Son iki aydır Gazze'deki gelişmeler ve Siyonistlerin savaş suçlarıyla ilgili konular dünya medyasının manşetlerinde yer alıyor. Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları İzleme Örgütü geçtiğimiz günlerde bu savaşta 8 bin 176'sı çocuk olmak üzere 20 bin 31 Filistinlinin şehit olduğunu açıkladı.
Cuma gününden bu yana uygulanan ve rejim ordusu tarafından defalarca ihlal edilen dört günlük geçici ateşkese rağmen, Tel Aviv'e yönelik uluslararası boykot talepleri artmakta. Bunlardan biri de Paris 2024 Olimpiyatları'ndan men edilmesidir.
Geçtiğimiz günlerde Amerikan dergisi The Nation, İsrail'in Paris Olimpiyat Oyunlarından men edilmesi olasılığıyla ilgili olarak şöyle yazdı: “Bunu Rusya ve Güney Afrika’ya yaptılar, neden İsrail'e yapmasınlar?”
Apartheid dönemi ve Güney Afrika'nın Olimpiyat Oyunların’dan men edilmesi
Dünyanın farklı ülkelerine çeşitli nedenlerle defalarca yaptırım uygulanmış ve olimpiyat oyunlarına katılmalarına izin verilmemiştir; apartheid döneminde Güney Afrika da bu örneklerden biridir.
Apartheid, 1948'den beri Güney Afrika'yı sömürgeciliğin mirası olarak yöneten ırkçı bir sistemdi.
Apartheid yönetimi altındaki Güney Afrika'da sporda bile her ırkın ve sınıfın müsabakaları ayrıydı ve milli takım sadece beyazlardan oluşuyordu.
Afrika'nın 1950'lerin sonunda sömürgecilikten ayrılmasıyla birlikte bağımsızlığını yeni kazanan ülkelerin Ulusal Olimpiyat Komiteleri apartheid sistemine karşı çıktı ve yavaş yavaş Uluslararası Olimpiyat Komitesi'ne katıldı.
Güney Afrika 1960'ların başında kendisini cumhuriyet ilan ederek Milletler Topluluğu'ndan çekildi.
Güney Afrika apartheid rejimini temsil eden takımlar 1964 Tokyo Olimpiyatları'ndan 1999 Barselona Olimpiyatları kadar yapılan oyunlarda yer almadı.
Nihayetinde Güney Afrika'nın apartheid sistemi 1990'da çöktü. 1991 yılında çok ırklı eşitliğe geçiş kapsamında yeni bir Olimpiyat Komitesi oluşturularak Uluslararası Olimpiyat Komitesi'ne grime hakkı kazandı ve 1992 Yaz Olimpiyatları'na katıldı.
Rusya ve Belarus’un Olimpiyat Oyunlarından men edilmesi
Ukrayna'da yaşanan krizden yaklaşık iki yıl geçiyor. Bu dönemde ABD liderliğindeki Batı cephesi var gücüyle Rusya ve müttefiklerine baskı yapmaya çalışıyor. Bu baskılar spor alanına bile sıçradı.
Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısının ardından Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC), uluslararası federasyonlara Rusya ve Belarus'ta planlanan tüm etkinliklerini iptal etmeleri ya da başka bir ülkede yapmaları çağrısında bulundu.
Uluslararası federasyonlara bu iki ülkede yapmayı planladıkları etkinlikleri başka bir ülkeye taşıma ya da iptal etme çağrısında bulunan IOC, Rusya ve Belarus bayrakları ile milli marşlarının da organizasyonlardan men edilmesini talep etti.
Başlangıçta Rus ve Belaruslu sporcuların spor etkinliklerine katılımı yasaklandı ve bazı eleştirilerin ardından IOC’ın uyguladığı sert yasaklar gevşetildi ve Rus ve Belaruslu sporcuların beyaz bayrak altında yarışabileceği açıklandı.
Birkaç ay önce Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) Başkanı Thomas Bach, 203 ülkeyi 2024 Paris Olimpiyat Oyunları'na katılmaya davet etti. Bu ülkeler arasında Rusya, Belarus ve Guatemala'nın adı geçmedi. Bu üç ülkenin olimpiyatlara davet edilmemesi Fransa Spor Bakanı Amelie Oudea-Castera’nın tepkisiyle karşılandı.
Artık Siyonist İsrail’in Olimpiyat Oyunlarından Men Edilmesi Gerek
İsrail’in terör ve savaş suçlarına dayanan bir rejimin mükemmel bir örneği olduğu için Olimpiyat Oyunlarından men edilmesi değerlendirilebilir. Bu rejim, son 75 yılda Filistin halkına karşı her türlü savaş suçu işlemiştir. Ancak bu suçların zirve noktası Aksa Tufanı operasyonundan sonra yaşandı. Batı’dan büyük destek alan Siyonist rejim, yaklaşık 50 gün içerisinde Gazze Şeridi halkına karşı korkunç cinayetler yaptı.
Uluslararası kurumların yayınladığı bilgilere göre Gazze savaşı sırasında her dört dakikada bir Filistinli katledildi. Her saatte ortalama 6 çocuk ve 4 kadın şehit oldu. İsrail'in saldırıları sonucu 20 binden fazla Gazzeli şehit edildi. Siyonist İsrail güçleri şu ana kadar 52 sağlık merkezini hedef aldı; 25 hastane hizmet dışı kaldı. Savaşın ilk 25 gününde Gazze'de ölenlerin sayısı, bir buçuk yılı aşkın süredir devam eden Ukrayna'daki savaşta ölenlerin sayısını geçti. Gazze Şeridi'nde yaşanan yıkım Hiroşima'ya atılan atom bombasının yarattığı hasara benzetiliyor. Savaşın sadece üç haftasında katledilen Filistinli çocukların sayısı, 2019'dan bu yana dünyanın her yerinde öldürülen çocukların sayısını aştı.
Bunlar İsrail'in Gazze Şeridi'nde işlediği cinayetlerin yalnızca bir kısmı. Şimdi asıl ve önemli soru şu; bu kadar suç işlenirken, İsrail’in Paris Olimpiyat Oyunlarından uzaklaştırılması gerekmez mi?! Kesinlikle bu konu küresel bir talep haline gelmeli ve uluslararası spor müsabakasından çocuk katili İsrail rejimi men edilmelidir, aynı zamanda İsrail'in uluslarararası mahkemelerde yargılanması gerekiyor.
Sonuç
İnsan haklarını ciddi şekilde ihlal eden Siyonist İsrail’in mevcut durumu olimpiyat oyunlarından uzaklaştırılan Güney Afrika'daki apartheid rejiminin durumuna benziyor. İnsan hakları aktivistleri işgal altındaki bölgelerdeki apartheid'in daha da kötü olduğuna inanıyor. Bu yüzden İsrail’in olimpiyat oyunlarından men edilmesi bekleniyor.
Geçtiğimiz günlerde Amerikan gazetesi New York Times’da yayınlanan yazıda, ABD'nin Irak, Suriye ve Afganistan'daki cinayetleri ile İsrail’in Gazz’de işlediği suçlar karşılaştıldı. Yazıya göre Amerika'nın 20 yılda işlediği savaş suçu, İsrail 2 aydan daha kısa bir sürede işledi.
Rusya'nın Ukrayna'ya askeri saldırı gerekçesiyle müsabakalardan men edildiğine göre bu tür kısıtlamalar diğer taraflara da uygulanabilir ve İran İslam Cumhuriyeti Siyonist Rejim’e uyguladığı spor boykotu için suçlanmamalı.