülkelerle (bir iki ülke hariç) özel ilişkilerde bulunacağız” değerlendirmesini yaptı.
İran ile ABD arasında 1955 senesinde sağlanan anlaşmayı temel alarak Lahey’de onlara karşı birer dava açıldığını ifade eden Irakçi, şunları kaydetti: Lahey Mahkemesi önce yargı yetkisini belirlemeli ve ardından davanın içeriğine girmelidir. Bu süreç uzun sürebilir ve çıkacak herhangi bir karar uluslararası hukuk açısından hiçbir bağlayıcı niteliğe haiz değildir.
Bu sürecin ABD’ye psikolojik baskı yaratacağını anlatan Abbas Irakçi, uluslararası hukukun düzenlemelerine göre ABD gibi bir ülkenin cezalandırılmasının mümkün olmadığını belirterek, fakat ortaya çıkacak baskıların etkili olabileceğini aktardı.
Bunlara ilave olarak İranlı yetkili, "Amerika'ya açılan dava ile uluslararası topluma meşruiyetimizi kanıtlamak istiyoruz" diye konuştu.