Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, dün Azerbaycan’ın ulusal televizyon kanallarına açıklamalarda bulundu.
Aliyev, Azerbaycan ile İran arasındaki ilişkilere ve İran'ın yeni yönetiminin bundan sonraki politikasına değinerek, "Bu konuda konuşmak için henüz erken. Çünkü mevcut İran yönetimiyle ciddi temaslarımız olmadı. Hükümet üyeleri arasında bazı temaslar oldu. Bunlar daha çok ekonomik ve ulaşım konularıyla ilgiliydi." dedi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı, önceki Tahran hükümetiyle ilişkilerin kötüleşmesinde ülkesinin suçlu olmadığını ileri sürdü.
Bu konuda Tahran'ı suçlayan Aliyev, dünkü röportajında iki yıl önce Azerbaycan'ın Tahran'daki büyükelçiliğine yapılan saldırıyı ve son dönemde yaşanan marjinal meseleleri hiçbir gerekçe göstermeden bir kez daha gündeme getiriyor. Aliyev, İran'ın Erdebil kentinde kendisine ve Türkiye Cumhurbaşkanı'na hakaret edildiğini belirterek, "İran Dışişleri Bakanlığı'nın üzüntü duyması yeterli değil ve Tahran'ın resmi olarak özür dilemesi gerekiyor." diye ekliyor.
29 Aralık’ta Erdebil'de düzenlenen "Çaldıran Savaşı Şehitleri Ve Direniş Cephesi Şehitleri" anma töreninde, resmi bir görevi olmayan bir şahıs, Azerbaycan ve Türkiye liderlerine karşı bazı ifadeler söyledi. Buna tepki gösteren Erdebil Cuma Namazı İmamı Ayetullah Seyyid Hasan Amili, "Bu haftaki etkinliklerden birinde sıradan bir kişi tarafından kullanılan uygunsuz ifadeler, ülkemizin dini, inanç ve diplomasisi ile uyuşmuyor ve bizim resmi tutumumuzu da gösteremez." dedi.
Ayetullah Amili, İran halkının düşmanlarının İran'ın komşularıyla ilişkilerini yok etmeye ve bozmaya çalıştığını hatırlatarak, "Herkes kişisel ifadelerin dünyadaki herhangi bir hükümetin resmi tutumu olmadığını iyi biliyor." ifadesini kullandı.
Ayrıca Aliyev'in de belirttiği gibi İran Dışişleri Bakanlığı bu olaydan duyduğu üzüntüyü resmen dile getirdi. Ancak 12 Ocak'ta Azerbaycan Cumhuriyeti, İran'ın Bakü'deki Maslahatgüzarını Dışişleri Bakanlığına çağırarak ülkesinin protestosunu iletti.
Uluslararası kurallarda ve ülkeler arası ilişkilerde tamamen marjinal bir konu olan ve sıradan bir vatandaşın açıklamalarının resmi düzeye taşınmaması bekleniyordu. Ancak Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, verdiği resmi bir röportajda şaşırtıcı bir şekilde marjinal konuları en üst seviyelere taşıdı ve İran'ın sıradan bir vatandaşın ifadelerinden dolayı "resmi olarak özür dilemesi" gerektiğini iddia etti.
Aliyev, "Tahran-Bakü ilişkilerinin kötüleşmesinin sorumlusu Tahran'dır" şeklindeki iddialarını haklı göstermek için bu marjinal meseleyi iki yıl önce ülkesinin Tahran'daki büyükelçiliğine yapılan saldırının yanına koyuyor ve ülkesini aklamaya çalışıyor.
Şubat 2023'te Azerbaycan Büyükelçiliği'ne düzenlenen silahlı saldırının ardından İran Dışişleri Bakanlığı bu olayı şiddetle kınamış ve saldırının kişisel nedenlerle gerçekleştiğini vurgulamıştı. Tahran, konuyu ciddiyetle takip edeceğini ve saldırganı yargılayacağını açıklamıştı. Ancak Aliyev, bu olayı tekrar gündeme getirerek, saldırıyı "terörist" olarak nitelendiriyor ve iki ülke arasındaki gerilimi bilinmeyen ve şüpheli nedenlerle artırmaya çalışıyor. Şüpheli, çünkü bu tür meseleler uluslararası normlara göre daha düşük seviyelerde çözülebilir ve üst düzey resmi platformlara taşınmasına gerek yoktur.
İran yetkilileri defalarca, İran karşıtı birçok provokasyon ve sabotajın izlerinin Azerbaycan'daki Siyonist üs ve merkezlere dayandığını dile getirmiştir. Ancak Bakü yetkilileri bu konuda şimdiye kadar herhangi bir adım atmadıkları gibi, farklı şekillerde Tel Aviv ile olan ilişkilerini övünç kaynağı haline getirmektedir.
Öte yandan İlham Aliyev, mevcut durumun sorumluluğunu İran'a yükleyerek, bu tür yan meselelerin adeta açık bir gökyüzünde çakan bir yıldırım gibi olduğunu öne sürüyor. Azerbaycan’ın, Müslüman ve komşu bir ülke olarak iyi komşuluk ilişkilerine uyduğunu ve ilişkileri gölgeleyen tarafın İran olduğunu iddia ediyor. Ancak her olayı anlamak için geçmişe bakmak ve olayın gelişim sürecini değerlendirmek gerektiği gibi, Tahran-Bakü ilişkilerindeki mevcut durumu da bu bağlamda ele almak gerekiyor. Bu noktada, mevcut durumun ortaya çıkmasında başka hangi etkenlerin rol oynadığı ve İlham Aliyev’in bu faktörleri kasıtlı olarak neden görmezden gelerek suçlamalarını Tahran’a yönelttiği sorusu gündeme geliyor.
İran yetkilileri defalarca, İran karşıtı birçok provokasyon ve sabotajın izlerinin Azerbaycan'daki Siyonist üs ve merkezlere dayandığını dile getirmiştir. Ancak Bakü yetkilileri bu konuda şimdiye kadar herhangi bir adım atmadıkları gibi, farklı şekillerde Tel Aviv ile olan ilişkilerini övünç kaynağı haline getirmektedir.
Ayrıca, son yıllarda Azerbaycan medya ve televizyon kanalları, İran'ın toprak bütünlüğüne açıkça karşı faaliyetlerde bulunmuş ve bölücülük amaçlı şüpheli programlar tasarlayarak İran'daki Azerice konuşan izleyicilere hitap etmiştir. Ancak İran, bu tür bölücü girişimleri hiçbir zaman resmi düzeyde gündeme getirmemiş, daima iyi komşuluk ilişkileri, dostane bağlar ve doğal sorunların çözümüne vurgu yapmıştır. İran, Azerbaycan'a da Siyonist Rejim’in İran ve Azerbaycan arasındaki iyi ilişkileri bozmayı hedeflediğini hatırlatmıştır. Ancak Bakü yetkilileri bu uyarıları sürekli göz ardı etmiştir. İşin ironik yanı ise, bugün Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın İran’ı suçlayarak mevcut durumun sorumluluğunu İran’a yüklemeye çalışmasıdır!
yorumunuz