Bu haftaki Tahran Cuma Namazı, Ayetullah Seyyid Ahmed Hatemi’nin imamlığında eda edildi.
Gündemdeki son gelişmeleri değerlendiren Ayetullah Hatemi, İran'ın güneydoğusundaki Sistan ve Belucistan eyaletine bağlı Mircave ilçesinden kaçırılan 14 sınır muhafızla ilgili olarak, "Diplomasi sistemimiz, iyi komşuluk çerçevesinde Pakistan’a böyle bir olayın yeniden gerçekleşmemesi ve teröristlerin sınırlarından ülkeye sızmaması için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini hatırlatmalı” dedi.
İran Meclisi’nde onaylanan 'Terörizmin Finansmanıyla Mücadele Konvansiyonu'na (CFT) değinen Ayetullah Hatemi, şunları kaydetti: Milletimiz bu yasa tasarısının kanuna dönüşmesi için iki aşamadan geçmesi gerektiğini bilmelidir. İlk olarak, Anayasayı Koruma Konseyi bunu onaylamalıdır ve eğer meclis ikna olmazsa, Düzenin Yararını Teşhis Konseyi’ne gidecek. Bu nedenle, her iki tarafa da bu konuda kızgınlıkla yaklaşmamalarını tavsiye ediyorum.
“Bir önemli konu ise Uluslararası kurum ve kuruluşların güvenilir olmamasıdır” diyen Ayetullah Hatemi, şöyle devam etti: FATF İcra Direktörü, İran'ın kara listeden çıkarılacağına dair hiçbir garanti olmadığını açıkça belirtmiştir, bu yüzden neden bu ipi boynumuza atmalıyız ki? Halkımız 40 yıl önce hırsızları kapıdan attı, bugün ise küresel istikbar güçleri uluslararası hukuk aracılığıyla ülkemize girmek istiyorlar, dolayısıyla buna çok dikkat etmeliyiz.
Ayetullah Seyyid Ahmed Hatemi, Kaşıkçı olayı hakkında, şu açıklamalarda bulundu: Bu olay Al Saud'un tahtını sarstı. Kaşıkçı cinayeti bu hanedanın kimliğini temsil eder. Zaten cinayet hanedanı olan Al Suud’un dosyası çok kirlidir. Bugün dünya, suçlarından birini ele almakta ve diğer cinayetlerini ihmal etmektedir.
Amerika bu olayı örtbas etmek için büyük çaba sarfetmekte, Suudi Arabistan da bu meseleyi kapatmak amacıyla milyarlarca dolar harcamaktadır. ABD, Suudi Arabistan’a acımıyor sadece onların cebini boşaltmak istiyor. Al Suud bu darbeden kolay kolay kurtulamaz. Umarım bu konu Al Suud’un çöküşü için bir başlangıç olur.
yorumunuz