Binyamin Netanyahu, işgal rejiminin Gazze’deki suçları nedeniyle dünya liderleri tarafından yuhalandığı BM 80. Genel Kurulu’nda konuşmasına İran ve Direniş Ekseni’ndeki savaşçılara yönelik iddia ve tehditlerle başladı. Netanyahu, Irak’taki direniş gruplarını doğrudan tehdit ederek onları hedef alacağını bildirdi.
Netanyahu’nun Irak’ın egemenliğine açık bir saldırı anlamına gelen Irak direniş gruplarına saldırı tehdidi, Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin’in tepkisini çekti.
Fuad Hüseyin, “Herhangi bir Irak vatandaşına yönelik saldırı, tüm Irak’a yapılmış sayılır” dedi.
Bu bağlamda, Mehr Haber Ajansı, Irak Nuceba Hareketi Genel Sekreteri’nin İran temsilcisi Seyyid Abbas Musevi ile bir röportaj gerçekleştirdi:
Neden Netanyahu, Irak direnişini tehdit etti?
Irak halkı ve direniş grupları, Netanyahu’nun tehdidiyle gurur duyuyor. Çünkü siyonist rejim başbakanının tehdidi, son iki yılda Irak direniş gruplarının Filistin’e destek amacıyla Ölü Deniz kıyılarında, Hayfa’da ve işgalci rejimin merkezinde düzenlediği askeri ve güvenlik hedefli saldırıların ne kadar acı verici ve etkili olduğunu gösteriyor. Bu saldırılar tarihe geçti ve siyonist düşman bunları çok iyi biliyor.
İşgalci rejim biliyor ki Irak’taki İslami direniş grupları sürekli gelişiyor, daha güçlü ve daha bütünleşmiş hale geliyor. Irak direniş grupları bu gayrimeşru rejim için bir tehdittir ve onun “Nil’den Fırat’a” uzanan stratejik hedefine ulaşmasını engellemektedir.
Irak halkı ve direniş gruplarının bu tehdide karşı resmi tutumu nedir?
Netanyahu’nun Irak direnişine yönelik tehdidi, birincisi Irak hükümeti ve halkının egemenliğine açık bir saldırıdır. İkincisi, Irak halkı ve direniş grupları kesin ve şüphesiz inanıyor ki bu tehdit, siyonist rejim başbakanı tarafından ABD’nin yeşil ışığıyla BM Genel Kurulu’nda dile getirildi. Üçüncüsü, bu tehdit uygulanıp uygulanmamasından bağımsız olarak, Irak’taki İslami direniş gruplarına, onların destekçilerine ve Irak’ın egemenliğine bir saldırıdır ve uygun zamanda karşılığı verilecektir. Dördüncüsü, bu tehdit, Irak direnişinin gücünü, direncini ve kararlılığını artıracaktır. Bu önemsiz tehdit asla Irak direnişini izole etmeyecek, aksine direniş daha dinamik ve canlı bir şekilde yoluna devam edecektir.
Netanyahu’nun tehdidi, İslami Direniş Ekseni’nin lideri şehit Seyyid Hasan Nasrallah’ın şehadet yıldönümünün arifesinde yapıldı. Bu, onun yüce değerler uğruna şehadetini hatırlatmakta ve takipçilerinin kararlılığını pekiştirmektedir. Direniş grupları, şehit Nasrallah’ın yolunu sürdürecek, onun hedefleri uğruna can verecek ve ya zafere ulaşacak ya da şehit olacaktır.
Bu tehdidin ardından Irak direnişinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Siyonist rejimle doğrudan çatışma, Irak direniş gruplarını daha tecrübeli ve yetkin hale getirecek, onların geleceğini her düzeyde aydınlık ve umut verici kılacaktır. Elbette kayıplar ve bazı liderlerin, sorumluların şehadeti olacaktır; bu, kötülük güçlerine karşı yürütülen tüm savaşlarda doğal bir durumdur. Ama nihayetinde, Allah’ın izniyle, zafer bizim olacaktır.
yorumunuz