Azar Mahdavan: ABD’nin nükleer anlaşmadan çekildikten sonra diğer ülkelerin de arasını İran ile bozmaya çalışması pratikte ters sonuçlara yol açmaktadır, zira Türkiye başta olmak üzere birçok ülke ekonomik ve güvenlik açılarından İran ile yakın ilişki kurmayı göz ardı edemez. Bu konuyla ilgili olarak Japonya ile Hindistan gibi ülkelerin ABD’nin İran karşıtı petrol yaptırımlarından muaf olmak için müzakere talebinde bulunması da yukarıdaki savın bir diğer ispatı.
Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu petrol ve doğalgaz enerjisinin yüzde 50’sinden fazlasını İran’dan temin ettiğini dikkate alırsak bu ülke ile Tahran arasındaki ekonomik münasebetlerin engellenmsei ABD açısından önemli bir yere sahiptir.
Türkiye Rusya’ya bağımlı olmamaya çalışıyor
Türkiye İran’dan yüz çevirme seçeneğine yönlenirse enerji ithalatı alanında oluşan büyük boşluğunu Rusya ile doldurmak zorunda kalacak, ancak günümüzde doğalgaz ithalatının büyük bir kısmı Rusya’dan yapıldığı için bu girişim Ankara’yı tamamen Moskova’ya bağımlı hale getirecek.
ABD, İran-Türkiye yakınlaşması dolayısıyla sinirli
Bazı bölgesel konularla Suriye’deki kriz sonucu ortaya çıkan Ankara-Tahran anlaşmazlığı son dönemde diplomatik açıdan büyük bir gelişme kaydederek, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 30 milyar dolara dek yükseldiğine neden olmuştur.
Bu konu ise ABD’yi çileden çıkararak Ankara’ya üst düzey bir siyasi heyet göndermeye zorladı. Washington temsilcileri söz konusu ziyaret dolayısıyla Türk tüccarlarla bu ülkenin Hazine Bakanlığı’nı Tahran ile ekonomik ilişkilerine son vermeye ikna etmek için elinden geleni yaptı. Ancak tüm bu uğraşlara rağmen Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu Ankara’nın İran karşıtı yaptırım konusunda ABD’ye eşlik etmek ile yükümlü olmadığını bildirdi.
ABD’nin Ankara’daki çıkmazı
ABD’nin Ankara’yı İran ile ilişkilerini kesme konusunda ikna edemediğinin ardından Türkiye yayınladığı bir bildiride İran’ı önemli ticari ortağı olarak tanıtıp Tahran’a tam destek vereceğini açıkladı.
Türkiye’nin şartlarına karşı ABD’nin suskunluğu
Daily Sabah’da yer alan bir yazıya göre, İran karşıtı yaptırımlara eşlik etmek için Türkiye’den ABD’ye sunulan 3 şart şu şekilde:
Birinici; iki ülkenin Suriye’de faaliyet gösteren ve Ankara tarafından terör listesine alınan PKK ile YPG üzerindeki fikir ayrımına son verilmeli.
İkinci; ABD, Fetullah Gülen ile FETÖ’ye üye diğer isimleri bir an önce Türkiye’ye iade etmeli.
Üçüncü; ABD, İran’la ticari ve ekonomik ilişiklerini durdurması surette Türkiye’nin uğradığı tüm kısa ve uzun vadeli zararları telafi etmek zorunda. Buna ilave olarak ABD’li yetkililer, Ankara’yı daha önce İran’dan temin ettiği doğalgaz açığını nasıl kapatacağı konusunda izah etmeli.
ABD’nin yukarıdaki şartlara şimdiye dek herhangi bir yanıt vermediğini göz önünde bulundurursak Türkiye’nin İran dışında iyi ve dürüst bir müttefike sahip olmadığını anlamamız pek de zor olmayacak.
İran karşıtı yaptırımlar Türkiye’nin lehine mi?
Son zamanlarda İran karşıtı yaptırımların Türkiye’nin lehine olduğuna dair yayınlanan bazı haberler ise Ankara’nın İran ekonomik alanında rol oynamaya hazır olduğunu gösteriyor.
Bu konuda gündeme yerleşen bir habere göre, ABD’nin Tahran’a uyguladığı ambargolar sonucu Türk şirketler İran’ı terk eden İngiliz, Fransız ve Hollandalı havayolları firmalarının yerini alarak piyasadaki paylarını yüzde 20’ye kadar yükseltebilirler.
Ankara’ya karşı yaptırım politikası
Öte yandan ABD, Türkiye’yi de İran gibi baskı altında bırakmaya çalışıyor. FETÖ ile işbirliği ve casusluk suçları dolayısıyla Türkiye’de tutklu bulunan Amerikan Papaz Brunson’un iadesi için Trump bu sefer de Türk Lirası’na yaptırım uygulama yoluna başvurmuştur.
Sözü geçen yaptırımlar sonucu ise Türk Lirası’nın değeri yüzde 30’lük bir düşüş ile karşılaştı. ABD bunlara ilave olarak Türkiye Hazine Bakanlığı, Adalet Bakanı Gül ve İçişleri Bakanı Soylu’yu da siyah listesine almayı ihmal etmedi.
Türkiye’den yaptırımlara karşılık verme arayışı
TBMM Başkanı Binali Yıldırım ABD’nin Türkiye’ye dayattığı ekonomik savaş ile ilgili olarak, açık bir şekilde Washington’un Tahran ve Moskova’nın ardından Ankara’ya yönelttiği düşmanca tavırların söz konusu ülkeler arasında oluşan birlikteliği bozmaya yetmeyeceğini bildirdi.
Tüm bu gelişmeleri dikkate aldığımızda İran ve Türkiye arasındaki ilişkilerin özellikle de ABD tarafından dayatılan tek taraflı yaptırımlara karşı gelişmek üzere olduğunu görebiliriz.
Çevirmen: Kamran AZAR
yorumunuz