Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları, 7 Ekim'de işgal rejimine "Aksa Tufanı" isimli geniş kapsamlı bir operasyon başlatmıştı.
İşgalci İsrail rejiminin Gazze'de saldırısının yankıları sürerken çatışmalar da 14. gününe girdi.
Peki İsrail'in Gazze'ye olası kara saldırısının sonuçları ne olacak?
Mehr Haber Ajansı Gazze'deki son gelişmelerle ilgili İstanbul Başçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi ve terör ve güvenlik uzmanı "Abdullah Ağar" ile bir röportaj gerçekleştirdi. Aşağıdaki yazıda bu röportajı okuyabilirsiniz:
1- İsrail rejimi Gazze'ye kara saldırısına hazırlanıyor. Gazze'deki tünellerin varlığını dikkate alındığında teknik açıdan İsrail'in olası saldırısının nasıl bir sonucu olabilir?
Meskun mahal çatışmalarının karakteristik bilinenden çok farklıdır. Doğası çok farklıdır ve her alanı özgü birtakım koşullar yaratır. Burada tabii Hamas'ın çok ciddi anlamda hazırlıklı olduğu gözüküyor. Yani sadece Hamas'ın değil bölgedeki diğer yapıların da buradaki tabii tünel üzerinden konuşuluyor ama sonuçta bölgeye özgü gayrinizami bir harp yapılanması. Ve burada bölgenin bütün dinamiklerini kullanacak. İsrail üretmiş olduğu güce ve doktrinle bunu dengelemeye çalışacak. Yani İsrail hedeflerine ulaşmaya çalışacak.
Bu acıdan bakıldığı için Her iki taraf için de oldukça zor olacağını düşünüyorum, hep böyle tüneller üzerinden filan konuştuk ama bunun da başka versiyonları olabilir. Başka şaşırtıcı etkilerle de karşı karşıya kalabileceğimizi değerlendiriyorum.
2- ABD yönetimi Akdeniz'e savaş gemisi göndermekle neleri hedefliyor. Bu konu Türkiye'nin güvenliğini tehdit ediyor mu?
Amerikan uçak gemisi görev gruplarının bölgeye gelmesini pek çok sebebi var. Bunlrın öncelikli olanın tabii İsrail’in yapacağı harekatı bir şekilde himaye etmek ve desteklemek. İkinci başlık kendi kamuoyuna. Amerika Birleşik Devletleri bir şey yaptı demek için. Üçüncüsü bu uçak gemisi görev grupların ABD’nin küresel hakimiyetinin stratejik aygıtları. Yani burada küresel hakimeyeti ile ilgli istikrasızlaşan alanı onarmaktır. Bunu da bir araç olarak kullanacak. Dördüncüsü bir caydırıcılık unsuru. Beşincisi bir güç gösterisi, altıncısı kendi müttefik ve ortaklarıyla gerilim çok arttı ve o gerilimi onarmak istiyor. Yedincisi caydırıcılık yani özellikle Güney Lübnan'dan veya Suriye'den gelecek olası bir vekil etkiye karşı tedbir geliştiriyor. Sadece orası değil tabii Suriye ve Irak'ta da birtakım şeyler olabilir. Öte tarafıyla da Amerika Birleşik Devletleri'nin menfaatine aykırı hareket eden bir takım devlet dışı aktörler veya terör örgütlerinin faaliyetleri olabilir. ABD onları da bir şekilde kontrol altına almaya çalıştığını düşünüyorum. Tabii akla şu da geliyor; mesele İran-İsrail ve ABD gerilimi. Şimdi buna karşı bir etki aracı olarak kullanılabilir mi bu savaşın farklı alanlara yayılması ve doğrusallaşmasıyla da ilgili bir fotoğraf. Buna dair bir tedbir geliştirdiğini de düşünüyorum.
Öte tarafıyla bu görev grubunun asimetrik birtakım operasyonların altına imza atma potansiyeli var mı? Evet bu görev grubu böyle bir özelliği var. Komplocu değiliz ama birtakım farklı biçimlerde öngöremediğimiz biçimlerde de kullanma ihtimali var olabileceğini değerlendirmek gerekiyor.
3- İsrail Gazze de sivilleri açık bir şekilde hedef alıyor, ancak Batılı yetkililerden henüz güçlü bir tepki görmedik. Halbu ki Ukrayna'daki savaşta bu ülkeyi tam olarak destekliyorlardı. Bu çelişkinin sebebi nedir?
Sonuçta küresel bir mücadele var. Küresel Atlantik tek kutuplu bir dünya arayışında. Bu noktada Avrasya ile Atlantik arasında bir gerilim, rekabet ve mücadele var. Bunun başat unsuru Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği üyeleri, NATO ve bir şekilde özellikle Hint Pasifik'teki bir takım müttefiklerdir. Yani bunların refleksleri tabii jeopolitik bağlılıkları çerçevesinde şekillendiriliyor. Yani sonuçta kendi Jeopolitik eksenleri üzerinden soruna yaklaşıyorlar ve ona göre eleştiri ve ya destek üretiyorlar. Hakkaniyet, adalet, insanlık ve hukuk yıllar önce mezara gömülmüştür.