MHA- Astan News’un bildirdiğine göre, Kutsal Rezevi Külliyesi mütevellisi hüccetülislam Reisi, İslam İnkılabı Muhafızlar Ordusu deniz kuvvetleri komutanlarına hitaben yaptığı konuşmada, “Dişine kadar donanmış Amerika’lı askerlerin, Muhafızlar ordusu deniz kuvvetleri gençleri karşısında heybetlerinin yok olması ve onların ellerini kaldırarak teslim olmasına neden olan husus, İslam İnkılabı Muhafızlar ordusu gençlerinin kulluğu ve manevi kapasitesinin gücüydü”dedi.
18 Temmuz Pazartesi günü İslam İnkılabı Muhafızlar Ordusu Deniz Kuvvetleri komutanı General Ali Fedevi’nin de katılımıyla Mukaddes Meşhet kentinde düzenlenen toplantıda, Kutsal Rezevi Külliyesi mütevellisi hüccetülislam Reisi yaptığı konuşmada, müminlerin gayri müminelere kıyasla üstünlük faktörlerinin kulluk ve İlahi kapasiteleri olduğunu kaydederek, “Kulluk ve manevi kapasite, Allah’ın güçlü eli ve müminlerin gayri müminlere karşı zafer sırrıdır ve ülkemizi sıkıntılar, badireler ve 8 yıllık zorunlu savaş gibi fitnelere karşı koruyan husus da işte bu maneviyat gücüydü.”dedi.
Gençlerin yabancı komplolar ve saldırılara karşı korunmasının tek yolunun onlardaki kulluk kapasitesinin takviye edilmesi olduğunu kaydeden Rehberlik Bilgeler meclisi başkanlık divanı üyesi hüccetülislam Reisi şöyle dedi: Bugün Batı’lı güçler, İran’la askeri mücadele konusunda ümitlerini kaybetmiştir ve İslami- İrani yaşam tarzını değiştirmek için acımasız saldırılara başlamıştır ve bu geniş çaplı saldırılara karşı koymanın tek yolu, gençlerin manevi kapasitesini yükseltmektir.
Sabır ve Şerh-i Sadr en üstün madalya ve İlahi nimettir
Allah Teala’nın İslam Peygamberi’ne –s- bahşettiği en üstün madalya ve nimetin sabır ve Şerh-i Sadr olduğunu kaydeden Horasan dini ilimler havzası yüksek konsey üyesi hüccetülisalm Reisi, şöyle dedi: sabır ve manevi kapasite hayatın zorlukları ve musibetlerini fırsata dönüştürebilir; örneğin yoksulluk, insanı küfre götürecek kadar büyük bir tehdittir. Fakat insanda menevi kapasite ve sabrın bulunduğu zaman, yoksulluk insanın kemale ermesi için bir fırsata dönüşür.
İmam Ali’den –s- naklen “kalpler kaplar gibidir; en iyisi en kapsayıcı olanıdır” hadisini dile getiren Kutsal Rezevi Külliyesi mütevellisi hüccetülisalm Reisi, şöyle dedi: Bu kapasite o kadar önemlidir ki, insanın bütün siyasi, askeri ve toplumsal mevkilere ulaşmak için ona ihtiyacı vardır. Bu kapasiteye sahip olan insan, hayatın inişi çıkışlı yollarını sağlıklı bir şekilde aşabilir.
İnsanın tehditler ve hayatın zorluklarına karşı tek kurtuluş yolunun kapasite oluşturmak olduğunu kaydeden hüccetülisalm Reisi, şöyle dedi: bu kapasite Allah’a kulluk sayesinde oluşur ve insan sadece Allah’a kulluk etmekle manevi kapasitesini yükseltebilir.
Konuşmasının bir başka bölümünde İslam İnkılabı Muhafızlar ordusunun “Emri bil maruf nehyi anil münker” adı altında düzenlediği toplantıya dikkat çeken hüccetülisalm Reisi şöyle dedi: oluşturulan İslami nizam, insanın Allah ile irtibatı, insanın Allah için halk ile irtibatı ve Emri bil maruf nehyi anil münker olmak üzere dört temele dayalıdır. İnsanın yaşamının bütün alanları bu dört endeksle sonuçlanmaktadır ki bu arada Emri bil maruf nehyi anil münker, bir bakıma İslam’ın bütün sosyal hareketlerinin temel taşıdır. İlahi Emri bil maruf nehyi anil münker farizesi toplumda yaygınlaştığı takdirde kuşkusuz ülkede büyük değişim oluşacaktır.
Din kisvesinde seküler bakış açısına sahip olanların İslami toplum için en tehlikeli unsurlar olduğunu kaydeden Rehberlik Bilgeler meclisi başkanlık divanı üyesi hüccetülisalm Reisi şöyle dedi: söz konusu insanlar dini kisve içinde olmalarına rağmen, dinin sosyal hayatta etkisiz olması gerektiği kanaatindeler. Fakat İslam, dinin insanın bütün sosyal ihtiyaçlarını karşılayabildiği ve fıkhın insanın yaşamının bütün alanlarında cereyan ettiğini buyurmaktadır.
Fıkh’ın tam anlamının, dini inançlara vakıf olma anlamında olan Fıkh-ı Ekber, fazıl ve kerime ahlaka vakıf olma anlamında olan Fıkh-ı Avsat ve vacip ve mahrem ahkama vakıf olma anlamında olan Fıkh-ı Asgar gibi hususları kapsadığını kaydeden hüccetülisalm Reisi şöyle dedi: İslam’da olduğu gibi, fıkıh insanın fikir, düşünce ve davranış alanlarında tecelli ederse, o zaman o şahıs, kelamı ve ameli etkili ve aydınlatıcı olan tüm şartlara sahip İmam Humeyni –ra- gibi bir insan olur.
Y.B
yorumunuz