Lavrov, Türkiye ile İdlib konusunda yeni bir dizi görüşme hazırlığında olduklarını, Ankara ile görüşmelerin İdlib’deki gerilimi azaltma bölgesinin işleyişiyle ilgili sorunları netliğe kavuşturmasını umduklarını ifade etti.
Lavrov, Ankara ile yapacakları görüşmelerde İdlib’de teröristlerin hüküm süremeyeceği konusunda anlaşacaklarını umduklarını dile getirdi.
Sergey Lavrov, “Hazırlandığımız yeni görüşmelerde söz konusu bölgenin gerçekten gerilimi azaltma bölgesi olmasını ve bu bölgede teröristlerin hüküm sürmemesini nasıl sağlayacağımız konusunda anlaşmaya varmayı umuyoruz” dedi.
Basın toplantısında konuşan Lavrov, Türkiye’nin gözlem noktalarının bulunduğu yerlerden gerçekleştirilen saldırılara yanıt olarak İdlib’deki teröristlere saldırılmasının beklenmedik hiçbir tarafı olmadığını kaydetti.
Lavrov, “Rusya ve Türkiye liderleri arasında varılan anlaşmalarda kimse, teröristlerin harekete geçmesi durumunda karşı saldırı yapılmayacağı konusunda söz vermedi. Bu nedenle burada beklenmedik bir şey yok. Sahada görev yapan Türk askerlerinin de bunu pekâlâ gördüğünden ve anladığından eminim” dedi.
Lavrov, “Teröristler Türkiye’nin gözlem noktalarının bulunduğu bölgelerden birçok kez bizim ve Suriye ordusunun mevzilerine, sivil noktalara saldırı gerçekleştirdi” ifadelerini kullandı.
Sergey Lavrov, Rus ve Türk askerleri, iki tarafın diplomatları ve güvenlik kuruluşları arasında gerçekleştirilen temasların olumlu sonuç vermesini umduğunu da ekledi.
“Teröristleri haklı çıkarmaya yönelik her türlü girişimle kesinlikle mücadele edeceğiz” diyen Lavrov, şöyle devam etti:
“El Nusra (yeni adıyla Fetih el Şam) ve Heyet Tahrir el Şam’dan bahsedecek olursak, bazı Batılı ülkelerin, özellikle de ABD’nin bu terör örgütlerine yönelik yaklaşımı bizi endişelendiriyor.”
İki örgütün de hem BM’nin hem de ABD’nin terör örgütleri listesinde yer aldığını hatırlatan Lavrov, “Ancak ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey de dahil olmak üzere, Washington’dan yetkililerden, Heyet Tahrir el Şam’ı artık o kadar da terör örgütü olarak görmedikleri ve onlarla belirli koşullarda diyalog kurulabileceğinin ileri sürüldüğü açıklamalar geliyor. Bu tarz ifadeleri ilk kez duymuyoruz ve bunları kesinlikle kabul edilemez görüyoruz” ifadelerine yer verdi.