Haşdi Şabi'nin Kültürel İşlerden Sorumlu Yardımcısı ve Irak Ahdullah Hareketinin Genel Sekreteri olan Ebu Bakir lakaplı Seyyid Haşim el-Haydari, “Irak’ın Seyyid Hasan Nasrullah'I” olarak bilinmektedir. İslam Devrimi Lideri ve Ayetullah Seyyid Ali Sistani'ye olan bağlılığı sözlerinden anlaşılır. İslam'ı savunmak, İran Dini Mercii’ne uymak, ABD ve Siyonist rejimle düşmanlık, Haşdi Şabi güçleri ile Filistin ve Lübnan direniş cephelerini savunmak Seyyid Haşim el-Haydari’nin benimsediği tutumlar arasında yer alıyor.
Seyyid Haşim el-Heyderi kendisine "Irak'ın Seyyid Hasan Nasrullah'ı" denilmesi yönünde hiçbir resmi talepte bulunmadı. Seyyid Hasan Nasrullah ise ona “Sen benim kopyamsın” demişti.
Seyyid Haşim el-Heyderi'nin düşüncesi, İslami Direniş Cephesi'ni desteklemesi, destansı siyasi duruşu ve konuşmaları onun Seyyid Hasan Nasrullah'a benzediğini gösteriyor. Sanki Seyyid Haşim el-Haydari aksanını ve konuşmasını Seyyid Hasan Nasrullah'tan miras almıştır.
Irak Ahdullah Hareketi, General Kasım Süleymani'nin şehadeti sonrasında Seyyid Hasan Nasrullah'la yapılan istişareleriyle ve Seyyid Haşim el-Haydari’nin girişimiyle kuruldu. El-Haydari, ABD ve müttefikleriyle kültürel çatışmanın, onlarla askeri çatışmadan daha zor olduğunu düşünüyor. Bu nedenle kültürel, dini ve sosyal çalışmalar yapmak söz konusu hareketin amaçlarından biridir.
-Sayıın Seyyid Haşim el-Heyderi röportajı Irak’taki gelişmelerle başlıyalım. Irak'ta çok sayıda direniş grubu var. Bu direniş grupları birlik içindeler mi? Irak hükümeti ve halkı bu direniş gruplarıyla ne kadar uyumlu? ABD’ye düşman olarak mı bakıyorlar, bakmıyorlar mı?
Irak'ta direniş gruplarının oluşumu aşamalı olarak gerçekleşti. ABD ordusunun 2003'ten 2011'e kadar Irak'taki varlığı sırasında çok fazla direniş grubu yoktu. O zamanlar Amerika'ya karşı çok başarılı olan birkaç direniş grubu vardı. IŞİD'in Irak'a girmesi ve Musul şehrinin düşmesi ve Ayetullah Seyyid Ali Sistani'nin fetvası sonrasında direniş gruplarından oluşan Haşdi Şabi oluşturuldu.
IŞİD'le mücadele sırasında General Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi El Mühendis'in varlığıyla direniş iş grupları birkaç gruba bölündü. Her grup için içeriden ve dışarıdan bağımsız bir genel sekreter ve onun için savaşçılar düşünüldü. IŞİD dönemindeki direniş grupları Ayetullah Sistani'nin fetvası doğrultusunda hareket etti ve hepsi IŞİD'e karşı mücadele etti. Zamanla direniş gruplarının bazı üyeleri seçimlere katılarak hükümete ve siyasi sisteme girdiler.
Direniş, Irak'taki tüm direniş gruplarının ortak paydasıdır. Aynı zamanda aralarında siyasi farklılıklar da var tabii. Hükümete giren birçok kişi koordinasyon çerçevesinde çalıştı.
Direniş gruplarının hükümetten sağladığı fayda da ortak bir özelliktir. Özellikle hükümette yer alan bazı direniş grupları, ABD’nin Irak hükümeti üzerindeki baskısı nedeniyle Siyonist rejimle savaşa girmedi. Filistin ulusunu desteklemek amacıyla Siyonist rejime füze ve insansız hava aracı fırlatan Irak İslami direniş grupları hükümetin parçası olmayan gruplardır.
Irak'taki ABD askeri üslerinin şu anda askeri faaliyetleri bulunmuyor ve hükümet bu üslerin bu ülkeden çekilmesi için görşme yapıyor.
