AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulunda AB'nin Çin ile ilişkilerinde tutarlı bir strateji geliştirmesi konusunda düzenlenen oturumda konuştu.
Nisan başında Çin'e Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile eş zamanlı düzenlediği ziyaretinden edindiği izlenimlere değinen von der Leyen, bu ülkenin tarihine, kültürüne ve toplumuna hayranlık duyduğunu söyledi.
Von der Leyen, ziyaretin Brüksel'in mesajını Pekin'e iletmek için faydalı olduğunu, yanlış anlamaları azaltarak diplomasi yoluyla riski azaltma çabalarının temel bir parçası olarak görülmesi gerektiğini anlatarak "Pekin'de ekonomik, toplumsal, siyasi ve bilimsel bağlarımızı koparmak istemediğimizi belirttim" dedi.
AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, Çin ile "ayrışmak" yerine, ilişkilerin bazı önemli ve hassas kısımlarını riskten arındırmak için çalışmaya ihtiyaç olduğuna işaret etti.
Siyasi gerginlikler
Bunun başlangıç noktasının Çin ile ilişkilerde riskler ve fırsatların net şekilde belirlenmesi olacağının altını çizen von der Leyen, Çin'in genel stratejik duruşunun son yıllarda sertleştiğini, bunun örneklerinin Güney ve Doğu Çin Denizi ile Hindistan sınırında görüldüğünü söyledi.
Von der Leyen, Çin'in bu bölgelerdeki tutumunun AB'nin ortaklarının meşru çıkarlarını doğrudan etkilediğini belirterek Tayvan konusunda AB'nin duruşunu şöyle anlattı:
"AB'nin tek Çin politikası uzun süredir devam ediyor. Tayvan Boğazı'nda sürekli olarak barış ve istikrar çağrısında bulunduk. Statükonun özellikle güç kullanarak tek taraflı değiştirilmesine şiddetle karşı çıkıyoruz."
İnsan hakları ihlalleri
AB Komisyonu Başkanı, "Tam da Çin askeri duruşunu artırırken Sincan'daki (Uygur Özerk Bölgesi) derin endişe verici ve ağır insan hakları ihlalleri hakkında konuşmaktan asla çekinmemeliyiz" dedi.
Çin'in bazı taktikler uyguladığını ifade eden von der Leyen, "Sadece insan hakları ihlallerini dile getirdikleri için Çin Komünist Partisi tarafından haksız yere yaptırım uygulanan AP üyeleriyle dayanışmamı ifade etmek istiyorum. Çin, 'reform ve açılım' çağından, 'güvenlik ve kontrol' çağına doğru ilerliyor" değerlendirmesinde bulundu.
Ekonomik ilişkiler
Çin'in günümüzde etkin bir ekonomik güç ve küresel bir oyuncu olduğunu ve gelecek yılları şekillendirecek ileri teknolojilerin çoğunda öncü konuma geldiğini belirten von der Leyen, "Bu uluslararası ve ekonomik durum ve kendi çıkarlarımız, Avrupa'nın Çin ile ilişkilerini yönetmesini daha da önemli hale getiriyor" dedi.
Çin ile ilişkilerde risklerin ve fırsatlar olduğuna işaret eden von der Leyen, "Avrupa için Çin'le ayrışması geçerli, tercih edilen veya pratik bir seçenek değildir" ifadesini kullandı.
"Çin, son 1 yılda ekonomik ve ticari baskı politikasını artırdı" diyen von der Leyen, ülkenin açık pazar ve serbest ticaret mantığından uzaklaşıp güvenliğe öncelik verdiğini söyledi.
Von der Leyen, "Çin, açıkça dünyaya bağımlılığını azaltırken dünyanın kendine bağımlılığını artırma politikası izliyor" değerlendirmesinde bulundu.
Çin'in bunu kritik ham maddeler, yenilenebilir enerji, yapay zeka, kuantum hesaplama ve biyoteknoloji gibi alanlarda uygulandığına işaret eden von der Leyen, ülkeye yönelik ekonomik ve güvenlik sınamalarına uygun bir yaklaşım geliştirilmesi gerektiğini anlattı.
Çin, hayati bir ticaret ortağıdır
Von der Leyen, "Çin, birçok alanda güçlü bağlarımız olan hayati bir ticaret ortağıdır. Çin'le günlük ticaretimiz 2,3 milyar avroyu buluyor. Ticaretimizin çoğu karşılıklı fayda sağlamaya devam ediyor. Ancak ilişkimizin şeffaflık, öngörülebilirlik ve mütekabiliyet temelinde yeniden dengelenmesine acil ihtiyaç var" dedi.
Çin'le rekabeti eşit şartlar altında yapmak istediklerini anlatan von der Leyen, Çin'in desteklemelerini şeffaf yapması ve fikri mülkiyet haklarına saygı göstermesi gerektiğine işaret etti.
Von der Leyen, ticaret ve yatırımların ekonomik ve ulusal güvenlikleri için risk oluşturduğu bazı alanlar olduğunu hatırlatarak Çin'in askeri ve ticari sektörlerini açıkça birleştirdiğini belirtti.
"Gelecekteki Çin stratejimizin merkezi ekonomik olarak risk azaltmak olmalıdır" diyen von der Leyen, Avrupa'nın kendi dayanıklılığını ve bağımsızlığını artırmasının önemine işaret etti.
Von der Leyen, enerji, sağlık, ilaç, gıda güvenliği ve savunma kabiliyeti konularında Avrupa'nın dayanıklı ve bağımsız olmasının önemini vurguladı.
AB'nin mevcut ticari savunma araçlarını kullanma konusunda daha cesur olması gerektiğini ifade eden von der Leyen, bazı kritik sektörlerde Avrupa şirketlerinin sermayelerinin, uzmanlığının ve bilgisinin sistemik rakiplerinin askeri ve istihbarat yeteneklerini güçlendirmek için kullanılmasını önlemeleri gerektiğini anlattı.
Von der Leyen, bu konuda gelecek aylarda yeni bir ekonomik güvenlik stratejisi hazırlayacaklarını belirterek AB ülkelerinin Çin stratejisi konusunda bölünmeden birlikte hareket etmesinin önemine vurgu yaptı.
Kaynak: Cumhuriyet