Lübnan'da devam eden gerginlik sırasında Hizbullah, İsrail'in sürekli provokasyonlarına rağmen itidalli davranarak düşmanın planlarını boşa çıkardı. Ateşkesten bu yana İsrail, insansız hava aracı (İHA) saldırıları, hava saldırıları ve suikast saldırıları da dahil olmak üzere 4 binden fazla ihlal gerçekleştirdi. Bunun amacı Hizbullah'ı büyük bir tepki vermeye kışkırtmak ve böylece İsrail'in yeni savaşı savunma amaçlı bir hamle olarak nitelendirmesini sağlamaktı.
İsrail Saldırılarına Karşı Akıllı Caydırıcılık
Siyonist provokasyonlar karşısında Hizbullah, aceleci davranmak yerine bilinçli bir adım attı. Lübnan direnişi savunma hazırlığını sürdürmekle kalmadı, aynı zamanda düşmana kendi şartlarında oynama şansı da vermedi. Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım yaptığı açıklamada, "Topraklarımızı her zaman savunmaya hazırız, ancak savaş başlatmayacağız. Fakat herhangi bir çatışma dayatılırsa, çıplak ellerimizle düşmanın topraklarımıza girmesine izin vermeyeceğiz." dedi. Bu sözler, Hizbullah'ın davranışının özünü ifade ediyor: Azami savunma hazırlığı ve çatışma başlatmama. Böyle bir yaklaşım, ulusal bir aktör düzeyinde rasyonel karar alma sürecinin bir göstergesidir.
Gözlemcilere göre, Hizbullah'ın bu stratejisi duygulara değil, mantıklı kararlara dayanıyor. Bu strateji, bir yandan İsrail provokasyonlarını sınırlandırırken, diğer yandan Lübnan'da barış ve istikrarı korudu. ABD ve İsrail şu anda direniş güçlerini etkisiz hale getirmek için bir plan uyguluyor, ancak Hizbullah'ın ciddi ve mantıklı kararları bu planı zayıflattı.
Beyrut'taki gözlemcilere göre, Hizbullah'ın sessiz hazırlığı ve sabrı, düşman üzerindeki psikolojik baskıyı artırdı. Lübnan direnişinin bu stratejisi, hareketin sadece silaha sarılmakla ilgili olmadığını, aynı zamanda strateji ve itidal gerektirdiğini kanıtladı.
Hizbullah’ı Silahsızlandırma Planı ve İç Denge
Hizbullah dış tehditlerin yanı sıra silahsızlanma konusunda artan siyasi baskılarla karşı karşıya. Bu baskı, ABD, İsrail ve Lübnan içindeki bazı siyasi gruplar tarafından uygulanıyor. Öte yandan ülke, ciddi bir ekonomik kriz, bankacılık sisteminin çöküşü ve siyasi partiler arası anlaşmazlıklar gibi iç durumu oldukça kırılgan hale getiren sorunlarla boğuşuyor. Böyle bir ortamda, Hizbullah'ın herhangi bir yanlış adımı veya dikkatsiz tepkisi ülkede iç çatışmaları tetikleyebilir. Ancak direniş, İsrail saldırganlığına karşı koyma konusundaki tarihi deneyimine dayanarak, silahlarının ülkede kaosun nedeni değil, ülkeyi savunmanın bir aracı olduğu görüşünü benimsemiştir. Hizbullah liderliği, bu sorunun ulusal bir krize dönüşmesini sürekli olarak engellemeye çalışmıştır.
Hizbullah, direniş ilkelerini korurken ulusal sorumluluğu da ön planda tutmuştur. Hareketin amacı, Lübnan'da siyasi iktidarı ele geçirmek veya muhalif grupları ortadan kaldırmak değil, ülkenin istikrarını sağlamak ve toplumsal kaosu önlemektir.