-ABD, İran'ı Arap dünyasının birinci düşmanı olarak tanıtıyor. ABD’nin bu açık yalanına karşı Irak halkının tutumu ve düşüncesi nedir?
ABD'nin Irak'ta İran'a karşı yürüttüğü büyük yalanı ve yumuşak savaşı çoğu insan kabul etmiyor. Irak, ABD’nin yumuşak savaşının önemli sahalarından biridir. Irak'ta yönetim yapıları çok güçlü değil.
Siyasi anlaşmazlıklar ve ifade özgürlüğü vardır. ABD’nin Irak'taki en büyük işi, İran’a ve İslami Devrimi’ne saldırmaktır.
Bazı elitler, İslami medyayla yüzleşmedikleri için bu ABD’nin yalanına inanabilirler. Direniş ve Şii gruplarda bile medya zayıf. Irak'ta medya meselesi zayıf bir noktadır. Bu ülkede resmi televizyon gibi merkezi bir medya yok ve insanlar çoğunlukla uydu ve sosyal medya kullanıyor.
Bu konuyu ilk kez gündeme getiriyorum, İran medyası yurtdışında zayıf. İran’ın savunma gücü, tutumları ve ekonomik ilerlemesinin yabancı medyada anlatılması zayıf ve dengeli değil.
Bu nedenle bazı elitler ABD’nin İran'a yönelik yalanları ve yumuşak savaş yalanlarına inanıyor. Bazen küçük şeyleri büyütüyorlar, "İran Irak'a karşı" diyorlar. "İran Arap dünyasına karşıdır." Ben ve benim gibiler konuşmalarda buu savunuyoruz, açıklıyoruz.
Görevlerimizden biri de İran'ın sistemini şeriat bakış açısıyla anlatmaktır. İran ve İran halkının direniş cephesinde ve bölgedeki rolünün bundan daha fazla anlatılması gerekiyor.
Basın mensupları, konuşmacılar ve vaizler cihad konusunda pek açıklama yapmıyorlar ve suçlular. Basiret, “kürsüde ne söylemeliyim?” anlamına geliyor “Düşmana zarar verecek, İslam sistemine fayda sağlayacak ne söyleyebilirim?” anlamına geliyor. Bazı insanların samimiyeti vardır ama basireti yoktur. Elhamdulillah, pek çok alim ve lider İran'ın konumunu açıklamakta aktif rol alıyor.
-Gerçekten biz ve direniş eksenindeki tüm arkadaşlarımız, sizin Irak Ahdullah Hareketi Genel Sekreteri olma başarınızdan şeref duymaktayız. Bu direniş hareketi sizin tarafınızdan kurulmuştur. Bu hareketi kurmaktaki amacınız nedir? Bu hareketin üyelerinin görev ve yetkileri nelerdir?
Irak Ahdullah Hareketi, General Kasım Süleymani’nin şehadetinden birkaç ay sonra, Seyyid Hasan Nasrullah gibi büyüklerimize yapılan istişareler sonucunda, milli ve İslami bir kimlikle kurulmuş ve resmi olarak varlığını ilan etmiştir. Bu hareket, kültürel, dini ve toplumsal faaliyetlerde bulunma amacıyla faaliyete başlamıştır. Arap dünyasında bir boşluk bulunmaktadır ve bu, kültürel meseledir. Arap dünyası bu alanda zayıflık göstermektedir. Bu ülkelerde, direnişin kültürel cephesi ve düşünce ile açıklama cephesinin eksikliğine tanık olmaktayız.
Bazıları direnişin sadece silahtan ibaret olduğunu düşünüyor. Bu düşünce yanlıştır. Hizbullah, bir parti ve teşkilat olarak, çalışmalarının büyük bir kısmını kültürel, toplumsal ve halkla ilgili faaliyetlere ayırmaktadır. Irak’ta Haşdi Şabi de dahil olmak üzere birçok direniş grubu bulunmaktadır. Irak, direniş grubu eksikliği yaşamamış ve yaşamamaktadır. Direniş fikrini oluşturmak amacıyla Irak Ahdullah Hareketi’ni kurarak bir teşkilat ve akım oluşturma yolunda adım attık.
Irak halkı genel olarak daha inançlı, dindar, Erbain’e bağlı ve ikram çadırları kuran misafirperver bir halktır. Direniş düşüncesi Irak’ta daha fazla sosyal alana taşınmalıdır. Lübnan’a “Cumhur-ul Mukaveme” derler. Hizbullah sadece bir parti ya da teşkilat değil, halkın arasında da varlık göstermektedir.
