Rüya Fereyduni - Son günlerde Mübarek Ramazan ayı münasebetiyle Suudi rejiminin MBC televizyon kanalında yayınlanmaya başlayan "Mahrec 7" ve "Ümmü Harun" isimli diziler başta Filistin olmak üzere pek çok Arap ülkesinden izleyicilerin tepkisine neden olurken, sosyal medyada yapılan paylaşımlarda Suudi Arabistan'a ait olduğu MBC Medya grubuna bağlı kanalın boykot edilmesi çağrıları yapılıyor.
Suudi Arabistan’ın bu tür dizilerle Riyad’ın İsrail'le ilişkilerini normalleştirmeye çalıştığı belirtiliyor.
Mehr Haber Ajansı muhabiri bu konuda Gazeteci-Yazar Rıza Yaşar'la bir röportaj gerçekleştirdi.
İşte Rıza Yaşar'ın verdiği yanıtlar:
1- Bilindiği üzere Suudi Arabistan kendi güvenliğini sağlamak amacıyla Siyonist Rejim'le ilişkileri normalleştirmeye çalışıyor. Sizce Suudi Arabistan bu kez neden dizi yapmak yolunu hedeflerine ulaşmak için seçmiştir?
Aslında ülkeye genelleyip direkt Suudi Arabistan demek yerine, halka rağmen yönetime getirilen; Suud Kralı, hanedanları ve Al-i Suud'dan nemalananlar kendi güvenliğini ve koltuğunu sağlama almak için İsrail’le normalleşmeye çalışıyor dersek daha yerinde olur. Eğer Suudi Arabistan halkı yönetimle bir bütün olmuş olsaydı böyle bir dizi yapma yoluna gitmezlerdi.
Siyonistlerin desteğiyle yönetimde olan Suud rejimi, çeşitli algı operasyonlarıyla İsrail’e güzellemeler düzerek, medya aracılığıyla halkını ikna etmeye çalışıyor.
Çünkü kendisini gerçek anlamda Müslüman addeden her birey, İsrail'in işgalci bir rejim olduğunu, başta Filistinli olmak üzere tüm Müslümanlara zulmettiğini kabul eder. Fakat bazı (Fars) Körfez ülkelerinde yaşayan Müslümanların üzerinde o kadar şiddetli baskı kurulmuş ki, sesini çıkartanı ya hapishaneye atıyorlar ya da idam ediyorlar.
Genç nesilleri ise bu tarz zehirli dizilerle beyinlerini bulandırarak, İsrail'le normalleşmeyi sıradan bir şeymiş gibi göstermeyi amaçlamaktalar.
Lakin bu projenin başarısız olacağını düşünmekteyim.
2- Suudi Arabistan'ın siyasi alanda Siyonist Rejim'le ilişkileri normalleştirmeye çalışmalarının ardından, şimdi çektiği bu dizilerle ilişkileri kültürel alanda da normalleştirmeye çalıştığını söyleyebilir miyiz?
Evet söyleyebiliriz. Hatta bunu bir adım ileriye götürerek şu şekilde de söyleyebiliriz:
Suudi Arabistan İsrail’le her açıdan zaten normalleşmiş durumda. İsrailli yetkililerle görüşüyor, istihbarat paylaşımı yapıyor, silah alıyor, İsrailli güvenlik şirketleriyle anlaşmalar yapıyor, hatta sıkı müttefiki İsrail’e lanet okumanın haram olduğuna dair fetvalar veriyor!
Ama bunu Al-i Suud ve çevresinde yuvalananlar yapıyor. Daha önce de belirttiğim gibi halkı ise şiddet ile susturup medya organlarıyla da uyuşturmaya çalışıyor. Özellikle hedefin genç nesil olduğunu ısrarla vurguluyorum.
Ben şundan eminim ki Körfez ülkelerinde halka söz hakkı verilirse, başta Suudi Arabistan olmak üzere koltuğunda kalabilecek bir tane kral bulamazsınız.
Ve yine halka söz hakkı verilirse, İsraille normalleşelim diyen bir Müslüman ülke bulamazsınız.
3- Arap ve Müslüman ülkelerin bu tür dizilerin Suudi TV kanallarından yayınlanmasına tepkisi nasıldı?
Elbette zayıftı! Hep zayıf oldu zaten. Bölge ülkelerinde Ayetullah Nemr gibi zulme ses çıkartanlar katledildi. Ağzını açanlar hapishanelere atıldı. Geriye kalanların ekseriyeti ise izzetle ses çıkarmak yerine zillete sustu.
Bugün Müslümanların en büyük sıkıntısı bir olamamak! Bilerek ya da bilmeyerek Emperyalizmin kayığına biniliyor! Aynı peygamberin ümmeti olduklarını iddia edenler, kendisi gibi düşünmediği için birbirlerini rahatça tekfir edebiliyor. Tarihten ders çıkartmadıkları gibi cahiliye dönemine evriliş bile söz konusu.
Biz Müslümanlar yeniden iman getirmeliyiz… Ama Muhammedî dine iman getirmeliyiz…. Suud müftüsünün dinine, falanca tarikatın şeyhinin dinine değil, Resul-i Ekrem’in dinine iman getirmeliyiz.
Biz gerçek İslamı anlamadıkça, Müslümanlarla alay edilecek, kendine Müslüman diyenler ise cılız ses çıkartmaktan öteye gidemeyecek.
4- Sizce bu tür dizilerin yayınlanması ABD'nin açıkladığı sözde barış planının (Yüzyılın Anlaşmas) uygulanması yönünde midir?
- Tabi ki… Hatta Arz-ı Mevud'un gerçekleşmesi yönünde… Bugün Filistin giderse yarın Nil'den Fırat'a olan ülkeler bir bir gidecek…
Bu projenin birinci ayağı "Yüzyılın Anlaşması" ya da "Ortadoğu Barış Planı" adı altında Filistin’i tasfiye etmektir.
Filistin tasfiye olduktan sonraysa sıra Suriye, İran, Türkiye, Lübnan gibi ülkelere gelecektir.
Bu planı hayata geçirmek için emperyalistler/ siyonistler her cepheden saldırıyor. Bu dizi de açılan cephelerin kültürel ayaklarından sadece biri.
Hollywood ve netflix dizilerine bakacak olursanız savaşın büyüklüğünü daha iyi anlarız. Bütün inançları ayaklar altına alan netflix Suudi Arabistan'da serbest durumda… Keza Türkiye'de de serbest…
Amaç inançları yozlaştırmak, toplumsal ahlakı çökeltmek ve insanların milli duygularını radikalleştirmek… Çünkü biliyorlar ki ancak içten çökertildiği taktirde savaş kazanılır.
Bu sebepten Müslümanlar uyanık olmalı….