Dış Politikada Karar Verme Süreci ve Rasyonel Aktör Modeli
Siyasette kararlar yalnızca dünya güçlerinin yapısına veya uluslararası sistemin kısıtlamalarına değil, her ülke veya kuruluşun ve liderlerinin tutumlarına, kararlarına ve stratejilerine dayanır. Buradaki en önemli teori, ilk olarak Graham Ellison tarafından Küba Füze Krizi analizinde kullanılan “Rasyonel Aktör Modeli”dir. Bu model, herhangi bir ülke veya kuruluşun tek bir aktör gibi hareket ettiğini, hedeflerini, mevcut seçeneklerini ve olası sonuçlarını analiz ettiğini varsayar. Ardından, en faydalı olacak ve zararı veya riski en aza indirecek kararı verir. Hizbullah da kararlarını duygusal ve ani tepkiler yerine akıl, mantık ve hesaplamayla alır. Hedefleri için en iyi yolu seçer ve her adımı olası sonuçlar açısından değerlendirir.
Rasyonel Aktör Modeli'nin Temel Unsurları
1. Sorun Tanımı: Aktör, krizin niteliğini doğru bir şekilde belirlemelidir.
2. Hedef Belirleme: Kararın hayatta kalma, güvenlik veya yasal ve ahlaki gerekçelendirme gibi ne için verildiği açık olmalıdır.
3. Olası yolların belirlenmesi: Sorunla başa çıkmanın tüm olası yolları belirlenmelidir.
4. Sonuçların değerlendirilmesi: Her kararın kısa ve uzun vadeli faydaları ve zararları analiz edilmelidir.
5. Rasyonel karar: En faydalı ve en az zararlı yol seçilmelidir.
Bu modeldeki varsayım, karar vericilerin eksiksiz bilgiye sahip oldukları ve duygusal veya teorik tepkiler yerine, tahminlere ve sonuç hesaplamalarına dayanarak hareket ettikleridir.
Rasyonel Aktör Modeli ve Hizbullah
Hizbullah'ın davranışlarını bu model çerçevesinde yorumlarsak, hareketin son aylarda rasyonel kararlar aldığını söyleyebiliriz:
1. Sorun tanımı: Hizbullah, mevcut krizi yalnızca bir dizi sınır çatışması olarak değil, direnişi zayıflatmak ve Lübnan'ı istikrarsızlaştırmak için koordineli bir çaba olarak görüyor.
2. Hedef belirleme: Temel amaç, ulusal istikrarı ve iç meşruiyeti korurken yabancı bir düşmana karşı caydırıcılığı sürdürmektir.
3. Seçenekler: Hizbullah sert tepki, tam bir sessizlik veya stratejik davranış gibi çeşitli seçenekler arasından "stratejik davranışı" tercih etmiştir.
4. Sonuç değerlendirmesi: Bu seçenek, savaşın yayılma olasılığının en düşük ve ulusal prestijin en yüksek düzeyde korunduğu seçeneği ifade ediyor.
5. Son seçenek: Büyük çaplı bir çatışmadan kaçınmak için itidalli davranma politikası izlenmiştir.
Başka bir deyişle, Hizbullah ulusal bir aktör olarak, rasyonel karar alma mantığını kullanarak, ulusal güvenlik, iç istikrar ve direnişin stratejik çıkarları arasında bir denge kurmayı başarmıştır.
Sonuç
Hizbullah'ın son aylardaki davranışları, rasyonalite ve direnişin birbirini tamamlayan unsurlar olduğunu göstermiştir. Hareket, güç dengesini korurken savaşın yayılmasını önleyen kararlar alan Rasyonel Aktör Modeli benimsemiştir. Hizbullah'ın yaklaşımı "akıllı direniş" olarak tanımlanabilir.
Sonuçta, karar alma teorilerinin de önerdiği gibi, siyasi rasyonalite ancak bir taraf belirsiz koşullarda mümkün olan en iyi seçeneği seçebildiğinde anlam kazanır. Hizbullah bugün bu tür bir rasyonalitenin açık bir örneğidir.
yorumunuz