Azar MAHDAVAN: İran Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Korgeneral Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis, Cuma günü sabahın erken saatlerinde ABD tarafından Bağdat Havaalanı'nda suikasta uğradı.
Bunun ardından İran İslam Devrimi Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, yayınladığı bir mesajda ağır intikam alınacağını vurgulayarak “Şehit Süleymani, direnişin uluslararası simasıdır. Direnişi sevenler onun kanını yerde bırakmayacak. Dostlar ve düşmanlar bilsin ki fedakar ve aziz general Süleymani’nin olmayışı bizim için acıdır. Fakat nihani zafere ulaşmak için verilen mücadile, katiller ve canileri daha çok üzücektir" ifadelerinde bulundu.
Bu olayın Ortadoğu ve Türkiye'ye nasıl bir etkisi olabileceği ihtimalini değerlendiren Ortadoğu Uzmanı Dr. Yasemin Konukçu, Mehr Haber Ajansı muhabirinin sorularını şöyle yanıtladı:
1_ ABD Başkanı Donald Trump'ın talimati üzerine Bağdat'ta İran Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Korgeneral Kasım Süleymani'yi hedef alan saldırı dünya gündeminde geniş yer buldu. Bazı uzmanlar azil soruşturmasıyla karşı karşıya olan Trump'ın İran'la olan gerilimleri yükselterek iç sorunlarını marjinalleştirmek istediğini öne sürüyorlar. Siz bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Söz konusu saldırı, Temsilciler Meclisi Trump’ı yargılamaya hazırlanırken gerçekleşti. Bu bağlamda suikast ile ABD’de var olan siyasi kutuplaşmayı bastırma eğilimi açıktır. Örneğin Trump’ın siyasi müttefikleri ve Temsilciler Meclisi üyeleri, Mark Meadows ve Steve Scalise gibi isimler azil sürecinin, askeri çatışma ihtimali nedeniyle ülkeyi zayıf gösterdiğini ileri sürmeye başladılar bile. ABD siyasetinde askeri çatışma dönemlerinde, başkana desteğin hızlı şekilde arttığı bilinmektedir. Buna mukabil demokratlar, Trump yönetiminin ülkeyi savaşa sürüklediğini ve sahip olduğu gücü kötüye kullandığını ifade etmektedirler. Ancak askeri çatışma ihtimali arttıkça Trump yönetiminin kendi taraftarlarının desteğini alacağını söylemek mümkündür.
2- ABD'nin düzenlediği saldırı Trump'ın İran'la savaşa girmek istediğini mi gösteriyor. Siz bu konuda ne düşünürsünüz?
Trump 2016 yılında seçim kampanyası sırasında Suriye, Afganistan, Irak ve diğer yerlerden asker çekmeyi vaat ederek oy istemişti. Ortadoğu’da yeni bir savaş, savaşı çıkarmaya çalışanlar dâhil kimseyi heyecanlandırmıyor. Zira Irak ve Suriye deneyimi ortadadır. Dünya 2020 yılına yeni ümitlerle ayak bastığında, ufukta bölgeselleşme potansiyeli bulunan bir savaş ihtimalinin açıkça ortaya çıkması kaygı verici bir durumdur. ABD kendi başına Ortadoğu’daki olayları şekillendirme gücüne sahip olmamakla birlikte, askeri çatışma ihtimalini çeşitli şekillerde körükleyebilirdi ve bunu yaptı. Sonuçta büyük bir savaş özellikle bölge için kimsenin çıkarına değildir.
3- Korgeneral Süleymani, İranlı bir yetkili olarak Irak hükümetinin daveti üzere bu ülkeye gittiği sırada ABD tarafından suikasta uğradı. Siz bu konuyu uluslararası hukuk açısından nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu uluslararsı hukuka aykırı değil mi?
ABD daha önce Devrim Muhafızları'nı terör listesine almış, ardından İran Meclisi ABD Merkez Kuvvetlerini (CENTROM) terörist ilan etmişti. Washington, 3 Ocak'ta yaptığa saldırıyı öz savunma eylemi olarak tanımlamaktadır. Trump yönetimi, Kasım Süleymani’yi Amerikalılara yapılan çeşitli saldırılardan sorumlu görmekte ve yeni saldırılar planlamakla suçlamaktaydı. Türkiye dâhil çeşitli ülkelerin topraklarında örtülü bir suikast savaşı sürmektedir. Çeşitli çevreler, uluslararası insan haklarını, kendilerine göre yorumlamaktadırlar. ABD suikastı, insan hakları hukukuna göre değil savaş hukukuna göre meşru göstermektedir. Fiili durumda Amerikan hükümetleri yurtdışı saldırı tutuklama ve suikastlarda, insan hakları hukukuna bağlı davranmamaktaydılar. Daha önce örtülü yapılan operasyonlar açık yapılmaya başlanmıştır. Her halükarda Irak’ın egemenliği açıkça ihlal edilerek gerçekleştirilen suikast, uluslararası hukukun askıya alınması anlamına gelir ve benzer eylemlerin önünün açılmasına neden olur.
4- Türkiye bu olaydan endişe duyduğunu açıkladı. Bu olayın Türkiye ve bölgeye nasıl bir etkisi olabilir?
Bölge ülkelerinin, yeni ve tehlikeli bir savaştan kaçınmak gibi net bir sorumluluğu bulunmaktadır. Zira son yıllarda yaşadığımız deneyimler, savaşın adresi Ortadoğu olduğu sürece, küresel güçlerin kaos yaratmaktan çekinmediğini ve kaos durumunu sürdürme eğiliminde olduğunu göstermektedir. ABD-İran arasında olası çatışma, bölgede mezhepsel gerilimin artmasına neden olacak veya çatışma en azından bu yönde teşvik edilecektir. Bu nedenle Türkiye, Ortadoğu’da yeni bir savaş istememekte ve kaygı duymaktadır.