Her sene Peygamber efendimizin torunu Hz. İmam Hüseyin (a.s) şehadetinin kırkıncı günü yıldönümü münasebeti ile çeşitli ülkelerden Irak'a gelen Milyonlarca Hz.Hüseyin aşıkları Kerbela yolunda, 90 kilometrelik yolu yaya olarak yürüyerek Hz.İmam Hüseyin (as) Türbesini ziyaret etmeye gidiyor.
Müslümanların en büyük etkinliği olarak bilinen Erbain Yüryüşü her sene 20 milyona yakın insan katılmaktadır. Peki bu yürüyüş küresel manada hangi mejaları içeriyor?
Mehr Haber Ajansı'na konuşan Türk Gazeteci Avukat Yazar Emin Güneş Erbain Yürüyüşünü uluslararası ve siyasi açıdan değerlendirdi.
1- Son günlerin önemi konuların arasında Ehl-i Beyt aşıklarının her yıl gerçekleştirdiği Erbain Yürüyüşü de yer alıyor. Bazı analistlere göre bu yürüyüş dini nedenlerin ziyade bir tür uluslararası mesaj taşıyor ve direniş ekseninin bir başka görünümüdür. Siz Erbain Yürüyüşünü uluslararası ve siyasi açıdan nasıl değerlendiriyordunuz?
Kuşkusuz Erbain denilince akla Hüseyni kıyamı ile 21. Asra damgasını vuran İslam İnkılabı gelir. Bu inkılap gerçekten dünyada sarsıcı etkiler meydana getirdi. Zamanın bütün Yezitlerinin yüreğini korku saldı. Büyük Şeytan ve aveneleri bu kez İran topraklarında yeni Kerbelalar oluşturma gayretine girdiler. Körfezin gerici rejimleri petro dolarları ile Haçlı ülkeleri kimyasal dâhil her türlü konvansiyonel silahları ile inkılabın fidanını büyümeden kökünden koparmaya çalıştılar. İnkılaba en fazla altı aylık ömürler biçtiler.
Ancak amaçlarına ulaşmadıkları gibi her hamleleri aleyhlerine döndü.
Başta silah ambargosu olmak üzere neye ambargo uyguladılarsa o alanda İran kendisini geliştirdi, ihtiyaçlarını kendi kaynakları ile temin etmede umulmadık başarılar elde etti.
En önemlisi de İnkılabı komşu Müslüman ve Şii bir devlet eliyle boğmak istediler. Onu boğmaya kalkan Amerikan köpeği Saddam sahibi tarafında bir lağımda yakalanarak idam edilmek suretiyle boğduruldu.
İki komşu arasında eskiden var olan husumet 8 yıl süren bir savaşla belki asırlarca sürecek kan davasına dönüştürülmek istenirken şimdi Erbain yürüyüşlerinde görüyoruz ki Hz.İmam Hüseyin sancağının gölgesinde adeta iki beden tek yürek olmuş şeytan taşlar gibi Iraktaki Amerikan güçlerini füze ve roket manyağına çeviriyorlar. Bu sonuç tarafların hayallerinin de ötesinde bir durumdur. Bu iki kardeşe bu ruhu aşılayan kuşkusuz Erbain aşkıdır.
Erbain yürüyüşleri küresel emperyalizme, istikbara, zalimlere ve zorbalığa karşı mazlumların mustazafların meydan okumasına dönüşmüştür. Mazlumun dini sorulmayacağından her dinin mazlumları Endonezya’dan Malezya’ya kadar bu yürüyüşlerde yer almaktadırlar.
Onlar her nerede Erbain yolcusu Hz. Hüseyin âşıklarını yok etmeye çalıştılarsa döktükleri kanlarda boğuldular. Şehitlerin mübarek kanlarıyla sulanan fidanlar hızla büyüdü, gelişti ve derinlere kök saldılar. Bir devlet, bir eksene mihvere dönüştü. Artık Yezitlerin karşısında bir avuç ehlibeyt yok milyonlarca da ehlibeyt aşığı var.
Artık Erbain de Hz. İmam Hüseyin ve 72 yareninden başka aynı yolda şehadetleri çağımıza sarkan şehitlerde var ve birlikte anılıyorlar. Şehit Serdar Kasım Süleymani, Şehit Ebu Mehdi Mühendis, Filistin, Lübnan, Suriye ve Yemende verilen yüzlerce şehit. Bu şehitlerin kanları da Kerbela şehitlerinin kanlarına ulaşmıştır. Artık Erbain yürüyüşünde Hz. Zeyneb’in yanında nice Zeynepler var Arap, Fars, Kürt, Türk, Beyaz, siyah, sarı Zeyneplerin katıldığı yürüyüş.
