İran’ın çağdaş edebiyatının önde gelen yazarlarından biri olan Bozorg Alevi, gerçekçi bakış açısıyla İran toplumunu ve insanını siyasal ve toplumsal değişimlerin ortasında tasvir eder.

“Seyyid Mücteba Ağa Bozorg Alavi” ya da tanınan adıyla Büzürg (Bozorg) Alavi, çağdaş gerçekçilik akımının önde gelen İranlı gazeteci, siyasetçi ve yazarlarından biridir. “Onun Gözleri (Çeşmhayeş)” adlı ünlü romanıyla tanınır. Pek çok eleştirmene göre Bozorg Alavi, Sadık Hidayet ve Sadık Çubek ile birlikte modern İran hikâyeciliğinin kurucularındandır.

Bozorg Alavi’nin hayatı

Bozorg Alavi’nin yaşamı, siyaset ve edebiyatla iç içedir. 2 Şubat 1905’te dünyaya geldi. Babası tüccar ve Meşrutiyet yanlısı bir milletvekiliydi. Bu nedenle küçük yaşlardan itibaren siyaset atmosferi ile aşina oldu.

1923’te babasıyla birlikte Almanya’ya gitti ve burada öğretmen olma amacıyla psikoloji ve eğitim bilimleri okudu. İran’a döndükten sonra Şiraz’da Almanca öğretmenliği yaptı.

Yazarlığa başlangıcı

Bozorg Alavi yazarlığa “Kurşun Asker” (Sarbâz-e Sorbi) adlı hikâyeyle 1930’larda başladı. Ardından yazı ve çeviri çalışmalarına yöneldi.

1931’de, Sadık Hidayet, Mesud Ferzad ve Mesud Minovi ile birlikte modern hikâye yazımının temellerini attılar.

O dönemde “Fereydun Naḫoda” takma adıyla çeşitli öyküler yazdı ve Dünya Dergisinde yayımladı.

Üç yıl sonra, Sadık Hidayet’in düşüncelerinden ve Sigmund Freud’un düşüncelerinden etkilendiği “Bavul” adlı öykü kitabını yazdı. Bu eser, okuyucular tarafından büyük ilgi gördü.

1937’de, “53 Kişi” adlı davada komünizm yanlısı olmakla suçlandı ve dört yıl hapis yattı.

Serbest kaldıktan sonra yazdığı eserlerde gerçekçilik (realizm) ve toplumsal eleştiri ön plana çıktı. Zindanın Kâğıt Parçaları (Varaq-pârehâ-ye Zendân) ve 53 Kişi bu dönemde yazdığı eserleridir.

1953 darbesi sırasında Doğu Almanya’ya göç etti ve Berlin’deki Humboldt Üniversitesinde Fars dili ve edebiyatı dersleri verdi.

Bozorg Alavi, sonraki kuşak yazarlar için bir yol gösterici olarak kabul edilir.

Bozorg Alavi’nin ölümü

1979 Devrimi’nden (1357 H.Ş.) sonra kısa süreliğine İran’a döndü; ancak tekrar Almanya’ya gitti.

17 Şubat 1997’de kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi.

Berlin’deki İran toplumu, mezarının korunması ve yerinin değiştirilmemesi için Berlin Valiliği’ne dilekçe vererek, mezarının bir İran edebiyatı anıtı olarak kalmasını sağladı.

Yazı üslubu

Uzmanlara göre Bozorg Alavi, Fars edebiyatında “hapishane edebiyatı” türünün kurucusudur. Onun eserlerinde, yaşadığı dönemin toplumsal duyguları güçlü biçimde hissedilir. Okuyucu, satırlar arasında yazarın topluma karşı bir eleştirmen ve aynı zamanda bir devrimci olduğunu görür.

Ahmed Mahmud, Ali Eşref Dervişiyan ve Nesim Haksar gibi yazarlar, Alavi’den etkilenmiştir.

Edebiyat eleştirmeni Cemal Mirsadeki’ye göre, Alavi’nin hikâyeleri tıpkı Sadık Hidayet’in eserleri gibi toplumsal eleştiriler içerir; ancak Alavi’nin karakterleri mücadeleci, direngen tiplerdir. Hidayet’in karamsar karakterlerinin aksine, Alavi’nin kahramanları savaşçıdır.

Bir Önceki yazımızda Bozorg Alevi'nin önde gelen bazı eserlerini tanıttık. Bu yazıda ise yazarın kalan diğer eserlerini tanıtmaya çalıştık.

Salariler 

Roman ilk kez Berlin’de yayımlanmıştır. Eser, Borucerd kentinin zengin ve nüfuzlu “Salariler” ailesini konu alır. Ailenin gücünü göstermek için, damatlarının bile kendi soyadlarını “Salari” olarak değiştirdikleri belirtilir. Ancak bu köklü ailenin arkasında büyük bir sır vardır o da servetlerinin kaynağıdır.

İki kardeş, Salar Niya ve Salar Nezam, miras paylaşımı için Borucerd’e gelirler. Bu sırada siyasi karmaşa, ihanet, cinayet ve çıkar çatışmaları içinde, ailenin gizemli geçmişi yavaş yavaş açığa çıkar.

Geçen Zaman 

Alevi, bu eserinin bir bölümünde zamanın değişimi ve tanıklık ettiği olaylar hakkında şöyle der:

“Bu yazıların içeriği hayatımın hikâyesi değildir; benim zamanımda büyük olaylar yaşandı:

Meşrutiyet Devrimi, kısa özgürlük dönemi, Birinci Dünya Savaşı, 1921 İran darbesi, Kaçarların düşüşü, Rıza Şah’ın iktidara gelişi, Almanya’da faşizmin yükselişi, petrol imtiyazlarının yenilenmesi, İkinci Dünya Savaşı, Sovyetler ve Müttefiklerin İran’a girişi, yabancı güçlerin ülke işlerine müdahalesi, Tudeh Partisi’nin kuruluşu, Amerika’nın Ortadoğu’daki nüfuzunun artışı, Musaddık dönemi ve petrolün millileştirilmesi, Muhammed Rıza Şah’ın artan istibdadı, Soğuk Savaş, Sovyet-Amerikan çatışması ve bunun dünyaya etkileri, İran Devrimi, İslam Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve İran-Irak Savaşı...

Amacım kendi hayatımı anlatmak değil; hayatımı altüst eden olayların bende bıraktığı izleri anlatmak.”

Çağdaş İran Edebiyatı Tarihi

Bozorg Alevi’nin Anıları

Bozorg Alavi’nin en ünlü eseri

Bozorg Alavi’nin en tanınmış eseri olan “Onun Gözleri”, Rıza Şah dönemindeki İran’ın gerçek yüzünü bir aşk hikâyesiyle birleştirerek anlatır. Roman ilk kez 1952 yılında yayımlanmış ve hem halk hem de eleştirmenler tarafından büyük ilgi görmüştür. Bu eser, İran roman geleneğinde kalıcı bir dönüşüm yaratmıştır.

Romanın konusu özetle şöyledir: “Ferengis”, zengin bir aileden gelen genç bir kızdır ve “Usta Mâkân” adında bir ressama âşık olur. Usta Mâkân, Rıza Şah yönetimine karşı faaliyet gösteren gizli bir örgütün lideridir. Bu durum, Ferengis’in de yavaş yavaş politik faaliyetlere ve rejim karşıtı bir mücadeleye dahil olmasına yol açar…