Azer Mahdavan: Siyonist İsrail rejimi, Gazze'de 300 günden fazla süren saldırı, cinayet ve soykırım boyunca hiçbir yasadışı ve suç teşkil eden eylemden geri durmamıştır. İsrail rejiminin Gazze'deki suçlarının boyutlarından biri, uluslararası hukuk ve savaş kurallarına göre dokunulmazlığa sahip olan ve olayları şeffaf bir şekilde aktarma görevi olan yüzlerce gazetecinin şehit edilmesidir. Gazze'deki gazetecilere yapılan saldırılar, İsrail'in iddia ettiği gibi tesadüfi ve kaçınılmaz durumların ötesine geçmiş ve sistematik ve tamamen kasıtlı bir boyut kazanmıştır. İsrail, gazeteciler için Gazze'yi güvensiz hale getirerek dünyayı bu bölgedeki gelişmeler ve işlenen suçlardan habersiz tutmaya çalışmaktadır, ancak Gazze'deki gazetecilerin görevi buna izin vermemektedir.
Mehr Haber Ajansı, Gazze savaşının başlangıcından itibaren, İsrail rejiminin savaş suçlarını yalnızca İranlılara değil, aynı zamanda diğer ülkelere de 5 yabancı dilde (Türkçe, Arapça, İngilizce, Urduca ve Kürtçe) haber, rapor ve röportajlar şeklinde yansıtmaya çalışmıştır. Filistin halkının mazlumiyetini yansıtma doğrultusunda, Gazze'deki uzmanlar ve yetkililerle röportajlar yapmak da dahil olmak üzere çeşitli adımlar atılmıştır.
Mehr muhabiri, İran'da Gazeteciler Günü olması vesilesiyle, Gazze'de yaşayan Filistinli bir gazeteciyle röportaj yaparak, bu kez Filistinli gazetecilerin sesi olmayı amaçlamıştır. Güvenlik eksikliğine rağmen, gerçekleri dünyaya duyurmaya çalışan bu gazetecilerle yapılan detaylı röportaj, Gazze Şeridi'nde yaşayan gazeteci Mahmud Bessam ile gerçekleştirilmiştir.
1 – Bildiğiniz gibi bugüne kadar Gazze'de 165 gazeteci şehit edildi. Sizce İsrail rejimi neden Gazze'deki basın mensuplarını hedef alıyor?
İsrail, Gazze'de gerçekleştirilen soykırımların gerçeklerini ve hakikatini kasıtlı olarak ortadan kaldırmaya çalışıyor. İşgalciler, sıradan insanlar ile hastalar, yaralılar ve gazeteciler arasında hiçbir ayrım yapmıyor ve kasıtlı olarak gazetecileri hedef alıyorlar. Çünkü Gazze'nin gerçeklerini dünya kamuoyuna aktarmaktan ve Gazze halkının sesinin dünyada duyulmasından korkuyorlar. Onlar, Gazze'de bulunan gazetecilere karşı savaşmakla kalmıyor, aynı zamanda Filistinlilerle ilgili içeriklerin sosyal medyada yayılmasını da engelliyorlar.
Şehit olan gazetecilerden biri, Gazze'nin kuzeyinde faaliyet gösteren ve El Cezire uydu kanalı aracılığıyla dünyaya görüntüler ve gerçekleri aktarmaya çalışan İsmail el-Halu idi. İsmail, Gazze'deki 10 aylık savaşın ardından canlı görüntüler gönderiyordu. İşgalciler bu sesleri susturmaya ve Gazze halkını yok etmeye çalışıyor. Biz gazeteciler, savaşın ortasında olmamıza rağmen, görevimizi yerine getirmeye devam ediyoruz. İsrail'in Gazze'ye karşı yürüttüğü savaş sırasında şehit olacağımızı bilsek de, çok az imkanımız olmasına, özellikle de kurşun geçirmez yeleklerin eksikliğine rağmen tehlikeli bölgelerde bulunuyoruz. Ancak, kurşun geçirmez yelekler bile mevcut tehlikelerden korunmamızı sağlayamıyor; şehit Said el-Tavil ve birkaç gazeteci daha bu yelekleri giymişken şehit oldular.
2 – Siz şimdi Refah'tasınız. Refah'taki gazeteciler için güvenlik durumu nasıl?
Şu anda Gazze'nin en tehlikeli bölgelerinden biri olan Refah'ın çevresindeyim. Şehir merkezinden ayrılmadan önce, Refah'a yapılan saldırıları ve yoğun roket yağmurunu haber yaparken elimden yaralandım ve uzun bir tedavi sürecinden geçtim. Tedavim tamamlandıktan sonra gazetecilik mesleğime geri döndüm. Şu anda sahada bulunmamız ve gerçekleri aktarmamız gerekiyor. Bir süre önce işgalciler şehrin bazı bölgelerinden geri çekildiler, ancak Filistinli sivillerin evlerini patlatarak yıktılar ve hatta vatandaşları hedef aldılar. Gazze'deki gazetecilerin güvenlik durumu çok zor ve hiçbir gazeteci Refah'ın içine giremiyor. Biz tüm haberleri Refah'ın dışından yapıyoruz. Refah içinde hareket eden herkes roket saldırısı, ateş açılması veya tutuklanma riskiyle karşı karşıya kalıyor. Refah, soykırım, yıkım ve geniş çaplı tahribatla karşı karşıya.
3 - Gazze'deki gazetecilerin son 10 ayda sergilediği davranışlar, onların cesaret ve kahramanlığının zirvesidir. Pek çok Gazzeli gazeteci bu savaşta sevdiklerini kaybetmiş olmasına ve canları güvende olmamasına rağmen, yine de kameraların karşısına geçerek Filistin halkının mazlumiyetini dünyaya aktarıyorlar. Bu kadar dirençli ve kararlı olmanızın nedeni nedir?
