İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, düzenlediği haftalık basın toplantısında gündemdeki bölgesel ve uluslararasi gelişmeleri değerlendirdi.
Ateşkes garantörleri, İsrail'in Gazze'deki suçlarını sürdürmesine yol açıyor
Filistin meselesinin hala bölgenin en önemli gelişmesi olduğunu belirten Sözcü Bekayi, “Geçen hafta Şarm eş-Şeyh’te varılan ateşkes anlaşmasına rağmen, hala Siyonist rejimin Batı Şeria’da ve Gazze’deki soykırımına devam ettiğini görüyoruz. Ateşkes şu ana kadar onlarca kez Siyonist rejim tarafından ihlal edilmiştir” dedi.
Refah kapısının hala kapalı olduğuna dikkat çeken Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bekayi, “Başta ABD olmak üzere ateşkesin garantörleri eylemsizliğiyle Siyonist rejimin bu bölgedeki suçlarını sürdürmesine yol açıyor” ifadesini kullandı.
Pakistan ve Afganistan arasında son zamanlarda yaşanan çatışmalara değinene Bekayi, bu çatışmalardan endişe duyduklarını ve her iki tarafı da itidale çağırdıklarını bildirdi.
İki ülke arasında dün sağlanan ateşkesi memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden Bekayi, “Bu sürecin çatışmaların tekrarlanmasının önlenmesine yol açmasını umuyoruz” dedi.
İran-Rusya işbirliği önceki çerçeveler doğrultusunda devam edecek
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Rusya Dışişleri Bakanı’nın “Moskova, İran ile askeri ve teknik işbirliklerinde hiçbir sınırlama tanımıyor ve savunma sistemlerinin sağlanması konusunda Tahran ile işbirliğine hazırız” açıklamasıyla ilgili soruya yanıt olarak, “İran ve Rusya arasındaki işbirliği tüm alanlarda artarak devam ediyor. Bizim Rusya ile birden fazla önemli temel anlaşmamız bulunuyor ve bu anlaşmalar savunma iş birlikleri de dahil olmak üzere çeşitli konuları kapsıyor” ifadelerinde bulundu.
Sözcü Bekayi, “Bizim inancımıza göre, Rusya ve uluslararası toplumun çoğunluğu, 2231 sayılı kararın sona erdiğini kabul ettiğinden, İran ve Rusya işbirliği önceki anlaşmalar çerçevesinde devam edecektir” dedi.
İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Başkanı’nın Rusya ziyareti
Bekayi, İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Başkanı Ali Laricani’nin son zamanda Rusya’yı ziyaret etmesi ve Putin ile görüşmesi ile ilgili olarak, “Biz, bölgedeki dostlarımızla sürekli istişare halindeyiz. Bu istişareler, ülkenin güvenliği ve çıkarlarıyla ilgili çeşitli konuları kapsıyor ve Rusya ile temaslar da farklı seviyelerde aynı şekilde devam ediyor. Bu iletişimler çerçevesinde, bugün Suriye İşlerinden Sorumlu Rusya Özel Temsilcisi Tahran’da bulunuyor ve İran Dışişleri Bakanlığı yetkilileriyle görüşmelerde bulunacak” dedi.
Bekayi, bu temasların iki ülke arasındaki işbirliği ve istişareler çerçevesinde çeşitli alanlarda gerçekleştiğini vurguladı.
UAEA bağımsızlığını korumalıdır
İranlı diplomat, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael Grossi’nin İran’ın nükleer faaliyetleriyle ilgili dünkü açıklamalarına ilişkin olarak şöyle dedi:
“Biz her zaman ajansın kendi yetkileri çerçevesinde ve bazı üyelerin siyasi amaçlarından uzak bir şekilde hareket etmesini ve kişiliğini ve bağımsızlığını koruması gerektiğini ve ABD ile bazı Avrupa ülkelerinin siyasi hedefleri doğrultusunda kullanılmasına izin vermemesi gerektiğini vurguladık.”
Hizbullah’ın silahsızlandırılması yönündeki tehditlerle ilgili olarak Bekayi, “Bu durum, Siyonist rejimin taahhütlerini yerine getirmemesi konusundaki uyarılarından kaynaklanıyor. Bu yeni bir mesele değil. Direnişin silahı konusu, tamamen onların kendilerinin karar vermesi gereken bir konudur” ifadesini kullandı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, İran-Hindistan ilişkileri hakkında ise, “Hindistan önemli bir ülkedir ve bizim bu ülke ile önemli ilişkilerimiz vardır. Bu süreci sürdürmek istiyoruz” dedi.
ABD ile müzakere sürecinin eşiğinde değiliz
Bekayi, ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un İran’la temaslara dair açıklamaları hakkında şunları söyledi:
“İran ile karşı taraflar arasında dolaylı temaslar eskiden olduğu gibi devam etmektedir, ancak yeni bir müzakere sürecinin eşiğinde olduğumuzu söyleyemeyiz.”
Bekayi, Avrupa Birliği’nin bazı üye olmayan ülkelerin İran’a yönelik yaptırımlara katılmasına ilişkin açıklaması hakkında ise, “Birçok ülke bunu uygulamayacaklarını söyledi. Avrupa Birliği’ne aday olan ülkeler kendi yasal çerçevelerinde bazı taahhütlere sahip olabilirler, ancak bu özel durumda bu eylemin uluslararası hukuka aykırı olduğuna inanıyoruz. Uluslararası toplumun büyük çoğunluğu, üç Avrupa ülkesi ve ABD’nin bu eylemine karşıdır” ifadelerinde bulundu.
yorumunuz