MHA- Suriye’de 4 gündür ateşkesin sağlanmasına rağmen, Rusya ile Türkiye’nin Suriye anlaşmazlığı tam gaz devam ediyor. Geçen günlerde bazı NATO üyesi ülkeler, Türkiye-Rusya arasında yaşanacak her türlü savaş dumurunda NATO’nun Ankara lehine savaşa girmeyeceğini açıkça belirtmişlerdi.
Bununla birlikte Türkiye, Suriye Kürtleriyle husumetini devam ediyor ve bu da Ankara-Washington arasında yeni krizlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Suriye Kürtleri IŞİD’le mücadeleden dolayı Amerika nezdinde güçlü nir konuma sahip olduklarından dolayı Türkiye’nin Suriye Kürtleriyle düşmanlığını devam ettirmesi, Suriye’nin geleceği karmaşık hale gelmiştir. Bu bağlamda Amerika’nın California Berkeley Üniversitesi’nde eğitim görevlisi Mahmud Munşipuri ile bir mülakat gerçekleştirdik.
Rusya ve Türkiye’nin Suriye konulu tansiyonu had safhaya ulaşmıştır. Bu gerilimin sebebi nedir?
Rusya-Türkiye anlaşmazlığının tarihi 1568-70’e ve özellikle 1. Dünya Savaşı’na kadar gidebilir. Bugün Ankara-Moskova’nın Suriye dolayısıyla gerilimlerinin artması ve Kürt temsilcilerinin Cenevre Barış Görüşmeleri’nde bulunması, iki eski rakibi yüz yüze getirmiştir.
Son dönemde bazı olaylar Türkiye-Rusya ilişkilerinin alt üst olmasına sebep oldu. en son olay ise Ankara’nın Rus Su-24 uçağını hedef almasıydı. Aslında Rusya’nın 2015 eylülünden beri Suriye’de Esad karşıtı muhaliflere başlattığı hava operasyonlarından sonra ilk kez bir Rus uçağı düşürüldü.
Bu olayın ardıdan 17 Şubat günü Ankara’da bir patlama sonucu 28 Türk vatandaşı hayatını kaybetti. Ankara yetkilileri saldırının YPG tarafından işlendiğini duyurdu. Türkiye’ye göre YPG, PKK’nın Suriye’deki kolu olarak görülüyor.
PYD’nin Moskova’da temsilcilik açması da Rusya-Türkiye ilişkilerindeki gerilimi tırmandırdı. Ankara aylar öncesinden PYD’nin PKK ile işgüdümlü hareket ettiğini belirtmektedir. Ankara’ya göre hem PYD ve hem PKK, Suriye-Türkiye sınırında koridor şeklinde bir Kürt devleti kurmaya çabalıyor.
Rusya ve Amerika’nın Suriye Kürtlerini desteklemesinin Ankara-Washington ve özellikle Ankara-NATO ilişkilerini nasıl etkileyebilir? Amerika, Kürtlerle ilişkilerden sağladığı çıkarları Türkiye ile var olan stratejik ilişkiye tercih mi edecek?
Durumu daha da karmaşık hale getiren faktörlerin başında, Amerika’nın PYD’yi desteklemesi ve IŞİD karşısında bu gruba silah temin etmesidir. Amerika ve Rusya’nın Suriye konusunda derin anlaşmazlıklarının bulunmasına rağmen, her iki ülke de PYD ve YPG’ye IŞİD’le mücadelede var olması gereken bir örgüt gibi bakıyor. Kürtlerin Suriye’deki rolüne ilişkin ihtilaf, Ankara-Washington birlikteliğini tehlikeye sokabilir. Sorulması gereken asıl soru şu: Kürtler üzerindeki ihtilaf, Esad’ın daha fazla iktidarda kalmasına ve dolayısıyla İran ve Rusya’nın güçlenmesine neden olabilir mi?
Rusya ve Türkiye arasında gerilimin tırmanması ve iki ülke arasında savaş çıkması durumunda Amerika’nın olası tepkisi ne olabilir? Amerika, Rusya karşısında NATO’daki müttefikini destekler mi?
Washington, Türkiye’nin müttefiki olarak Ankara’nın Suriye’ye kara kuvvetleri göndermesi önerisine karşı çıkmıştır. Saygın medya kuruluşlarının haberlerine göre Amerika, Suriye krizi adına Rusya ile direkt şekilde askeri bir çatışmaya girmeyi yeğlemiyor. Başka bir deyişle Amerika, Moskova-Ankara arasında her türlü çatışma ve savaşın önlenmesinden yanadır, çünkü bir savaşın yaşanması takdirde NATO direkt veya dolaylı olarak varlığını göstermek zorunda kalır.
Rusya-Türkiye arasında yaşanan gerilimin artması, bölgesel meseleleri nasıl etkiler?
Türkiye ve Rusya arasında rekabetin artması, genel olarak bölgede istikrarsızlığı tırmandırabilir. Askeri boyut bile kazan bu rekabet, krizlerle boğuşan bölge için iyi sonuçlar doğurmaz ve gelecekte kötü bir tablonun ortaya çıkmasına neden olur. Örneğin bu çatışma Türkiye ve Suriye ile sınırlı kalmaz ve çok ötelere taşınır.
İlk olarak rekabetlerin şiddetlenmesi, insani faci yaşayan ve büyük sığınmacı krizinin ortaya çıkmasına neden olan Suriye iç savaşını körükler.
İkincisi de Suriye’nin parçalanarak tamanen mahvolması ile sonuçlanır. Bu durumda da Suriye muhaliflerinin asıl rakibi olan El-Nusra ve IŞİD gibi tekfirci gruplar, Esad sonrası dönemde avantajlı çıkar.
Nihai olarak da Türkiye-Rusya arasında olası bir savaşın çıkmasıyla Suriye krizi daha da karmaşıklaşır ve yıllarca Suriye’de siyasi değişikliklerin önünü tıkar.
Dolayısıyla Ankara ve Moskova hasmane tutumlarının dozunu düşürmeli ve Amerika ve Rusya’nın çabasıyla sağlanan geçici ve kısa vadeli ateşkese saygı duymalıdır. Bölgesel üstünlüğü göstermek adına yaşanan çatışmalar, Suriye krizinin geleceğini belirler mi? Belki böyle olur ancak bugün en önemli mesele, bölgede savaş ve kanın akmasının önlenmesidir.
Y.B