Hz. Zeynep’in (SA) doğum yıldönümüne denk gelen Hemşireler Günü, her yıl 5 Cemaziyülevvel’de (İslami takvimdeki 12 ayın beşincisi) kutlanmaktadır ve bu yıl 27 Kasım’a denk gelmektedir.
Hemşireler, hastalara ve ailelerine bakım, konfor ve şefkat sağlamada hayati bir rol oynamaktadır. Bu meslek grubunun görevleri arasında; sağlık ve yeteneklerin korunması, geliştirilmesi ve iyileştirilmesi, hastalık ve yaralanmaların önlenmesi, insani müdahalenin teşhis ve tedavisi yoluyla acıların hafifletilmesi ve bireylerin, ailelerin, toplulukların ve toplumun bakımında savunuculuk yapmak yer almaktadır.
Ayrıca, hemşireler, Koronavirüs ile mücadelede gösterdikleri özveriyle 2 yılı aşkın sürede hastalara hizmet ederken sabırla, fedakarlıkla ve birçok zorluğa göğüs gererek hayatlarının önemli anlarını ölümsüzleştirmiştir.
Hz. Zeynep'in Hayatına Kısa Bir Bakış
Hicretin beşinde veya altısında Medine’de gözlerini dünyaya açan Hz. Zeynep (s.a) hicretin 63. Yılında Recep ayının birinde eşi Abdullah b. Cafer ile Şam’a yaptığı bir yolculukta vefat etmiş ve orada da defnedilmiştir.
En meşhur ismi Zeynep’tir. Sözlükte güzel kokulu ve güzel manzaralı ağaç ve zeyn- eb, yani babasının süs ve ziyneti anlamına gelmektedir.
En önemli lakapları: Haşim oğullarının Akile'si, Taliplerin Akile'si, Arapların Akile'si, Ümmül Mesaip (musibetler anası)… tir. (Akile, akrabaları arasında çok değerli olan ve kendi ailesi yanında muhterem ve seçkin olan kadınlara denir.
Tarih kitaplarının naklettiklerine göre Hz. Hüseyin (a.s) kız kardeşi Hz. Zeyneb'e (s.a) karşı çok saygılı ve şefkatliydi. Ne zaman ağabeyinin yanına gitse imam Hüseyin (a.s) onun ayaklarına kalkar ve kendi yerine oturturdu. Sadece bu davranışın kendisi Onun Hz. Hüseyin'nin yanındaki makam ve konumunu anlatmak için yeterlidir.
Büyük İslam alimlerinden biri Yahya adında birinden şöyle nakletmektedir: “Hz. Ali'nin (a.s) kapı komşusu olmama ve Hz. Zeynep orada yaşamasına rağmen bir kere dahi olsun ne onu gördük ve ne sesini duyduk ve her ne zaman değerli dedesi Peygamber Efendimizin yanına gitmek istediğinde gece karanlığında giderdi…
Hz. Zeynep (s.a) küçüklüğünden itibaren Hz. İmam Hüseyin’e aşırı ilgi duymaktaydı. Bu şaşırtıcı aşırı sevgiyi gören Hz. Zehra (s.a) bir gün konuyu babası Hz. Resulullah’a (s.a.a) açar. Peygamber efendimiz şöyle buyurur: “Ey gözlerimin nuru! Bu kız, Hüseyin ile birlikte Kerbela’ya gidecek ve abisinin dert ve musibetlerine ortak olacaktır”
Hz. Zeynep (s.a) sabır ve istikamet abidesidir. Kendisi İmam Hüseyin ile birlikte Kerbela’da yer almıştır. Kerbela savaşı sonrasında Muharrem’in onunda (Aşura günü) bir grup Ehlibeyt ile birlikte esir düşmüş ve Kufe’ye oradan da Şam’a götürülmüştür. Esareti boyunca öteki esirleri koruyup kollamasının yanı sıra insanları irşat edici aydınlatıcı hutbeler de okumuştur.
Hz. Zeynep (s.a) Medine beşiğinde nebevi ilimle terbiye olmuş ve ömür boyunca cennetin büyükleri olan iki imamın yanında eğitilmiştir. Şöyle bir ilim ve bilgiye sahipti ki hatta düşmanları bile, örnek olarak Yezit onun fazilet, ilim ve kemalini itiraf etmişlerdir.
Bugün Hicri Kameri takvimle 5 Cemadiülevvel 1446, Hz. Zeynep Kübra'nın (s.a) mübarek veladet yıldönümüdür.
İran Takviminde bugün 17 Aban (7 Kasım) Hemşireler Günü olarak adlandırılmıştır.
yorumunuz