Peyman Yazdani: ABD’nin Suriye ordusunun “Han Şeyhun” bölgesine kimyasal saldırı düzenlediğini öne süren gerçek dışı iddialara dayanarak, bu ülkenin bir hava üssüne yaptığı saldırısı, aslında Başkan Trump’ın Suriye krizine yönelik sergilediği ilk saldırgan tavır olmuştur.
Moskova ile Şam tarafından şiddetli şekilde reddedilen bu iddialara karşı, İran ve Rusya’nın saldırıyla ilgili küresel inceleme yapma isteği Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü tarafından geri çevirilerek bu saldırının arkasındaki olası senaryoları ışığa çıkarmış oldu.
Bu konuyla ilgili Amerikan Yorumcu ve Geo Politik Uzmanı Anthony Cartalucci’yle altta okuyacağınız bir söyleşi gerçekleştirdik.
- “Han Şeyhun” kimyasal saldırısı kimin tarafından yapıldı?
Teknik açıdan bu olayın detayları hakkında bir şey söyleyemeyiz, fakat saldırının gerçekleştiği bölge, daha önce de kimyasal silah kullanma geçmişine sahip olan yabancı destekli teröristlerin kontrolü altında olduğu tespit edilmiştir.herhangi stratejik kazanımdan yoksun olan bu saldırı, ABD ile arkasındaki itilaf tarafından sadece birer siyasi araç olarak kullanılmıştır. Ancak ABD’nin saldırı sonrası ortaya koyduğu tavırları, bu ülkenin 2003 yılında kitle imha silahları bahanesiyle Irak’a yaptığı saldırısının tekrarlanmasına neden oldu.
- ABD, acilen gerçekleştridiği bu saldırıda hangi amaçlara ulaşmayı planlıyordu? Acaba bu amaçlara ulaşmayı başarabildi mi?
Bu saldırının amacı Suriye devletini baskı altında tutmaktı. Zira ABD, Suriye’nin kimyasal saldırının asıl kaynağı olduğundan emin olsaydı hiç beklemeden uluslararsı çapta inceleme isteğinde bulunup uzun zamandan beri peşinde olduğu Suriye’deki siyasi yapının değişmesine ilişkin yeterli gerekçeler de bulmuş olurdu. Bu saldırı sonucu ABD’nin doğrudan askeri müdahalede bulunarak Suriye’yi bölmeye çalışdığını açık şekilde görebiliriz.
- Neden ABD ve müttefikleri, İran ve Rusya’nın uluslararası keşif heyetinin oluşumuna yönelik isteğine karşı çıktı?
Her zaman olduğu gibi kendisinin suçlu bulunduğunun farkında olan taraf, araştırma işleminde engel oluşturur. ABD, ya kendisi bizzat bu kimyasal saldırıyı gerçekleştirmiştir ya da ona bağlı müttefikleriyle terör örgütleri böyle bir girişimde bulunmuştur. Dayanaksız olduğu ortaya çıkan Kimyasal İmha Silahları bahanesi ile yapılan 2003’teki Irak saldırısı ardından da ABD’nin aynı davranışına tanık olduk.
- Siyonist Rejim’in bu saldırıdaki rolü nedir?
Siyonistler de ABD’nin diğer müttefikleri gibi Suriye’ye geniş çaplı bir saldırı yapılmasının peşinde. Onlar bu olaydan Suriye’deki terörü destekleme politikalarını sürdürme yönünde yararlanmaya çalışıyorlar. Böylece Siyonist Rejim’in Amerika’nın politikaları doğrultusunda Suriye karşıtı tek taraflı saldırılar düzenlemeye devam etmesi bekleniyor.
- Acaba bu tür senaryoların gelecekte de ABD tarafından tekrarlanması öngörülüyor mu?
Evet. Zira ABD’nin politiklaraı onyıllarca böylesi yapmacık ve tahrik edici girişimler vasıtasıyla işlemiştir. Vietnam Savaşı’ndan 11 Eylül 2001 ve Irak Savaşı’yla bağlantılı yalanlar ile hayırseverlik bahanesiyle Libiya saldırıları ve son olarak Suriye’ye yaptığı saldırıların hepsi ABD’nin bu politikaları yönünde gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Burada da bu tür politikaların ne zamana kadar sürüp etkili olacağına dair sorunun yanıtını bulmalıyız.
yorumunuz