Antik dinlerden sayılan ve büyük ihtimalle dünyada ilk tek tanrılı dinlerden biri olan Zerdüştlük inancı antik dünyanın en büyük imparatorluklarından Ahamenişlerin resmi dini olmuştur.
Zerdüşt, Zerdüştlük dininin kurucusudur. Zerdüşt'ün Avesta'da toplanan ve Zerdüştlük ile ilgili günümüze ulaşan tek belgesi kutsal "Gatalar" ve "Yasna Haptanghaiti" ilahilerinin yazarı olduğuna inanılır.
Almanya’nın Göttingen Üniversitesi İran Çalışmaları Bölümü Direktörü Prof. Dr. Philip G. Kreyenbroek ile aşağıda okuyacanığız bir röportajda Zerdüştlük inancını masaya yatırdık.
Antik İran inancı olan Zerdüştlüğün kutsal kitabı Avesta’nın ilahi bir kitap olduğunu aynı zamanda Zerdüşt’ün düşünceleri ve öğretilerini temsil ettiğini söyleyebilir miyiz?
Yalnız "Gataha" (kutsal dörtlükler) Zerdüştlük inancının kurucusu olan Zerdüşt'e aittir. Ama diğer ilahi metinler Zerdüşt’ün öğretilerine göre adapte edilmiş ya da türetilmiştir. Söz konusu metinler uzun yıllar boyunca İran ve Hindistan'daki Zerdüşt cemaatleri tarafından Zerdüşt inancının kutsal metinleri olarak biliniyordu.
Zerdüşt’ün Batı felsefesi ile düşüncesi üzerindeki etkisi nedir? Alman filozof Friedrich Nietzsche'nin kitaplarından birinin "Böyle Buyurdu Zerdüşt" olduğunu biliyoruz. Sizce antik klasik Yunan filozofu Aristoteles de Zerdüşt’ten etkilenmiş midir?
Bana göre, Zerdüşt’ün insan düşüncesinde bıraktığı en büyük devrim, evrenin ilahi bir determinizm tarafından yönetilmemesiydi. Başka bir deyişle, Zerdüşt sadece yegâne bir kutsal yaratıcı ve tanrının bulunduğuna inanıyordu ve Mantra’yı (ilahiler) mükemmel bir dünya için yaratmış, fakat ilahi kuralların karşısında kötü güçler bulunduğu için bunlar dünyamızda düzgün bir şekilde uygulanmamıştır. Dolayısıyla, insanın Tanrı'nın (Ahura Mazda) iradesini yerine getirmekle görevli ve mükemmel dünyaya ulaşabilmek için Tanrı’yı temsil eden meleklere uymalı.
Bu yeni görüş, insan düşüncesinin gelişmesine katkı sağladı ve daha da ilerleyerek gelişti. Bu etki, ilahi dinlerin inanç sisteminde açıkça belirgindir.
Zerdüşt'ün mesajı Ahameniş döneminde İranlılar ile çok yakın bağlantısı olan Yunanları etkilemiş olabilir. Bir sonraki dönemlerde antik Yunan filozof Platon'u da etkilemiş olabilir. Aristoteles'in Zerdüşt’ten etkilendiğinden şüphe ediyorum. Fakat şunu belirtmek isterim ki, Yunan felsefesi konusunda uzman değilim.
Friedrich Nietzsche, kadim İran metinleri üzerinde çalışan Friedrich Carl Andreas vasıtasıyla Zerdüşt ile tanışmış oldu. Nietzsche Zerdüşt’ü ilk ahlaklı insan olarak yorumluyor (Çünkü Zerdüşt inancında insan iyi ve kötüyü seçebiliyor) ve kendini ilk ahlaksız insan olarak tanımlıyordu. Zerdüşt'ten çok etkilenen Nietzsche kalem aldığı bir kitabını ona ithaf etmiştir.
Tek tanrıcılığa vurgu yapan Zerdüşt inancı, yüzyıllarca çok tanrıcılığa inanan Hintliler ile İranlıları birbirinden kopardı mı?
Bu neredeyse doğrudur. M.Ö 3000’den M.Ö 2000’e kadar İranlılar ve Hintliler kendi dini geleneklerine sahip bir halktı. Fakat bu iki etnik grup yaklaşık M.Ö 2000’de ayrılarak kendi geleneklerini sürdürmeye başladı. İran-Hint geleneklerini tamamen reddetmeyen Zerdüşt vaazlarında ilk kez Tanrı’nın varlığına değinmiştir.
Zerdüştlük inancında “İyilik” ve “Kötülük”, “Karanlık” ve “Aydınlık” sürekli çatışır. Zerdüştlük'teki düalizm hakkında açıklama yapabilir misiniz?
Zerdüştlük görüşünde, Tanrı, bu çirkin dünyanın işlerine müdahale etmeyecek kadar çok pak ve yüce bir varlıktır. Bu görevi melekler üstlenmektedir. Tanrı'nın iyiliğini temsil eden büyük meleğe Kutsal Ruh (Spanta Minio) denir ve onun karşısında bu dünyada “Kötü Ruh” olan Enra Minio (Ahriman) vardır. Zaman ilerledikçe, Tanrı ile Kutsal Ruh arasındaki farkı anlamak, normal insanlar için zorlaşır. Nihayet Zerdüştliler her ikisinin de aynı olduğu kanaatine varırlar. Bu, iki eşit dünya öetesi güç olduğu fikrinin başlangıcıydı. Bu düşünce düalizmin oluşmasına neden olmuştur.
Zerdüştlük düşüncesi, İbrahimi dinler özellikle Yahudiliğe nasıl açıldı?
Ahameniş İmparatorluğu döneminde Babil ve diğer bölgelerde Zerdüştlük ve Yahudiler arasında yakınlık kurulmuştur. Bu münasebetler, söz konusu "ahlakçı" dünya görüşünün gelişimine katkıda bulunmuş olabilir. Bu düşüncenin her halükarde Hıristiyanlığın yayıldığı ortamda da kabul edildiğine inanıyorum.
Röportaj: Mohammad MAZHARI
Türkçe'ye çeviri: Muhammed BURHAN
yorumunuz