İran Cumhurbaşkanı Stratejik İşler Yardımcısı Muhammed Cevad Zarif, Kafkasya’nın stratejik, ekonomik ve kültürel meseleleri üzerine düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, İran’ın İslam Devrimi sonrasında ve özellikle mevcut liderlik döneminde güvenilir bir güç haline geldiğini, toprak bütünlüğünü koruduğunu ve 200 yıllık güvenlik sorununu aştığını belirterek, "Bu güvenlik özgüveni ve stratejik olgunluk, İran’ın 200 yıllık sürecin ardından elde ettiği bir kazanımdır. Bunu devrim liderine ve silahlı kuvvetlere borçluyuz. Ayrıca bu stratejik ve güvenlik özgüveni sayesinde güçlü bölge stratejisini oluşturabilir ve bu stratejiyi sürdürebiliriz.”
Zarif, Tahran Üniversitesi Dünya Çalışmaları Fakültesi’nde düzenlenen Kafkasya’nın stratejik, ekonomik ve kültürel meselelerine dair uluslararası toplantıda, İran’ın jeopolitik konumu, geniş maddi ve manevi kaynakları, bilimsel potansiyeli ve insan gücüyle bölgedeki bir transit, teknoloji ve enerji merkezi olabileceğini vurguladı.
3+3 Girişimi, Yabancı Nüfuzu Engelleme Yolu
Zarif, İran, Türkiye, Rusya, Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan’ın yer aldığı Kafkasya’daki 3+3 siyasi girişimine değinerek, bu girişim için kapsamlı işbirliğine ihtiyaç olduğunu ve bölgedeki sorunların yabancı müdahalesi olmadan çözülmesi için kullanılabileceğini belirterek, yabancı güçlerin ne bizi ne de bölgemizi destekleme kabiliyeti ve isteğinin olmadığını söyledi.
Karma Transit Konsorsiyumu Kurulması Teklifi
Cumhurbaşkanı Stratejik İşler Yardımcısı, Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan ve Karabağ savaşını sona erdiren üçlü ateşkes anlaşmasına atıfta bulunarak, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ulaşım yollarıyla ilgili olarak, ateşkes anlaşmasının 9. maddesinin işbirliğine zemin hazırlayabileceğini ve karma bir transit konsorsiyumu oluşturarak Kafkasya’daki tüm ülkelerin ve komşu büyük ülkelerin çıkarlarının güvence altına alınabileceğini ifade etti.
İsrail, Azerbaycan’ı Desteklemiyor, Onu Feda Ediyor
Zarif, konuşmasının sonunda İsrail’in Azerbaycan’daki varlığına değinerek, İsrail’in burada tıpkı bazı Fars Körfezi ülkelerinde olduğu gibi kendisi için bir kalkan oluşturmak amacıyla bulunduğunu, aslında onları desteklemediğini, tam aksine onları feda ettiğini vurguladı.