İngiliz Times gazetesi, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın yaklaşık 2 hafta önce kaybolması sonrası ABD Başkanı Donald Trump'ın durumunu değerlendirdi.

Times'taki analiz, Hannah Lucinda Smith'in imzasını taşıyor. Yazıda öncelikle ikinci haftasını doldurmak üzere olan gizemli olayla ilgili olarak Türkiye ve Suudi Arabistan'ın birbirleriyle çelişen açıklamalar yaptıkları hatırlatılıyor.

Smith'e göre mevcut şartlarda Trump'ın konuyu tüm detaylarıyla masaya yatırmasına şaşırmamak gerek.

Trump, Kaşıkçı'nın öldürülmesi emrini verdiğinin kanıtlanması halinde, Riyad yönetiminin 'sert şekilde cezalandırma' sözü vermişti. Smith'e göre Trump bu sözüyle, Suudi Arabistan silah satışını önlemeye çalışan Kongre üyelerini sakinleştirebilir.

Bununla birlikte Trump'ın Suudi Arabistan'a silah satışını durdurmadığını, ortada toplam değeri 83,5 milyar dolar olan anlaşmalar olduğunu ve savunma sanayinin devlerinin geçen hafta boyunca bu anlaşmaların iptal edilmemeleri için lobi faaliyetleri yürüttüklerini ekliyor Smith.

'ABD, TÜRKİYE'NİN TEZLERİNE DAHA FAZLA YAKLAŞTI'

Times'taki analiz şu satırlarla sürüyor:

"Bununla birlikte Washington'dan yapılan son açıklamalar, ABD'nin tartışmada Türkiye'nin tezlerine daha fazla yaklaştığına işaret ediyor…

"Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman, Beyaz Saray'ın Riyad'la ilişkisinde kilit bir aktör konumundaki, Trump'ın damadı Jared Kushner'i aradı. Ancak bu görüşmeden de, Suudi Arabistan'ın iddiaları yalanlaması dışında bir şey çıkmadı. Sayın Trump da bunu doğruladı.

"Sayın Trump, Türkiye'yi çok iyi idare etmek zorunda. Washington ve Ankara'nın ilişkilerinin yeniden rayına oturduğu bir dönemde, ABD'nin Riyad'ı affettiği yönünde herhanig bir ima, Türkleri öfkelendirecektir. Sayın Trump'ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD'yi hala iğneleyici sözlerle eleştirmesine karşın, Türkiye'nin Andrew Brunson'ı serbest bırakmasını göklere çıkarması çarpıcı.

"ABD'nin halen Ankara ve Riyad'da büyükelçilerinin olmaması ise tüm bu hassas diplomatik dansı çok daha karmaşık hale getiriyor."