Lübnan Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, bugün yaptığı konuşmada bölgesel ve uluslararası gelişmeleri değerlendirdi.
Seyyid Hasan Nasrullah, tekfirci teröristlerin işgal ettiği toprakların özgürleştirilmesinin yıl dönümünü kutlayarak, "Suriye'de yaşanan gelişmelerin ardından silahlı teröristler Lübnan'ın büyük bir kısmına girerek burayı Lübnan vatandaşlarına ve Lübnan ordusuna saldırı üssü haline getirdi. Bu üssü Lübnan topraklarına bombalı araçlar göndermek için kullandılar. Onlar bu bölgeleri Suriye'ye saldırmak için de kullandılar. " dedi.
Nasrullah, "ABD, Lübnan hükümetinin orduya teröristlere saldırma yetkisi verme kararını engelledi. Amerikan baskısı altındaki Lübnan hükümeti, ordunun el-Curud bölgesindeki silahlı gruplara saldırmasına izin vermedi. Amerikalılar Lübnan ordusunu, silahlı gruplara saldırmaları halinde orduya yardım etmeyi bırakacakları yönünde tehdit etti." ifadesini kullandı.
Konuşmasının devamında Siyonist rejimin direniş liderlerini suikastla tehdi etmesine değinen Nasrullah, "Onlar bu suikastın işgal altındaki Filistin'in içinde veya dışında gerçekleşebileceğini söylediler. Görünüşe göre İsrail geçmişteki deneyimlerden ders almamış. Bu nedenle geçmişteki hataları tekrarlıyor. Şimdi Batı Şeria'da direnişin gücünün arttığına tanık olmaktayız. Netanyahu'nun İran'ı suçladığını görüyoruz. İsrailliler bu iddialarla yalnızca kendilerini aptal durumuna düşürüyorlar. İran İslam Devrimi'nin zaferinden önce Filistin halkının kendileriyle savaştığını unuttular." ifadelerinde bulundu.
İran'ın Gazze'deki direnişi desteklediğini ve bundan hiçbir zaman vazgeçmediğini ancak Batı Şeria'daki direniş yalnızca Filistin'in iradesi olduğunu belirten Nasrullah, "Lübnan'daki Siyonist düşman da kendisine karşı savaşanların İran'ın aleti olduğunu söylüyordu. Ancak Lübnan halkının özgürlüğü düşündüğünü bilmiyordu. Sonunda 2000 yılında özgürlük sağlandı.Direnişle yapılan savaş sırasında bu düşman, üst düzey komutanlara, hatta onların eşleri ve çocuklarına yönelik birçok suikast gerçekleştirdi ama direnişi sarsmayı başardı mı? Bunlar Netanyahu'nun safsatasıdır. Bu tehditler direnişi durdurmayacak, yalnızca direnişin kalıcılığına ve gücüne yol açacaktır." diye kaydetti.
Nasrullah, Lübnan topraklarında yaşanacak her türlü teröre ve Filistinli, Lübnanlı, İranlı veya Suriye vatandaşlarını hedef alınmasına sessiz kalmayacaklarını söyledi.
Suriye'deki gelişmelere dikkat çeken Nasrullah, "ABD'liler başlangıçtan itibaren Suriye'nin mevcut hükümetini devirmeye, işgal etmeye ve yağmalamaya çalıştılar. Bugün Amerikalılar Suriye petrolünü yağmalıyor. Suriye'nin kuzeyinde ve kuzeydoğusunda bulunan grupların tamamı Amerika'ya bağlıdır. Aslında Suriye'ye karşı yürütülen savaşın asıl komutanı Amerika'ydı. O dönemin Şam'daki Amerikan büyükelçisi, o dönemde Suriye'ye karşı savaş için ABD ve birçok Arap ülkesinden oluşan bir komite kurulduğunu itiraf etti. Suriye'yi devirmeye yönelik tüm planlar bu komitede tasarlanırdı." dedi.
ABD'nin IŞİD bahanesiyle Irak ve Suriye'ye geldiğini, şimdi de Fırat'ın doğusunu işgal ettiğini ifade eden Nasrullah, "Amerikalılar Suriye'deki en önemli petrol ve gaz sahalarını yağmalıyor ve Suriye hükümetinin bu sahalara dönmesine izin vermiyor. Fırat'ın doğusundaki çatışma sadece Suriye Demokratik Güçleri ile değil. Bu bölgedeki savaş bölgesel ve uluslararası bir savaşa dönüşebilir." ifadelerinde bulundu.