Bu anlaşmada Lübnan'ın İsrail’e herhangi bir güvenlik garantisi vermediğine dikkati çeken Nasrallah, "İsrail geri adım atmazdan önce müzakereler neredeyse savaşa ulaşacaktı” dedi.
Nasrallah, İsrail’in ülkedeki direnişle (Hizbullah) caydırıcılık arasındaki dengeyi kabul ettiğini dile getirerek sınır anlaşmasının 2,5 kilometrelik alanın henüz çözüme kavuşmadığını hatırlattı.
Nasrallah, konuşmasının devamında İran halkının Cuma günü düzenlediği büyük yürüyüşüne ve Şiraz'daki terör saldırısının şehitlerinin cenaze törenine atıfta bulunarak, "Bu yürüyüş mücahit ve sabırlı milletten tüm komploculara güçlü bir mesajdır ve onları büyük bir hayal kırıklığına uğratmıştır.İran halkının geniş katılımı ve kararlı tutumu, fitnelere ve komplolara karşı kararlı bir yanıtın başlangıç noktasıdır" ifadesini kullandı.
Nasrallah, deniz sınırı anlaşmazlığına değinerek, "Bu sınırlar, 20. yüzyılın başlarında Lübnan ve Filistinlilerin iradesi olmadan İngiltere ve Fransa tarafından belirlendi." dedi.
Seyyid Hassan Nasrallah, "Lübnan hükümetinin 23. hattı sınır olarak parlamento gözetiminde belirlediğini, kendilerinin bu müzakerelere direniş olarak pek çok nedenle müdahale etmediklerini, Lübnan hükümetinin kabul ettiği konuya uyacaklarını" söyledi.
Hizbullah Genel Sekreteri, direnişin Lübnan'ın güvenliğini istediğini ve görevlerini şeffaf bir şekilde yerine getirdiğini, ancak ulusal çıkarlar tehlikeye girdiğinde ve çatışmanın kuralları değiştiğinde, savaşa yol açsa bile görevlerini yerine getirmekten çekinmediğini belirtti.