Sözcü Aksoy, Arap Birliği Konseyinin daimi temsilciler düzeyinde Libya konulu olağanüstü toplantısı hakkındaki bir soruya yazılı yanıt verdi.
Toplantı sonunda yayımlanan bildiride, 2015 tarihli Libya Siyasi Anlaşması'na (Suheyrat Anlaşması) atıfta bulunulmasını ve Libya'da istikrarın sağlanmasının tek yolunun siyasi çözüm olduğunun vurgulanmasını not ettiklerini belirten Aksoy, şunları kaydetti:
"Bu bağlamda, Libya Siyasi Anlaşması'nın ve 2259 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararının lafzı ve ruhunun öncelikle Libya'nın tek meşru temsilcisi kabul edilen Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin desteklenmesini ve güçlendirilmesini amaçladığını ve tüm Birleşmiş Milletler (BM) üyelerine bu yönde çağrıda bulunduğunu hatırlatmakta yarar görüyoruz. Buna mukabil, Libya Siyasi Anlaşması ve BMGK'nin 2259 sayılı kararının hilafına sözde Libya Ulusal Ordusu tarafından başta başkent Trablus'a yönelik olmak üzere aylardır sürdürülen dış askeri destekli saldırılar karşısında Arap Ligi'nin sessiz kaldığı, kararlı ve uluslararası meşruiyetin yanında bir tutum ortaya koyamadığı da ortadadır".
Aksoy, Türkiye'nin, Libya'da siyasi çözüm sağlanabilmesi için öncelikle saldırıların durdurulması ve derhal tam ateşkes sağlanması gerektiğini başından beri savunageldiğini hatırlatarak, Türkiye'nin bu kapsamda Berlin Süreci'ne aktif ve yapıcı katkı sağladığının altını çizdi.
Libya'da, Libyalıların öncülüğünde ve sahipliğinde kapsayıcı ve kalıcı siyasi çözümün, askeri yöntemlerle oldubittiler yaratmak peşinde koşanların cesaretlendirilmesiyle değil, caydırılmasıyla mümkün olabileceğini kaydeden Aksoy, "Türkiye, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Libya'nın meşru temsilcisi olan Ulusal Mutabakat Hükümeti'ni desteklemeye devam edecek; Libya halkının kalıcı barış ve istikrara kavuşması için her türlü çabayı göstermeyi sürdürecektir" ifadesini kullandı.
Kaynak: Sputnik
yorumunuz