Seyyid Hasan Nasrullah’ın ifadesiyle, Ahdullah Hareketi’ndeki çalışmamız İmam Humeyni’nin hareketine benzemektedir.
Seyyid Hasan Nasrullah’ın ifadesiyle, Ahdullah Hareketi’ndeki çalışmamız İmam Humeyni’nin hareketine benzemektedir. İmam’ın hareketi bir grup ya da teşkilat hareketi değildi; onun hareketi, dini bir akım ve yoldu. Ahdullah da dini bir akım olarak, İmam Humeyni’nin dini hareketine dayanarak, Irak’ta gençler için 6 yaşından 14 yaşına kadar olan çocuklara yönelik “Keşafet el-Abbas” (bir tür İslami Gençlik Teşkilatı veya Seferberlik Kurumu’na benzer bir yapı) organizasyonunu başlatmıştır. Keşafe’de, kız ve erkek gençler İmam Humeyni ve İmam Hamanei öğretileri doğrultusunda eğitilmektedir. Onlar, direnişin erkekleri ve kadınları olacaklar. Ahdullah, lise öğrencileri için resmi bir toplanma organizasyonuna da sahiptir. Ayrıca, bu hareket Irak’taki üniversitelerde aktif bir şekilde varlık göstermektedir.
Irak’ın büyük aşiretlerine yönelik de programları bulunmaktadır. Ahdullah’ın düşüncesi, Velâyet-i Fakih düşüncesidir. Aslında biz Velâyet bayrağını yükseltmekteyiz. “Devrimi ihraç etmek” ifadesini kullanmıyorum, çünkü bazıları buna karşı hassasiyet gösterebilir. Ancak ne yazık ki Velâyet’i ve İmam’ın çizgisini ihraç etme konusunda çok az çalıştık. Bu nedenle medya çalışmalarımızın zayıf olduğunu söylüyorum.
Ben iddia ediyorum ki bazen yaptığımız işler, bazı yerlerde askeri faaliyetlerden daha zordur. Şu anda Amerika ile fikri ve kültürel alandaki mücadele, onlarla askeri alandaki mücadeleden daha zor. İran’da ve diğer ülkelerde bana Irak Ahdullah Hareketi Genel Sekreteri diyorlar, sorun değil. Ancak resmi olarak bu unvan benim için önemli değil; direniş cephesinin bir askeri ve aktivisti olmak benim için yeterlidir. Direniş cephesinin hizmetkârı olmak daha güzel bir unvandır. Belki de özellikle Irak içinde halkın daha fazla destek göstermesi için, orada Irak Ahdullah Hareketi Genel Sekreteri demiyoruz. Elhamdülillah, Irak halkının her kesimiyle -aşiretlerle, seçkinlerle, üniversite öğrencileriyle ve gençlerle- ilişki içerisindeyiz. Gençlerden oluşan birçok medya ekibi kurduk.
Nasıl ki askeri füzelere sahibiz, kültürel füzelerimiz de olmalıdır. Ahdullah Hareketi’nin, Irak’taki diğer direniş gruplarıyla hiçbir sorunu yoktur. Ahdullah, farklı bir alanda faaliyet göstermektedir. Direniş kültürünü yaymak ve açıklamak, ayrıca insanları Velâyet-i Fakih’e yönlendirmek Ahdullah için çok önemlidir.
-Irak'taki İslami direniş grupları, Aksa Tufanı savaşının ardından Siyonistlerle mücadele ve Filistin'i desteklemekte nasıl bir rol oynadı?
Filistin'i desteklemek amacıyla Irak’taki direniş grupları tarafından her gün İsrail’e karşı operasyonlar gerçekleştiriliyor. Aksa Tufanı savaşının patlak vermesinden beri Başbaşkan Sudani konuşmalarında defalarca Siyonist rejimi suçlamıştır. Irak'ın önde gelen Şii mercii Ayetullah Seyyid Ali Sistani başta olmak üzere Irak halkı ve Necef’teki din alimleri Gazze'yi destekliyor.
Aksa Tufanı operasyonu 7 Ekim 2023’te gerçekleşti ve Çarşamba sabahı Ayetullah Sistani Gazze'ye destek için bir mesaj yayımladı. Ayetullah Sistani, Seyyid Hasan Nasrullah'ın şehadeti dolayısıyla bir taziye mesajı yayımladı. Birçok Iraklı Ayetullah Sistani’yi takip ediyor bu yüzden onun Filistin meselesine bakışı ülke halkına ve takipçilerine yansıyor.