Biz gazetecilerin direniş ve kararlılığının nedeni, gerçeklere ve hakikate bağlı olmamızdır. Gerçekleri dünyaya aktarmak zorundayız, halkımızın sesi olmalı ve onların keder ve sıkıntılarına ortak olmalıyız. Bize karşı işlenen suçların hakikatini dünyaya göstermek zorundayız. Gazeteciler sürekli olarak Siyonist Rejim'in saldırılarına maruz kalıyorlar, ancak güçlü bir irade ve kararlılıkla bu savaşta görevlerini yerine getirmek istiyorlar. Mesleğimize sadık kalacağımıza ve gerçekleri aktaracağımıza yemin ettik.
Buradaki gazeteciler ya şehit oluyor, ya şehitlerin görüntülerini çekiyor, ya şehitleri taşıyor ya da yaralanıyor. Biz birleştik, kararlıyız ve Gazze'de kalarak Gazze halkına karşı işlenen soykırımın gerçeklerini dünyaya göstereceğiz. Kameralarımızla buradayız ve Gazze'ye karşı yapılan medya yalanlarıyla mücadele ediyoruz. Şu anda Gazze'de dışarıdan hiçbir haber ajansı yok, biz Gazze halkı olarak kendi milletimizin sesi olmalıyız. Gazeteciler ayrıca İsrail'in roket saldırılarına maruz kalıyor. Kendi evim roket saldırısına uğradı ve ailemin bazı üyeleri, aralarında kardeşim ve çalışma arkadaşım da olmak üzere şehit oldu. Muhammed Bessam el-Cemel de evine yapılan roket saldırısında şehit oldu. Biz bu milletin bir parçasıyız ve İsrail'in saldırılarına maruz kalıyoruz.
4 - Lütfen bize bir gazeteci olarak İsmail Heniyye'nin şehadet haberini duyduğunuzda ne hissettiğinizi söyleyin. Bu durum sizi umutsuzluğa mı sürükledi yoksa medya mensupları olarak direnişin sesi olmaya devam etmeyi mi tercih ettiniz?
İsmail Heniyye'nin şehadeti çok üzücüydü. O, büyük işlerin adamıydı. Zorluklar, kararlılık ve direnişin sembolüydü ve her zaman halkı için konuşurdu. Onu babamız olarak görüyorduk. Üç çocuğunu ve birçok torununu Filistin için feda etmişti ve ailesinin birçok üyesi şehit olmuştu. O, duygularımızı anlar ve bizimle aynı zorlukları, sıkıntıları yaşardı. Onun konuşmalarını dinlediğimizde her zaman umutla dolardık.
Şimdi, İsmail Heniyye şehit olmuş olabilir, ancak Gazze'de binlerce İsmail Heniyye var. Büyük komutanların ve liderlerin şehadeti sadece onların fiziksel varlığının kaybıdır, fakat düşünceleri yaşamaya devam eder. Liderlerin ve büyüklerin şehadetiyle, bir birey aramızdan ayrılır, ancak onların görüş ve yöntemleri kalır; güçleri, sözleri, azimleri ve iradeleri devam eder. İşgalciler bu liderlerin bedenlerini parçalasa bile, onların düşünceleri kalır ve gazeteciler ile tüm Filistinliler bu yaklaşımı ve düşünceyi takip eder. Gelecekte, İsmail Heniyye'nin yerine geçecek yeni liderler olacak ve binlerce İsmail Heniyye'yi şekillendirecekler. Geçmişte de aynı durum Abdülaziz el-Rantisi, Fethi Şikaki ve diğerleri için yaşandı, ancak başka liderler bu yolu takip etmeye devam etti.
5 - Biz, Mehr Haber Ajansı ve ülkemizin diğer medya kuruluşları olarak, Gazze halkının mazlumiyetini ve aynı zamanda cesaretini duyurmaya çalıştık. Filistin özgürlüğüne kavuşana kadar bu yolu sürdüreceğiz. Siz, Gazze'deki meslektaşlarınız adına, iletmek istediğiniz bir mesaj veya talebiniz varsa memnuniyetle duymak isteriz.
Biz, uluslararası haber ajansları ve dünya medyasının Gazze'nin gerçeklerini iletmesini umuyoruz ve nihai zaferimize kadar politikalarını değiştirmemeleri gerektiğini düşünüyoruz. Allah'ın izniyle zaferimiz yakındır. Bu savaş eninde sonunda sona erecek. Filistin meselesini her zaman dünya kamuoyunda canlı tutmalıyız. Filistin meselesi Gazze savaşıyla bitmeyecek, aksine yaşamaya devam edecek. Sizden ricamız, Filistin'in sesini tüm dünyaya duyurmanız ve herkesin Filistin ve Gazze'de neler olduğunu, insanların orada nasıl yaşadığını ve hayatta kalmak için nasıl mücadele ettiğini bilmesini sağlamanızdır.
Gazze'nin kuzeyindeki halk büyük bir kararlılık göstermektedir, ancak asla tereddüt ve şüpheye düşmezler. Filistinliler, bazı medya kuruluşlarının iddialarının aksine, ülkelerini terk etmezler ve topraklarını satmazlar. Çok zor şartlarda yaşıyoruz, ancak gücümüzle, kararlılığımızla ve direncimizle yolumuza devam ediyoruz ve dünyanın Gazze'nin sesini duymasını umuyoruz. Umarım siz de Gazze Şeridi hakkındaki çalışmalarınızda ve görevinizde başarılı ve kararlı olursunuz ve Gazze'deki savaşın gölgesinde gerçekleri aktarmaya devam edebilirsiniz.
yorumunuz