4 Nis 2024 13:12

Türk uzmanlar:

İsrail İran konsolosluğuna yaptığı saldırıyla uluslararası hukuku ihlal etti

İsrail İran konsolosluğuna yaptığı saldırıyla uluslararası hukuku ihlal etti

Mehr Haber Ajansı'na konuşan Türk uzmanlar İsrail’in, İran’ın Şam’daki konsolosluk binasına düzenlediği saldırıyı hukuki ve siyasi açıdan değerlendirdi.

Suriye'nin başkenti Şam'da bulunan İran Büyükelçiliği'nin bulunduğu bölgeye 1 mayıs'ta hava saldırısı düzenlendi. Suriye medyası, saldırının Siyonist İsrail tarafından gerçekleştirildiğini bildirdi.

Saldırıda Şam’daki İran Konsolosluğu ve çevresindeki binaların da zarar gördüğü kaydedildi.

Hava saldırısı sonucu Suriye'de askeri danışmanlık yapan Kudüs Gücü komutanı Muhammed Rıza Zahedi ile birlikte toplam 13 kişi şehit düştü.

Peki İsrail bu saldırılarda asıl amacı ne?

Mehr Haber Ajansı konu ile ilgili Doç. Dr. Yeşim Demir ve Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cengiz Tomar ile bir röportaj gerçekleştirdi. Aşağıdaki yazıda bu röportajı okuyabilirsiniz:

1- İsrail’in İran’ın Suriye’deki konsolosluk binasına yapılan saldırıyı uluslararası hukuk açısından nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Demir: İsrail’in, İran’ın Şam’daki konsolosluk binasına dün düzenlediği saldırı sonucu Devrim Muhafızları Kudüs Gücü’nde üst düzey komutanların da olduğu 8 kişi hayatını kaybetmiştir. İsrail, Aralık ayında da Suriye’ye düzenlediği saldırıda Devrim Muhafızları komutanı Tuğgeneral Seyid Razi Musavi’yi öldürmüştü. Ekim ayından itibaren İsrail’in hava saldırılarında artış görülmektedir. Son saldırının Hamas lideri İsmail Haniye’nin 26 Mart’taki İran ziyaretinden sonra gerçekleşmiş olması da ayrıca dikkat çekicidir.

Bu saldırıda üst düzey komutanların olması yanında ilk defa İran’a ait diplomatik binanın hedef alınması önemli bir sorun teşkil etmektedir. Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesinde yer alan maddeler incelendiğinde diplomatik ve konsolosluk binalarının (alanlarının) dokunulmaz olduğuna yer verilmiştir.  Dokunulmazlık statüsüne sahip misyon binasına yapılan bu saldırı ile 1961 Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi ve 1963 Viyana Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesinde belirtilen diplomatik ve konsolosluk binalarının dokunulmazlığı temel ilkesine aykırı hareket edilmiş olmasının İran ile İsrail arasında önemli bir krize yol açacağı ifade edilebilir. 1973 tarihli “Diplomasi Ajanları da Dahil Olmak Üzere Uluslararası Korunan Kişilere Karşı İşlenen Suçların Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesinin” uygulanması amacıyla İran tarafında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) acil toplantıya çağrılması ve İsrail’i destekleyen ABD’nin de olaydan sorumlu olduğunun belirtilmesi oldukça önemlidir. BMGK’nın İsrail’in uluslararası hukuk kurallarını ihlal etmesini ve bölgedeki gerginliği engellemek için müdahale etmesi gerekmektedir.  

Genel olarak İsrail tarafından İran’ın, Suriye veya Irak’taki üsleri vurulurken bu defa durum farklılık göstermektedir. Aslında uluslararası sözleşmelerin ihlal edilmiş olmasıyla birlikte tehlikeli bir provokasyon söz konusudur. Ayrıca bu saldırı Gazze’deki çatışmanın Suriye topraklarına sıçratılmaya çalışılması tehlikesini de beraberinde getirmektedir.

Tomar: İsrail Filistin, Kudüs, Gazze ve tüm bölgede zaten Uluslararası hukuku tanımıyor. Bu bilinen bir gerçek. Ama aynı zamanda başkalarına kapalı olan Suriye hava sahası İsrail uçaklarına açık. Esas olarak bunun üzerinde durulması gerekiyor. Bu konunun çözülmesi gerekiyor. İsrail için bölgede herhangi bir caydırıcı güç yok ve süper güçler tarafından destekleniyor.

2- Bazı uzmanlara göre İsrail’in bu tür saldırıları Gazze’deki savaşta kazanım elde edememesinden kaynaklanıyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

Tomar: Bence çok ilgisi yok. Zira İsrail öteden beri hem İran’da hem de Irak ve Suriye’de bu tür operasyonlar yapıyor. Daha önce de yaptı. Ama bu tür uluslararası hukuka aykırı operasyonlara karşı herhangi misilleme veya cezalandırmayla karşı karşıya kalmıyor.

Demir: İsrail, 7 Ekimden beri Gazze Savaşı nedeniyle hem kendi kamuoyunun hem de uluslararası kamuoyunun baskısı altındadır. Bu baskıları kısmen de olsa azaltabilmek için dikkatleri başka yöne çekmek istemek ile birlikte Hamas ve Hizbullah’a destek verdiğini iddia ettiği İran’a misilleme yapmak istemektedir. İsrail’in, İran ve müttefiklerine tepkisinin göstergesi olduğu söylenebilir. 

Bu saldırıda öldürülen Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahidi uzun süreden beri İsrail tarafından takip edildiği ifade edilmektedir. İran için Suriye ve Lübnan’da çalışmaları bakımından önemli kişi olan Zahidi’nin İsrail-Lübnan sınırında İsrail’e karşı savaşmakta olduğu bilinmektedir. Kasım Süleymani gibi önemli bir komutan olan Zahidi’nin öldürülmesi Suriye ve Lübnan’da etkili olan üst düzey Devrim Muhafızları komutanlarının yok edilmesi anlamına gelmektedir. 

Kısacası, İsrail tarafından Lübnan ve Suriye’de etkili olan İran’a darbe vurulmak istenmiş olduğu düşünebilir. Bu saldırı bölgesel gerginliğin artmasına neden olabilir. Misillemelerin artması muhtemel görünmektedir. Yani Hizbullah’ın İsrail’e yönelik saldırılarını artırması, İran’ın ve İsrail’in hatta ABD’nin vekil güçlerini kullanarak hareket etmesi sonucunda bölgede büyük çaplı gerginlik olası görülmektedir.

News ID 1915807

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
  • captcha