Kamran Azar ve Azar Mahdavan: Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanlığı görevine seçilmesi ilerdeki günlerde ülke içiyle bölgesel gelişmeler üzerinde sergileyeceği davranışını merak konusu haline getirmektedir. Mehr Haber Ajansı’na konuşan Türkiye Siyaset Alanı Uzmanı Musa Dadashzade’ye göre Erdoğan yeni Türkiye’de artık eskiden gösterdiği baskıcı davranışlarını bir kenara bırakacak.
*Zaferin ardından Erdoğan’ın ülke içinde Kürtlerle muhalif partilere karşı tutumu nasıl olacak?
-Sonuçsuz darbenin ardından Erdoğan bazı gruplarla hesaplaşmak için istediği fırsatı yakalamış oldu ve bunların başında da Bank Asya ile Fetullah Gülen’e mensup medya kuruluşları yer alıyordu. Birçok kişinin herhangi bir kanıt ve belge bulunmadan FETÖ üyeliği suçuyla içeriye alınmasından dolayı artık Türk toplumu bu konuda gayet muhafazakar davranmaya başlamıştır. Örneğin karnesi epey açık bir şekilde ortada olan İYİ Parti Lideri Meral Akşener bile söz konusu ithamların hedefi haline geldi ve işte bu nedenlerden dolayı da enteresan bir oy kaybıyla yüzleştiğini gördük.
Bazıları Erdoğan’ı seçimlerde ulaştığı başarılar neticesinde bir çeşit sarhoşluğa kapıldığını sanıyor fakat bana göre olay daha farklı. Erdoğan geçmişe göre daha titiz davranmaya başlamıştır. Örneğin Erdoğan MHP ile ittifak yapmaya acilen ihtiyaç duymaktadır zira bu parti olmasaydı geçen referandum oylaması ile hatta 24 Haziran’daki cumhurbaşkanlığı seçiminde başarılı olamazdı. Görüntülerde de tanık olduğumuz gibi Erdoğan’ın Bahçeli’yle sıcak bir şekilde el sıkışması bize AKP Lideri’nin artık eski baskıcı davranışlarını bırakarak yumuşattığını gösteriyor. Erdoğan’ın farkında olduğu oy kaybı tehlikesi onu diğer partilere karşı da aynı tutumu sergilemeye yönlendirmektedir.
Kürt sorunu konusunda henüz göze gelir bir değişikliğe rastlanmamıştır. Erdoğan seçim döneminde PKK ile işbirliği suçundan hapiste bulunan eski HDP Lideri Selahattin Demirtaş’ın aday olarak gösterilmesinden gayet rahatsızdı ve CHP’nin adayı Muharrem İnce’nin hapishanede Demirtaş ile yaptığı görüşmeyi sürekli eleştiriyordu. Tüm bunlar ise Erdoğan’ın Kürt meselesine karşı tavırlarının halen düşmanca olduğunu ve daha değişmediğini gösteriyor.
*Yeni Türkiye’de CHP ve HDP gibi muhalif partilerin rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
CHP ile HDP bu konuda iki ayrı kategoride yer alıyorlar. Sayın İnce ile adayı olduğu CHP’nin aslında iyi bir sonuca ulaştığına ters HDP’nin oylarında pek bir değişiklik ortaya çıkmadı. Bunun birinci nedeni İnce’nin sahip olduğu karizmatik kişilik iken ikinci nedeni de gösterdiği İslamcı bir bakış açısıydı. Örneğin turbanla herhangi bir sorunu olmadığını açıkladı.
CHP’nin aksine 35 seneyi aşkındır çözülmeden süregelen Kürt sorunu neticesinde HDP farklı bir kadere sahiptir.
*Sizce neden Cumhurbaşkanı Erdoğan kürt sorununu çözme konusunda daha başarıya ulaşamamıştır?
-Bu sorunun başlıca nedeni MHP ile yaptıkları ittifaktır. Zira bu parti kökten Kürtlere karşı olarak sorunun daha da büyümesine eğilim gösteriyor.
Erdoğan’ın yürüttüğü barış süreci sonucu uzun bir aradan sonra Kürtler ile Türkler arasında ortaya çıkan ortamda yaşanan olaylar MHP ile destekçileri tarafından hiç de hoş karşılanmadı. Sonuç olarak da hepimiz gelişmelerin kanlı bir çatışmaya dönüştüğünü gördük.
*AKP’nin kuruluşundan beri imza attığı projelerle parlak karnesi Erdoğan’ın zaferinde ne kadar etkili?
-Bunun yanıtını bulmamız için AKP’nin iktidara yükselmediği günlerde Türkiye’nin sahip olduğu ekonomik ortam ile kentlerin bulunduğu koşullara bir göz atmalıyız. Örneğin gayet düşük bir seviyede olan liranın değeri AKP’nin üzerinde çalıştığı programlar vasıtasıyla hızla yükselip daha güçlü bir konuma yerleşti.
AKP neredeyse geride bırakılan seneler boyunca ortaya çıkan açıkları kapatmaya başladı. kalabalık havalimanları, devasa köprüler, Yüksek Hızlı Tren projesi, büyük camiler ve ayrıca kültür ile sağlık alanında imza atılan hizmetler bu yönde ortaya çıkan projelerden sadece bazı örnekleri. Tüm bunlar ise AKP’nin sadece dindar kesimden değil laiklerden de oy alabildiğini ispatlamaya yeterli.