5 Oca 2025 13:51

HTŞ ve Suriye'nin belirsiz geleceği

HTŞ ve Suriye'nin belirsiz geleceği

Suriye’deki Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) rejiminin ABD, Siyonist İsrail ve Türkiye ile işbirliği yapması nedeniyle Suriye’yi belirsiz bir gelecek bekliyor.

Dört yıllık uzun vadeli bir yol haritasının oluşturulması ve resmi seçim sürecine girilmesi, Suriye'deki farklı grupların ve akımların katılımını engelleyecek. Bu durum, Colani rejiminin tüm güç unsurlarını elinde toplamasına fırsat verebilir.

Yeni miladi yıl, Suriye halkı için zor ve sıkıntılı bir atmosferde başladı. Şu günlerde Şam, Halep ve diğer şehirlerde yılın başlangıcına dair herhangi bir canlılık ve hareketlilik izine rastlanmıyor. Kışın soğuk günlerinde Suriye'de görece bir istikrar sağlanmış durumda. Ancak bu ülkenin geleceği ve siyasi ile idari yapısının nasıl şekilleneceği henüz belirsizliğini koruyor.

Mevcut göstergeler ve uygulamalar, tüm kritik makamların ve hassas pozisyonların, daha önce İdlib’de aşırı silahlı isyancılar olarak bilinen ancak şimdi takım elbise ve kravatla kendilerini Suriye’nin siyasi yetkilileri olarak tanıtan kişilere verildiğini gösteriyor.

Bununla birlikte, son günlerde Batı medyası, Heyet Tahrir el-Şam’ın lideri olan Colani ya da Ahmed el-Şer’in konumunu tanımlamak için şu ifadeyi kullandı: “Suriye’nin fiili lideri” (Syria's de facto leader).

"De facto lider" ifadesi, siyasi ve hukuki anlamda, bir seçim süreci veya resmi bir siyasi mekanizma yoluyla değil, olağanüstü koşullar altında güç elde eden ve halk tarafından seçilmemiş, dolayısıyla "gayri resmi" olarak kabul edilen bir lideri tanımlamak için kullanılır.

Hem Reuters hem Fransız Haber Ajansı (AFP) ve diğer bazı medya organları, Cevlani’nin pozisyonunu tanımlamak için bu terimi kullanmıştır. Bu yaklaşım, Batılıların mevcut Suriye hükümetinin başkanının açıklamalarını ve tutumlarını güvenilir, resmi ve inandırıcı olarak değerlendirmekten kaçındıklarını gösteriyor.

Associated Press ise, Tunus, Mısır, Libya, Yemen ve Sudan’da önceki yıllarda yaşanan deneyimler ve olaylara atıfta bulunarak, askeri gücün sivillere devredilmemesinin hassas ve belirleyici bir mesele olduğunu vurguladı. Böyle bir durumun, bir dizi sonraki olayı tetikleyebileceği belirtiliyor.

Özellikle Colani’nin, önceki rejim unsurlarına karşı bir tasfiye politikası mı izleyeceği yoksa uzlaşma yoluna mı gideceği konusu hâlâ netlik kazanmamış durumda.

Colani, ABD ve Seçimler 

New York Times’ın raporuna göre, Trump yönetiminin Suriye politikasına ve Washington ile Şam ilişkilerine ilişkin henüz bir açıklama yapılmamıştır, ancak Colani, Amerika Birleşik Devletleri’nin yeni seçilen başkanı Donald Trump’ın, Suriye’ye uygulanan yaptırımları kaldırmasını umduğunu defalarca dile getirmiştir. Amerikalı üst düzey diplomatlar, Şam'ı ziyaret etti ve Colani'nin yakalanması için verilen 10 milyon dolarlık ödül iptal edildi, ancak ABD Dışişleri Bakanlığı uzmanları, Washington'a döndüklerinde, Colani'nin tutum ve açıklamalarını pragmatik olarak değerlendirdi ve onun tutumlarını sürdürüp sürdürmeyeceğinin belirsiz olduğunu söylediler.

