Ulusal basındaki haberlere göre, Şerif, Harvard Üniversitesinden gelen bir grup öğrenciyi başkent İslamabad’daki Başbakanlık konutunda kabul etti.
Şerif, Güney Asya’daki uzun süreli barışın Cammu Keşmir meselesinin Birleşmiş Milletler (BM) kararlarıyla uyumlu ve Keşmir halkının istekleri doğrultusunda çözümüne bağlı olduğunu belirtti.
Hindistan ile diyalog yoluyla kalıcı barış istediklerini vurgulayan Şerif, her iki ülke için de savaşın bir seçenek olmadığını dile getirdi.
Şerif, Çin-Pakistan ilişkilerine de değinerek, Pekin’in İslamabad’ın dış politikasının köşe taşlarından olduğunu ve Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru ile ilişkilerin yeni bir boyut kazandığını kaydetti.
Keşmir sorunu
İngiltere, 1947'de sömürge olarak yönettiği Hindistan'dan çekilirken o dönemde prenslik olan Keşmir, bağımsızlıklarını yeni kazanan Hindistan ya da Pakistan ile birleşme konusunda tercihle karşı karşıya kaldı.
Nüfusunun yüzde 90'ı Müslüman olan Keşmir halkı, 1947'de Pakistan'a katılmaktan yana tavır alsa da dönemin prensi, Hindistan ile birleşmeye karar verdi.
Karara, Müslüman Keşmir halkı karşı çıktı. Pakistan ve Hindistan'ın bölgeye asker göndermesiyle taraflar, 1947'de ilk kez savaştı. İki ülke arasında yine aynı nedenle 1965 ve 1999'da da savaş çıktı.
Savaşların ardından sağlanan geçici ateşkes sonucunda Cammu Keşmir'in yüzde 45'i Hindistan'ın, yüzde 35'i Pakistan'ın kontrolünde kaldı. Bölgenin doğusundaki yüzde 20'lik kısım ise sınırdaş Çin'in hakimiyetine verildi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), 1948'den itibaren aldığı kararlarla Keşmir'in askerden arındırılmasını ve geleceğinin halk oylamasıyla belirlenmesini öngörüyor.
Hindistan yönetimi, halk oylamasına karşı tutum benimserken, Pakistan, BMGK kararlarının uygulanmasını istiyor.
Kaynak: TRT Haber