Çok sayıda İsrail karşıtı protesto gösterisi düzenleyen Irak halkı Filistin'e destek vermekte başarılı oldu. Lübnan'daki savaşın ardından Irak halkı da İran halkı gibi Lübnan direnişine destek için kampanyalar başlattı. Çok sayıda Lübnanlı aile Irak'a geldi ve Iraklılar onlara sahip çıktı.
Siyonist Başbakan Netanyahu'nun Trump'la dostane bir ilişkisi var. Trump'ın yeni döneminde savaş kızışabilir.
-ABD’deki başkanlık seçimlerinin bölgeyi, özellikle de Irak'ı nasıl etkiler?
Velayet-i Fakih kültüründe Amerika değişmez. Demokrat Parti ve Cumhuriyetçi Parti arasında hiçbir fark yoktur. ABD'de karar sadece başkanın elinde değil, petrol ve silah şirketlerinin ve medyanın da elinde. Amerika ayını! Bu başkanlar arasında hiçbir fark yok. Amerika'nın genel politikası zorbalık, işgal ve Siyonistlere destek politikasıdır. Barack Obama ve Joe Biden zamanında ne kadar savaş yaşadık? General Kasım Süleymani Trump döneminde suikasta kurban gitti ve şehit edildi.
Siyonist Başbakan Netanyahu'nun Trump'la dostane bir ilişkisi var. Trump'ın yeni döneminde savaş kızışabilir. Büyük İsrail projesi olan yeni Ortadoğu projesi, onlarca yıldır ABD tarafından izleniyor. Şimdi Gazze ve Lübnan'ın güneyinden sonra üçüncü aşamaya, yani Suriye'ye geçebilirler.
-Ekim operasyonunun üzerinden bir yıldan fazla zaman geçtiğini dikkate aldığımızda direniş ekseninin saha birliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Netanyahu geçtiğimiz günlerde Siyonist rejimin beş cephede savaştığını ve kötü durumda olduğunu itiraf etmişti.
Sahaların Birliği politikası savaş meydanındaki birlik anlamına geliyor ve bunu ilk Şehit Nasrullah gündeme getirmişti.
Hizbullah, Nasrullah'ın kararıyla 7 Ekim 2023'ten bir gün sonra, yani 8 Ekim'den itibaren Filistin milletine destek vermeye başladı. Suriye'de de durum zor ama Lübnan'ın Filistin'le ortak sınırı var. 7 Ekim'den birkaç gün sonra bazı Iraklı direniş grupları Filistin milletine destek desteğini ilan etti ve bu destek devam etmektedir.
Yemen’ın de bu mücadeleye katılması çok iyi bir gelişmeydi. İran’ın İsrail’e karşı birinci ve ikinci gerçek vaat operasyonu düzenlemesi güzel bir haberdi. Direniş cephesi üyeleri İran'ın Filistin meselesinden uzak olduğunu düşünüyor, bu nedenle Şehit Nasrullah İran İslam Cumhuriyeti'nin direniş cephesini, özellikle de İslami Cihad ve Hamas'ı desteklemedeki rolünü açıkça anlattı. Filistin sorununda ilk rolü İran oynuyor.
Küçük bir kurşun kadar bile Filistin'e destek vermeyen Arap ülkeleriyle karşı karşıyayız. Gazze savaşının üzerinden bir yıl bir ay geçmiş, Arap ülkeleri Filistin halkına gıda gibi yardımlar sağlamayı çok görüyor.
İran, özellikle askeri alanında Filistin'e yardım ediyor.
Bugün direniş grupları silah üretiyorsa, bu İran İslam Cumhuriyeti'nin tecrübesinden ve Şehit Süleymani’nin rolünden kaynaklanıyor. Sahaların Birliği sadece askeri alanda değil, kültürel alanda da, olmalıdır. Bir yıldan fazla bir süredir her Cuma yüzbinlerce Yemenli Filistin ulusunu savunmak için sokaklara çıkıyor. Bu çok önemli.Direniş roket atmaktan ibaret değil. İnsanların gösterilere ve konferanslara katılması önemlidir.
Muhabir: Elnaz Rahmetnejad
yorumunuz