Erbain yürüyüşleri küresel emperyalizme, istikbara, zalimlere ve zorbalığa karşı mazlumların mustazafların meydan okumasına dönüşmüştür. Mazlumun dini sorulmayacağından her dinin mazlumları Endonezya’dan Malezya’ya kadar bu yürüyüşlerde yer almaktadırlar.
Erbain ruhu iki kutupla dünyada her iki kutbu da ciddi anlamda sarsıyor, oyun kurucu olarak Siyonizmin can çekişmesini sağlıyor.
2- Erbain Yürüyüşü ulusötesi düzeyde bir kimlik inşasına bir platform sağlamıştır. Şöyle ki Bu sayede bu büyük etkinliğe farklı ülkelerden, hatta Avrupa ülkelerinden Şiiler de katılıyo bu konuda renk, ırk ve ülkeye bakılmaksızın ulusötesi bir kimliğin oluşmasına neden oluyor.Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Oysa onlar Aziz İslam’ın mensupları arasında ırk ve mezhep ayrılıklarını körükleyerek savaştırmak istiyorlardı. Kendi çizdikleri sınırları kutsayarak sınır kavgaları çıkarmak istediler. Bir ülke sınırları içindeki farklı etnik gurupları birbirine düşürmek istediler. İslam’ın farklı mezheplerini birbirlerini kırdırmakla yetinmeyip aynı mezhepten ama farklı ırktan olanlarını karşı karşıya getirmek istediler. Mesela Arap veya Azeri Şiileri Fars Şiilere karşı kışkırttılar. Çok şey denediler ama başaramadılar. Şimdi Erbain yürüyüşlerinde bunları omuz omuza gördükçe ve bunların yanında farklı din ve inançlara mensup insanları gördükçe adeta kinlerinden geberiyorlar.
Bu birlik ve beraberlik ruhu kuşkusuz Seyyidüşşühedanın mübarek kanının bereketi, Direniş liderliğinin cesur, kararlı, feraset ve basiretli yönetimleri ile oluşuyor. Görüyoruz ki her geçen yıl Erbain yürüyüşlerine katılım hem kemiyet hem de keyfiyet olarak muazzam gelişmeler sağlıyor.
3- Bu olayla ilgili ortaya çıkan önemli bir konu da Batı medyasına uygulanan sansürdür. Bu medyaların Erbain Yürüyüşünü boykot edilmesinin sebebi nedir?
Medya artık bütün konvansiyonel silahlardan daha etkili ve tehlikeli bir savaş aracına dönüşmüştür. Erbain yürüyüşlerine boykot uygulamaları, çarpıtmaları beklenmeyen bir durum değildir. Son İran ziyaretimde yetkilerle yapılan istişarelerde medya alanındaki yetersizlik kabul ve ikrar edildi. Bu alanda da medyanın güçlendirilmesi çabaları arttırılmalıdır. Boykotlara rağmen nasıl savunma sanayinde baş döndürücü başarılar sağlanmışsa medya alanında da bu başarı sağlanmalıdır.
Batı medyası silah sanayine hükmeden sermayenin ve istihbarat örgütlerinin güdümündedir. Ancak kışkırtır, silah satar, savaştırır, savaştan canlı yayın yapar. Erbain yürüyüşleri gibi savaşları bitirecek, barış ve huzur iklimi oluşturacak faaliyetleri yayınlaması onlar için ayaklarına sıkmak olur.
Direniş gönüllüsü kardeşlerimizin önemli bir kısmının medyanın gücü ve önemi hakkında yeterli bilince sahip olmadığı kanaatindeyim. Oysa bilinçli bir direniş gönüllüsü elindeki sosyal medya araçları ile pek ala cephedeki kardeşlerine destek verebilir, adeta onlarla omuz omuza savaşabilir. Sosyal medyanın kirliliği ve kirleticiliğinin farkındayım ama tertemiz ehlibeyt âşıkları bu alanı da temiz sahaya çevirmekle yükümlüdürler. Siyaset kirlidir ve kirletir diyerek nasıl bizi siyasetten uzaklaştıramıyorlarsa medya alanından da uzaklaştıramamaları gerekir. Vesselam.