Çin'in ev sahipliğinde yapılan yoğun görüşmeler sonucu İran ve Suudi Arabistan, 7 yıl aradan sonra ikili ilişkileri normalleştirmek için anlaştı.
10 Mart Cuma günü Pekin'de yapılan görüşmelerin ardından İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Şemhani, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Musaid bin Muhammed el-Aiban ve Çin Dışişleri Komisyonu Ofisi Direktörü ve Çin Merkez Komitesi Siyasi Büro Üyesi Wang Yi üçlü bildiriye imza attı.
Üçlü bildirde, "Görüşmeler sonucunda İran ve Suudi Arabistan Krallığı, iki ay içinde diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılması ve büyükelçiliklerin ve temsilciliklerin yeniden açılması konusunda anlaştı. İki ülke dışişleri bakanları bu kararı hayata geçirmek için bir araya gelecek.
2001 tarihinde İran ve Suudi Arabistan arasında imzalanan güvenlik işbirliği anlaşmasının yanı sıra 1988 tarihli ekonomik, ticari, yatırım, teknik, bilimsel, kültürel, spor ve gençlik alanlarındaki kapsamlı işbirliği anlaşmasının hayata geçirilmesi konusunda mutabık kalındı.
Bu anlaşmanın ardından birçok ülke devletleri İran ve Suudi Arabistan arasındaki ilşkilerinin normalleşmesini menuniyetle karşıladı.
Komşu ülke Türkiye de bu anlaşmaya tepkisiz kalmadı.
Türkiye Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, "Suudi Arabistan ve İran arasında 10 Mart günü Pekin'de varılan, diplomatik ilişkilerin yeniden tesis edilmesini öngören mutabakatı memnuniyetle karşılıyoruz." ifadesine yer verildi.
Açıklamada, "İran ve Suudi Arabistan'ı, Orta Doğu'da bir süredir hakim bulunan yumuşama ve normalleşme süreçleriyle uyumlu olarak attıkları bu önemli adımdan ötürü kutluyor, iki ülke ilişkilerinde kaydedilen bu ilerlemenin bölgemizin güvenlik, istikrar ve refahına önemli katkılarda bulunacağına inanıyoruz." görüştü paylaşıldı.
Normalleşme anlaşması Bölge için bir kazançtır
Bu anlaşma sadece Türk hükümeti tarafından değil Türk medyası ve uzmanları tarafından da ilgili gördü.
Siyasetçi-yazar Mustafa Kaya Kaleme aldığı bir makalede İran-Suudi Arabistan anlaşmasını söyle değerlendirdi:
"Eski İsrail Başbakanı Naftali Bennett’in anlaşmayla ilgili, "İran için siyasi bir başarı, İsrail içinse ciddi ve tehlikeli bir gelişme" diye açıklama yapmasını da bir kenara not edelim.
Her şeye rağmen iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşme sürecine girmesi bölgemiz için bir kazançtır. Umarız ki iki ülke de maksimum derecede dış etkilerden, müdahalelerden ve yönlendirmelerden arındırılmış bir ilişki geliştirme noktasında başarıya ulaşırlar."
ABD, Suudi Arabistan'ı İran'a karşı artık kullanamayacak
Gazeteci-yazar Mustafa Kemal Erdemol "İran-Suudi barışı kimi üzer hangi ülkeyi sevindirir?" başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Sakinlik, halklar yararına iyidir elbette. Bu nedenle gelişmeden mutluluk duymakta haklıyız. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok ülke duydukları memnuniyeti açıkladı. ABD de tabii... ABD’nin 'memnun kaldığı' herhangi bir durumun kimseye hayır getirmeyeceğine inanan biri olarak bu saldırgan ülkenin artık hegemonyasını yitirdiği için gelişmeyi memnunlukla karşıladığına inandığımı belirtmeliyim. Çünkü söz konusu iki ülkenin 'iyi geçinmesi' Suudi Arabistan gibi sadık bir müttefiki kaybeden ABD’yi memnun edecek bir gelişme değil. Bu Suudi Arabistan’ı artık İran’a karşı kullanamayacağı anlamına da geliyor".
Siyonist Rejim'in normalleşme planı bozuldu
Ortadoğu, Avrasya ve Asya-Pasifik Platformu (ODAP) Direktörü ve İstanbul Gelişim Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ali Semin, Sputnik Türkçe'ye yaptığı değerlendirmede,“İsrail'in hedefinde Suudi Arabistan'la normalleşme vardı. Suudi Arabistan'ın da İsrail ile normalleşme için Filistin sorununda iki devletli çözüm, 1967 sınırlarına geri dönülmesi, göç ettirilen Filistinlilerin güvenli geri dönüşü gibi şartları var. İsrail bunları kabul etmeden Suudi Arabistan ile normalleşme olmaz. Ancak İsrail, İran'a karşı mücadelesini Suudi Arabistan ile birlikte yürütmeyi planlıyordu. Bu yüzden İran-Suudi Arabistan normalleşmesinin İsrail'i çok ciddi anlamda rahatsız ettiğini söyleyebiliriz.”diye konuştu.