12 Eylül Ulusal Sinema Günü vesilesiyle, dünya sinemacılarının İran filmlerine ilişkin görüşlerini ele aldık.

Belki de Lumière kardeşler sinemayı icat ettiklerinde, bu endüstrinin sanatla harmanlanarak, tıpkı bir sihir gibi, uzun süre insanları ve farklı kuşakları büyüleyeceğini bilmiyorlardı. Sinema, insanların sadece kişisel ve geçici ruh hallerini değil, hayatlarının akışını bile değiştirebilecek heyecan verici bir sanat dalı olarak ortaya çıktı.

Bu arada, İran, dünyada sinemayı ilk benimseyen ülkeler arasında yer alıyor. 1895’te sinema icat edildiğinde, İran 1900 yılında, yani beş yıl sonra, bu sanatı önemsemeye başladı.

Hikâye, Avrupa seyahati sırasında sinematograf ile tanışan Kaçar Şahı Muzaffereddin Şah’ın, fotoğrafçı Mirza İbrahim Han’a bir sinematograf sistemi satın alıp İran’a getirmesini emretmesiyle başladı.

Şimdi ise 125 yıl sonra, İran, dünya sinemasında söz sahibi olan ve uluslararası arenada kendine yer bulan bir ülkeye dönüşmüş durumda.

İşte bu yüzden, dünyada birçok ünlü yönetmen, Abbas Kiyarüstami ve Mecid Mecidi gibi yönetmenlerin İran sinemasının önemli eserlerini izledikten sonra, İran sinemasına olan hayranlıklarını gizleyememişlerdir. Bu yazımızda, bu hayranlıkların birkaç örneğini sizin için derledik:

Martin Scorsese

Martin Scorsese'yi sinema dünyasının en önde gelen yönetmenlerinden biri olarak tanımak için, biraz sinema tutkunu olmak ve dünyanın en önemli filmlerini izlemiş olmak yeterli. "Taxi Driver", "Goodfellas", "Shutter Island", "The New Yorker" gibi yapımlara imza atan 82 yaşındaki sinema yönetmeni, İran sinemasını övenlerden biri.

Scorsese İran sinaması hakkında şünları demiş: "İran sineması, bulunabilecek en şiirsel sinemalardan biridir. Üstelik hiçbir gösteriş veya abartı olmadan."

Woody Allen

Scorsese'den sonra dünya sinemasının bir diğer büyük ve popüler yönetmeni Woody Allen'dır. Kendine özgü bir zevki ve hayran kitlesi olan yönetmenin çalışmaları, 2012 Oscar Ödülleri'nde İran yapımı "A Separation" filmine bile rakip olmuştu. Woody Allen, ödülü kazanmaya layık gördüğü İran temsilcisini bu filmle karşılaştırsa da, Amerikalı yönetmen, oyuncu ve senarist sinemayla ilgili bir röportajında ​​şöyle demişti: "Şu anda Hollywood, sanattan çok satış için çekilen ticari filmlerle dolu! Fransa, İtalya, Çin ve İran'dan harika filmler izledim ama Hollywood'dan hiç görmedim!"

Michel Haneke

Sinemaseverlerin acı ve psikolojik filmleriyle tanıdığı bir diğer dünyaca ünlü yönetmen ise Michael Haneke. Aşk isinli en ünlü eseri Oscar ödülüne de layık görülen Avusturyalı bir sinemacı. İran eserlerini gördükten sonra İran sineması hakkında konuşan Haneke, "İran sineması bize gerçekçiliğin şiirsel olabileceğini gösterdi" dedi.

Nuri Bilge Ceylan

İran sinemasını çok sevdiğini söyleeyen Ünlü Türk yönetmen Nuri Bilge Ceylan İranlı yönetmen Abbas Kiyarüstemi hakkında şöyle dedi:

"Bana göre Kiyarüstemi sinemada yeni bir ruh yarattı. Ayrıca film yapma biçimini değiştirdi ve yönetmenlere yeni film yapma yöntemlerini öğretti".

Kurosawa 

Birçok kişi Kurosawa'yı efsanevi bir Japon sinemacı olarak tanır. "Yedi Samuray"ın yaratıcısı, Abbas Kiarostami'nin eserlerini defalarca öven isimlerden biridir. Bu önemli sinemacının eserlerini övdükten sonra yazdığı bir makalede, İran sinemasının şiirsel ve insancıl olduğunu ve filmlerini izlemenin sinemanın geleceğine olan inancı artırdığını belirtmiştir.

Teo anjelopolos

Angelopoulos, en büyük Yunan yönetmenlerden biri olarak bilinir. Bir röportajında, ülkemiz sinemasına olan ilgisi nedeniyle artık Yunanistan'da İran temsilcisi olduğunu açıklamış ve şöyle devam etmişti: "İran sineması aslında bir şiir gibidir; çok akıcı ve tatlıdır ve insan yüreğine dokunur. Hâkim olan sadelik ve saflık insanları cezbeder. Bir sonraki nokta ise sinemanızdaki kadın yönetmenlerin varlığıdır. Başka hiçbir ülkede bu kadar çok kadın yönetmen yoktur. İranlı kadın yönetmenlerin başarılı çalışmaları beni şaşırttı. İran sineması canlı ve aktif bir sinemadır."