İran’ın Azerbaycan eski büyükelçisi Muhsin Pakayin, bölgesel gelişmelere ilişkin değerlendirmesinde, Siyonist rejimin önü kesilmezse sınırsız şekilde ilerleyeceğini ve tehdidin yalnızca yakın komşu ülkelerle sınırlı kalmayıp zamanla daha uzak ülkeleri de kapsayacağını belirtti. Ona göre Türkiye meselesi sadece Hamas unsurlarının faaliyetleriyle ilgili değildir; esas olarak İsrail’in bölgedeki varlığı ve yayılmacı hedefleriyle bağlantılıdır.
Pakayin, İsrail’in temel amaçlarından birinin Suriye’yi kontrol altına almak olduğunu vurgularken, Türkiye’nin ise güvenliğini korumak ve Kürt gruplarından gelebilecek tehditleri önlemek için Suriye’de varlığını sürdürmek istediğini ifade etti. Ayrıca Türkiye’nin, Colabi dahil olmak üzere Suriyeli muhalif grupların başlıca destekçisi olduğunu ve Beşar Esad’a karşı zıt bir tutum izlediğini hatırlattı.
Pakayin'in değerlendirmesine göre, bugün Türkiye ile Siyonist rejim arasında açık bir karşıtlık söz konusudur. İsrail, Amerika’nın desteğiyle Suriye’yi parçalamayı hedeflerken, Türkiye stratejik bölgelerdeki varlığını korumaya ve kendisine yakın grupları desteklemeye çalışmaktadır. Bu durum, iki taraf arasında doğrudan bir çatışma ihtimalini gündeme getirebilir.
Ankara, Tel Aviv'in “Büyük İsrail” planının önündeki engellerden biri
Pakayin, Türk kamuoyunun genel olarak İsrail karşıtı olduğunu ve bu durumun Siyonist rejimin Türkiye’nin yanında varlık göstermesini zorlaştırdığını da kaydetti. Dolayısıyla Türkiye ile İsrail arasındaki gerilimin asıl nedeni Hamas liderlerinin faaliyetleri değil, İsrail’in yayılmacı hedefleri ve bölgedeki stratejik hesaplarıdır.
Pakayin’e göre Türkiye, yalnızca Hamas nedeniyle değil, aynı zamanda stratejik konumu sebebiyle de İsrail’in “Büyük İsrail” planının önündeki engellerden biri olarak görülebilir. Kısacası, Türkiye hem güvenlik hem de bölgesel siyaset açısından İsrail’in yayılmacı projelerinin rotasında yer almakta ve bu gerçek, bölgenin gelecekteki gelişmelerini etkilemektedir.
yorumunuz