Reuters Habe Ajansı, Colani'nin olası seçim takvimi konusunda acele etmediğini ve Suriye'de seçimlerin düzenlenmesinin dört yıl sürebileceğinin ve Suriye'nin yeni anayasasının hazırlanması için üç yıl sürecek bir süre öngörüldüğünü bildirdi. Ancak aslında bu iki süreye ilişkin herhangi bir garanti verilmemiştir ve uygulamada dört yıldan fazla sürmesi de pek olası değildir. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı deviren Heyet Tahrir eş- Şam terör rejimin lideri, Pazar günü Suudi devlet medyasında yayınlanan bir röportajda, Suriye'de seçim düzenlemenin dört yıla, yeni anayasa hazırlamanın ise üç yıla kadar sürebileceğini söyledi.

Colani ve Türkiye

Mevcut kanıtlar, Heyet Tahrir eş-Şam lideri Ebu Muhammed el-Colani ve ekibinin siyasi kararlarının büyük ölçüde Ankara’nın tavsiye ve talepleriyle doğrudan bağlantılı olduğunu gösteriyor. Şimdiye kadar, geçici Şam hükümetinde bakanlık görevleri üstlenen en az üç kişinin yükseköğrenimlerini Türkiye’deki üniversitelerde tamamladıkları ortaya çıktı. Ankara’da yayımlanan Karar gazetesinin haberine göre, Adalet Bakanı, Yerel Yönetimler Bakanı ve Şam ile Halep’teki bazı yerel yöneticiler, Türkiye üniversitelerinden mezun.

Öte yandan, Türkiye’nin siyasi çevrelerinde, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın tarafından belirlenen özel bir uzman ekibin, Colani’nin liderlik ettiği rejim için yeni bir Suriye istihbarat ajansının kurulmasına danışmanlık yaptığı konuşuluyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da basın açıklamalarında, 13 yıllık MİT başkanlığı döneminde tüm Suriyeli muhalif gruplarla, hatta Colani ile iletişim halinde olduğunu açıkça dile getirdi. Fidan, şimdi de bu deneyimlerini Colani rejiminin kullanımına sunmaya çalıştığını ifade etti.

Türk yetkililerin açıklama ve tutumları, Erdoğan hükümetinin Suriye’deki siyasi sürecin uzatılması için bir yol aradığını ve Colani ile ekibinin konumunu sağlamlaştırmayı hedeflediğini ortaya koyuyor. Böyle bir ortamda, Suriye’deki askeri, güvenlik, emniyet ve stratejik kurumların yanı sıra önemli bakanlıkların, değerli belgelerin, mali kaynakların ve stratejik meselelerin tamamen Co
lani ve onun terör rejiminin kontrolünde kalacağı öngörülebilir. İlerleyen süreçte siyasi yapı ve seçimlerin tasarımı, pratikte tüm siyasi, toplumsal, etnik ve dini grupların dışlanacağı bir şekilde gerçekleştirilebilir.

Netanyahu vuyurken Colani izliyor

Beşar Esad hükümetinin devrilmesinden sonraki en önemli olaylardan biri işgal ordusuna ait savaş uçaklarının Suriye’nin askeri ve savunma tesislerine ve özellikle Şam'ın çevresindeki askeri noktaları hedef almasıydı. Tüm bunlara rağmen Colani ve onun komutasındaki terör grupları bu açık saldırlar karşısında sessiz kaldı. Öyle ki, tüm deliller her şeyin koordineli bir şekilde ilerlediğini gösteriyor. Binyamin Netanyahu, Suriye'nin yeni dönemde altyapıyı yeniden inşa etmek için milyarlarca dolar yardıma ihtiyacı olduğunu iki kez dile getirdi!

The Cardle dergisinde yayınlanan raporda, Colani ile Siyonist rejim arasındaki yakın işbirliğine işaret ediliyor. Buna göre, HTŞ (eski adı Nusra Cephesi) 2014'te Lübnan direnişi ve Suriye ordusuna karşı çatışmalarda İsrail'le işbirliği yaptı. O dönemde Kuneytire’deki Nusra Cephesi unsurları aslında Siyonistlerin komutası altında savaşıyordu ve gazeteciler, çatışmalarda yaralanan teröristlerin tedavi için Siyonist askeri hastanelere götürüldüğünü defalarca gördü. Bu nedenle Siyonist ordunun işgal planı Hermon Dağı'ndan başladı ve Şam'ın çevresine yaklaşan işgal ordusu Suriye'nin güneyinde toplam 500 kilometrekareden fazla alanı işgal etti.
 

News ID 1923132

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
  • captcha