İran’ın Sistan ve Belucistan eyaletinde yaşayan Zeynep Noruzi başarılı bir girişimci olarak, köyündeki 200 sanatçı kadının umudu olmuştur.

Kamran Azar ve Azar Mahdavan: Giydiği kıyafetin üzerindeki birbirinden güzel desenleri gördüğümde, “Bunları kendin mi diktin” diye soruyorum Zeynep’e.

Yavaştan gülümseyerek, “Evet; aslında biz Beluç kadınlar basit giysiler giymeyi pek sevmediğimiz için her yerde desenli kıyafetlerle dolaşıyoruz. İşte bu yüzden de bazen şiir gibi esinlendiğimiz kendi duygularımızla hislerimizi giysilerimizin üzerine dikmeye çalışıyoruz ve bu da yaklaşık 4 ay zamanımızı alabiliyor” yanıtını veriyor.

İran’ın Sistan ve Belucistan eyaletinde yaşayan Zeynep Noruzi başarılı bir girişimci olarak, köyündeki 200 sanatçı kadının umudu olmuştur... Köyde dikişçilik atölyesi kuran Zeynep, güzel sanatını çevresindeki kadınlara da aktarmaya gayret göstermektedir; “Biz bu sanatı gönülden sevdiğimiz için büyük bir aşk ile yapmaya çalışıyoruz

Aslında bölgedeki kadınların yaşamı bir nevi dikişçilik sanatıyla iç içe gelmiştir. İslam öncesi döneme dayanan söz konusu sanat, tarih boyu nesilden nesile ve kuşaktan kuşağa geçerek enteresan bir yolculuğa imza atıp günümüzde artık Beluç kadınların geçim kaynağı haline dönüşmüştür.

Beluç kadınlarla kızların büyük bir oranı dikişçilik mesleğiyle uğraşıp hatta birçoğu ailesinin geçim kaynağını bu yoldan temin ediyor; bu sanatı ayakta tutarak unutulma tehlikesinden kurtarıp köylülerime de iş imkanı sağladığım için Allaha şükrediyorum” diyen Zeynep sözlerine şunları da ekliyor: Ben bir şey yapmadım aslında, sadece Mehtap halamın izinden gitmeyi amaçlıyordum. Mehtap halam ömrünün son anına kadar benden dikiş sanatını hayatta tutmamı isityordu.

Zeynep’in bahsettiği Mehtap Noruzi ise bir zamanlar Sistan ve Belucistan eyaletinin ünlü dikişçilerinden biri olarak Devrim’den önce İran Kraliçesi Fereh Diba gibi önemli müşterilere bile sanatının namını duyurmayı başarmıştı. Zeynep çocukluğundan beri halasının yanı başında oturarak bu sanatı tüm detayları ve incelikleriyle öğrenmiştir. Şimdi Mehtap’ın vefatından 6 sene geçmesine rağmen mirasçısı Zeynep bu dikiş sanatını artık tüm İran’a ve belki de gelecekte tüm dünyaya tanıtmaya çalışıyor.

Utangaç huyuyla sergiyi ziyaret eden meraklı sanatseverlerin sorularını da yanıtlamayı göz ardı etmeyen Zeynep Noruzi, “Ben Mehtap’ın yardımlarıyla bu sanatı öğrendim ve hatta onun desteğiyle üniversiteye girdim. Öğrendiğim sanat okul masraflarımı karşılamaya yetiyordu” diye konuşuyor.

Artık genç bir girişimci kadın olarak bilinen Zeynep 2007 senesinden beri İranşehr’in Bempur ilçesinde yer alan Kasımabad köyünde dikişçilik sanatını bölgedeki kadınlara öğretiyor. Zeynep bunlara ilave olarak, her sene Beluç kadınların uğraşları sonucu yaratılan eşsiz el yapımı eserleri de İran’ın dört bir tarafında sergileyip herkese tanıtmaya çalışıyor.

Yaşadığı bölgede hızla tırmanan işsizlik oranına da işaret eden Zeynep, şöyle diyor: Son zamanlarda karşımıza çıkan kuraklık ve kıtlık sorunları neticesinde tarım ve hayvancılık alanında büyük bir krize tanık olduk ve bu yüzden de erkekler için pek uygun bir iş fırsatı bulamazsınız buralarda. Tüm bu nedenlerden dolayı da sıkıntılarla ilgili ağır yükün büyük bir kısmı kadınların omuzları üzerindedir. İşte kadınlarımız dikiş sanatının ışığı altında pamuk ipliklerini iç içe dikerek ailelerinin geçimini sağlamaya çalışıyorlar.

Bazı ziyaretçiler şaşkınlıkla bu desenlerin nasıl ince bir şekilde yanyana dikildiğini merak ettiklerini anlatıyorlar bana, hatta bazıları ısrarla onlara hemen öğretmemi istiyorlar” diyen Zeynep sergiye gösterilen yoğun ilgiden dolayı memnuniyetini hiç de gizleyemiyor.

Beluç kadınların eşsiz sanatına büyük bir sevgiyle ilgi gösteren ziyaretçilerin oluşturduğu kalabalığın içinde kaybolmadan son sözlerini söyleyen Zeynep şunları kaydediyor: İran’ın Urmiye, Şiraz ve İsfahan gibi dört bir tarafından sergi yapmamız için çeşitli teklifler aldık. Şimdi de bu şehirlerde dikişçilik sanatını tanıtmak üzere sergi düzenlemeyi amaçlıyoruz.