İran'ın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi ve Büyükelçisi, "Orta Doğu'daki durum son derece vahimdir ve bu durum bazı bölge dışı güçlerin müdahaleci ve militarist politikalarından kaynaklanıyor" dedi.

Mehr Haber Ajansı: İran’ın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi ve Büyükelçisi Emir Said İrevani, Pazartesi günü Birleşmiş Milletler İkinci Komitesi'nde yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"Daha bir hafta önce, Genel Kurul'un 80. oturumunda, devlet ve hükümet başkanları, bugün karşı karşıya olduğumuz küresel zorlukların aciliyetini vurgulayan güçlü mesajlar verdiler. Çok taraflılığın güçlendirilmesi, uzun süredir devam eden kalkınma taahhütlerinin acilen hayata geçirilmesi, iklim finansmanı, teknoloji transferi ve sürdürülebilir kalkınma yoluyla iklim değişikliği konusunda kararlı adımlar atılması ve uluslararası finans kuruluşlarının yönetim yapılarında gecikmiş reformların önemi vurgulandı. Diğer birçok kişi ise tek taraflılığa derhal son verilmesi çağrısında bulundu ve Gazze'deki suçların durdurulması ve soykırımın sona erdirilmesi için acil uluslararası eylem talep etti."

Bölgedeki son gelişmelere de değinen İrevani, "Ortadoğu'daki durum son derece vahimdir; bu durumun, bazı bölge dışı güçlerin müdahaleci ve militarist politikaları, devam eden silahlı çatışmalar, uzun süreli işgali ve Siyonist rejimin işlediği soykırımın bir sonucudur. Bu koşullar, bölgenin gelişimini sürekli olarak geriletmekte ve zorluklarını her geçen gün daha da artırmaktadır" ifadesini kullandı.

İran'a dayatılan 12 günlük savaş hakkında da konuşan İrevani "Siyonist rejim, 13 Haziran 2025'te Amerika Birleşik Devletleri'nin desteğiyle İran İslam Cumhuriyeti'ne karşı büyük bir askeri saldırı başlattı ve ardından 22 Haziran'da İran'ın barışçıl nükleer tesislerine yasadışı saldırılar düzenledi. Bu saldırılar, Birleşmiş Milletler Şartı'nın, uluslararası hukukun ve insan haklarının açık bir ihlaliydi. Bu saldırılarda siviller, hastaneler, medya kuruluşları ve hayati altyapılar kasıtlı olarak hedef alındı. Bu durum, uluslararası barış ve güvenliğini baltalamakla birlikte Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'nı ciddi şekilde tehlikeye attı." değerlendirmesinde bulundu.

İrevani sözlerinin devamında "Bu tür yasadışı eylemler, uluslararası hukukun ve Birleşmiş Milletler Şartı'nın ağır bir ihlalini teşkil etmekle kalmayıp, aynı zamanda sınır ötesi risklere yol açan radyoaktif ve toksik maddelerin yayılması ile insan sağlığını, ekosistemleri ve hayati kaynakları da tehlikeye atmaktadır." şeklinde konuştu.